Antik Yunan’ın en değerli iki şifa merkezinden biri olan Kos’ta doğmuş. (diğeri Bergama’da bulunan Asklepion’dur.) Zaten Tıp loncasında yapılan Hipokrat yemini o zamanlar Sağlık Tanrısı Asklepios adına olurmuş. Zamanla inanç sistemleri değiştikçe yemin de böylece şekillenmiş.
Hipokrat'ın ilk kuralı hekimin hem düşünceleri hem de seçtiği tedavi yöntemiyle hastaya en ufak bir zararının dokunmamasının gerekliliğidir.
Öteki taraftan sanatçılar tarih boyunca, defalarca doktorları onurlandıran eserler yapmıştır. Bunlardan en bilineni Hollanda Altın Çağının ( Barok dönem) usta ressamı Rembrandt van rijn eseri Dr Tulp’un anatomi dersi tablosudur.
17. yüzyılda Protestan olan Kuzey Avrupa’da hayat güneydekinden çok daha özgür fikirlerle şekilleniyormuş. Bu sebeple insan vücudunun anatomik olarak incelenmesi çok büyük önem kazanmış.Zaten modern tıbbın tohumları da aynı yüzyılda atılmış diyebiliriz. Enteresan olan Hollanda’da insanlar bilet alıp bir tiyatro izler gibi bu anatomi derslerine katılıyormuş.
Amsterdam’a taşınarak ustalığı ile ismini duyurmaya başlayan genç Rembrandt’ın aldığı ilk büyük iş bu anatomi derslerinden birini Cerrahlar Birliği için resmetmesi imiş. Bu mükemmel grup portresi o zamanın ünlü doktoru Nicholas Tulp’un verdiği derslerden birini anlatıyor. Aslında çok da gerçekçi bir anlatım olmasa da; çünkü o dersler çok daha kalabalık gruplar için yapılırmış, Rembrandt her zamanki gibi en doğru noktaları vurgulayarak sadece 26 yaşında bir şaheser yaratmış.
Dr. Tulp koldaki tendon kaslarının çalışmasını elini bir model gibi tutarak anlatıyor. Kadavranın ayağının ucundaki kitap bilimsel açıklamaların kaynağını gösteriyor. İzleyiciler ise merakla aslında bir suçlu olan bu ölü bedenin farklı noktalarına dikkat vermiş durumda. Oldukça varlıklı bir grup var doktorun karşısında. Tıpkı bir fotoğraf makinesi gibi en doğru an yakalanmış durumda.
Barok sanatının derin ışık gölge oyunu ise tüm ilgiyi merkezdeki olaya aktarıyor gibi....
YORUMLAR