Türkiye'yi sapıklarla doldurdular
Araştırmayı, Yeniçağ yazarı Fatih Savuk yapmış; ben de onun sayesinde öğrendim. Aslında bu haberle yer yerinden oynardı.
Yine hayli gürültü kopardı ama pek ses çıkmadı, buna rağmen seçim öncesi bu ülkeyi seven herkesin bu haberi görmesi gerektiğine inanıyorum.
Haberin özeti şu:
AKP iktidarı ve Erdoğan’ın olağanüstü gayretleri ile Türkiye’ye Pakistan ve Afganistan’dan akın akın getirilen sözde mülteciler ülkemize girmeden Google üzerinden araştırma yapıyorlar.
Ama bu sözde göçmenler “Türkiye nerede, Türkiye nasıl bir ülke, Türkiye’yi kim yönetiyor, Türkiye’de iş olanakları var mı, Türk halkı nasıl bir halk?” gibi her yabancı ülkeye giden birinin merak ettiği türde sorular değil.
Türkiye’ye getirilen bu insanlar Google üzerinden neyi soruyor biliyor musunuz?
Türk kızları
Türk kadınları
Veeee
Türk erkek çocukları.
Tabii bunları Türkçe yazmıyorlar.
İngilizce olarak ‘TURKISH BOY’, ‘TURKISH CHILD’, ‘TURKISH GIRL’ yazıyorlar.
Birkaç yıldır gerek televizyonlarda gerek YouTube kanallarımda gerekse bu köşede Afganistan, Pakistan gibi ülkelerden getirilen insanların profillerini anlatmaya çalışıyorum.
Bu getirilenlerin ortak özellikleri şunlar
Hepsi genç. 20’li yaşlarda.
Hepsi erkek.
Kadın, çocuk ve yaşlı neredeyse hiç yok.
Hepsinin sırtında küçük bir çanta var.
Bavul, denk, kutu taşıyan bir kişi bile yok
Hepsi büyük gruplar halinde getiriliyor.
Bunlar silahlı kuvvetlerin güya kuş bile uçurtmadığı sınırlarımızdan dev kafileler halinde geçiyorlar
En dikkatimi çeken konu ise bu getirilenlerin hiçbirinin sokaklarda yatmaması.
Belli ki hepsinin yeri gelmeden önce ayarlanıyor.
Evsiz barksız olan hiç yok.
Türkiye’nin nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu görüyorsunuz değil mi?
Bu gelenlerin hepsinin aklı kadınlarda, kızlarda ve erkek çocuklarda.
Özellikle Pakistan ve Afganistan’da küçük oğlan çocuklara olan düşkünlük biliniyor.
Araştırmayı yapan Yeniçağ yazarı Fatih Savuk, bu durumu sosyal medya hesabında şöyle paylaşmış:
“Google trendde ‘Turkish girl’ en çok Afganistan ve Pakistan’da aratılıyor. Daha ilginci ise ‘Turkish boy’, ‘Turkish child’ gibi çocuk istismarına konu olacak terimler ise açık ara en çok Pakistan’da aratılıyor. ‘Bacha bazi’ adım adım Türkiye’ye geliyor. Buna dur de!” ifadelerini kullandı.
Peki bu “bachi bazi” nedir?
“Bacha bazi, Afganistan’da, dans eden çocuklar olarak adlandırılan, genellikle cinsel kölelik ve çocuk fahişeliğini içeren, genç ergen erkeklerin veya erkek çocukların yaşlı erkekler tarafından çocuklara yönelik cinsel istismarını içeren bir gelenek için Afganistan’da kullanılan bir argo terimdir. Yasa dışı olmasına rağmen, bacha bazi hala Afganistan’ın belirli bölgelerinde uygulanmaktadır.”
Bu iktidar kendi emelleri için ülkemizi sadece yabancılarla doldurmakla kalmıyor, aynı zamanda bu ülkelerin sapıklarını da buraya taşıyor.
Seçimde buna mutlaka dur denilmesi gerek.
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Abdüllatif Şener çok ayıp etti
İktidar partisinin kurucularından olan Abdüllatif Şener bir süre sonra AKP’nin kurucu değerlerinden uzaklaştığını söyleyerek istifa etmişti.
Şener bir süre sonra CHP’ye geçti ve milletvekili oldu.
Son seçimlerde aday gösterilmeyen Abdüllatif Şener seçime sadece birkaç gün kala Kılıçdaroğlu’nun seçilse bile asla ülkeyi yönetemeyeceğini söyledi.
Tam da Erdoğan’ın “Bunlar seçilse bile Kılıçdaroğlu topal ördek gibi olur, kaos çıkar” sözlerini destekleyen bir açıklamaydı bu.
Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı’nda iken Kılıçdaroğlu’nun verdiği sözlerden hiçbirini gerçekleştiremeyeceğini ileri süren Şener “Meclis’ten hiçbir kanunu geçiremez, Millet İttifakı’nın en büyük iddiası olan güçlendirilmiş parlamenter demokrasi artık hayal olur. Mali ekonomik politikaları uygulayamazlar” dedi.
Şener’e göre bunun nedeni şu;
“Vergi çıkaramazlar, bütçe çıkaramazlar. Hatta bürokrat ataması yapamazlar. Çünkü atama ile ilgili usul esasları cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile değil kanun ile belirlerler, en önemli bürokratlarının atanması için Meclis onayı istediği takdirde Cumhur İttifakı en önemli bürokratını atayamaz.”
Şener görüşünde bir yere kadar haklı.
Ancak bu sistemin Cumhurbaşkanına verdiği yetkiyi unutuyor.
Mecliste AKP ve destekçilerinin biraz daha üstün olması genel yönetim konusunda cumhurbaşkanının önünü kesemez.
Ayrıca Erdoğan’ın seçim kaybetmesi halinde AKP sayısal olarak ne kadar güçlü olursa olsun çok ciddi bir direniş sergileyemez.
Ancak burada önemli olan Abdüllatif Şener’in bir anda Erdoğan’ın yanında yer alması ve seçime birkaç gün kala kendisine kucak açan CHP’ye vefasızlık göstermesidir.
Açıkçası Şener çok ayıp etmiştir.
YENİ ÖĞRENDİM
Hayali seçmen sayısı 4 milyonu bulabilir
Bugünün yazılarını yazarken seçmen sayısındaki anormalliği ortaya çıkaran bilgisayar uzmanı Yücel Gündem aradı.
Sesi biraz öfkeli ve kırgındı.
“Can Bey, partilere işin vahametini anlatıyoruz ama nedense hiç ilgilenmek istemiyorlar” dedi.
Aslında durumu biliyorum.
Bazı partilerin YSK yetkililerine durumu aktardığımda “azarlanır” gibi cevaplar aldım ben de.
Çünkü bu sorunu çözemiyorlar ama kendi hataları ortaya çıkmasın diye “Seçimde bir usulsüzlük yok, bütün sandık sonuçları elimizde” bahanesinin arkasına sığınıyorlar.
Oysa şu gerçeği görmüyorlar.
İktidarın oynadığı oyun yüzünden bütün sandıkların sonuçları ellerinde olsa bile yapılan hile görünmüyor.
Ortada aslında seçmen olmaması gereken ama seçmen yapılmış 2 milyona yakın kişi var.
Ayrıca sandık sonuçları doğru gibi gözükse bile SECSİS üzerinden yapılan kaydırmalar sandık bazında tespit edilemiyor.
Bunu çözmek kolay değil.
Bu durumda parti yetkilileri, talimat genel başkandan gelse bile sorunu çözmek için nereye gideceklerini bilemedikleri için topu başka yere atıyorlar.
Yücel Gündem telefonda “Can Bey” dedi “Araştırmamızı derinleştirdikçe fazladan yazılan seçmen sayısının çok daha büyük olduğunu görüyoruz. Bu rakam 4-5 milyona çıkıyor. Bunun sonuçlarını en geç cuma gününe kadar çıkarmış olacağız” dedi.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Bu uyarılarına lütfen kulak tıkamayın
Seçimlerde yapılan oyunları ortaya çıkarmak için var güçleriyle çalışan ciddi araştırmacılar var.
Bunlardan biri Polimetre.
Günal Ölçer’in liderliğindeki bir ekip gece gündüz, hiçbir menfaat beklemeden sandık sonuçları üzerinde derin araştırmalar yapıyorlar.
Bunları anında raporlayıp partilerin ilgili birimlerine aktarıyorlar.
Polimetre, 3771 sandıkta oyların sadece Erdoğan’a çıktığını, bu sayede Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na 600 binin üzerinde fark attığını ve bu sandıklarda tek görevlinin bile olmadığını ortaya çıkardı örneğin.
Ama çalışmalar bununla bitmedi.
Polimetre anormallik olan tüm sandıkları saptamış.
Bunun ötesinde oy kaydırılan sandıkları da ortaya çıkarmış.
Yetinmemişler Erdoğan’a normalden fazla oy giden sandıkları, CHP’nin normalden az oy aldığı sandıkları bulmuşlar.
Bunları ilçe ilçe sıralamışlar.
Yapılacak tek şey, bu raporları ciddiye almak ve bu sandıklara görevli göndermek.
Şurası gerçek ki, AKP’nin büyük bir oyunla seçmen listelerine eklediği fazla seçmenlerin yaratacağı fark, seçime gitmemiş olanları sandığa çekerek ve belirlenen sandıkları görevli koyarak kapatılabilir.
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Sayın medyamız nihayet uyandı siyasetçiler ise kabullenmiyor
Önce seçimlerden çok önce yazdığımı belirteyim.
Ciddi araştırmalar yapan bazı kuruluşların verdikleri istatistiklere bakarak, “Seçmen sayısında bir anormallik olduğunu” belirttim.
Geçmiş yıllardaki seçmen sayıları ile yapılan karşılaştırmalarda ortaya anormal sonuçlar çıkıyor.
Seçimden sonra 18 Mayıs günü bunu anormalliği ortaya serdim.
Araştırmayı yapan 30 yıllık bilgisayar uzmanı Yücel Gündem ile saatler süren konuşmamızı yazdım.
Bu seçimde en az 1 milyon 800 bin fazla seçmen olduğunu rakamlarla ortaya koyduk.
Hiç ses çıkmadı.
Partiler neredeyse hiç ilgilenmedi.
Nihayet 23 Mayıs günü birkaç gazeteci daha konuya girdi.
Anormal seçmen sayısı artışını sorguladı.
Sonunda konu gündeme girdi ama ne çare?
Bu koşullarda gideceğiz seçimlere yine.
Ama inanıyorum ki, bu ülkenin sağduyulu insanları hiçbir bahane üretmeden sandığa koşacaklar ve bu oyunu bozacaklar.
CAN ATAKLI
korkusuz.com