Bekir COŞKUN Ey bacım…

Başındaki örtü senin için 'inancı' temsil ediyor olabilir…

Ama demiştim sana; başına takıp da seni öne sürenlerin gözünde, siyasi

bir simge olmaktan öte bir şey

ifade etmiyor…

Allah korkusunu temsil etmiyor…

Vicdanı temsil etmiyor…

Fazileti temsil etmiyor…

Sevgiyi temsil etmiyor…

Barışı temsil etmiyor…

Şefkati temsil etmiyor…

Onların gözünde; hoş görüyü, insaniyeti, merhameti temsil etmiyor…

*

Öyle olsaydı; TOMA’ların önünde, 

gaz bulutlarının arasında, polislerin 

ayak altında, yerlerde sürünürken görmezdik seni ey bacım…

*

O türban; siyasi iktidarlarını kurmak

için din tüccarlarının, kadınların-kızların başına takıp öne sürdükleri bir siyasi simgeydi sadece…

Onlara göre anlamında; hoşgörü, insaniyet, vicdan, inanç yoktu…

Olsaydı, kıyamazlardı sana…

*

Öyle bir yere koymuşlardı ki siyasi sembollerini; sevdası her zaman

canından yüce, duyguları her zaman kendinden önce, bir tırnağı bin erkeğe bedel kadının başına…

Kendisi İtalyan kravat, Fransız stil ceket giyip, Monako züppeleri gibi donanırken, kadını tesettüre sokmasının tek sebebi vardı; saf toplumun din duygularını arkasına alıp kendi siyasi iktidarını kurmak…

Başardı da sayende bacım…

*

Türban onun için; oy demekti sadece…

Çıkar…

Zenginlik…

Güç…

Makam, koltuk, iktidar…

Tümünü elde ettiğinde, işte sen olsan da olur olmasan da… Ve seni yerlerde, elin yüzün kan içinde gördüğümde emin ol çok üzüldüm…

Çünkü biz kadınlarımızın tırnağına kıyamayız…

*

Bak bugün Dünya Kadınlar Günü,

bütün dünya milletleri kadınların

yüceliğini konuşurken, bizim önümüzdeki gazetelerde sen TOMA’ların önünde, gaz bulutlarının içinde, ayaklar altındasın…

Sığınacak bir adres vereceğim sana:

LAİK CUMHURİYET…

Demokrasinin, hukukun, özgür

bireyin, kadının, erkeğin el ele, eşit olduğu… Ayakta tutabilirsen; ilkelliğin, zulmün, hukuksuzluğun, diktatörün giremeyeceği yer…

Zalimin korktuğu şey…

*

Türbanın başında kalsın, yüreğini 

al da gel ey bacım…