Louis Armstrong All stars orkestrası ile 1959 yılının 10-11-12 nisan tarihlerinde (cuma – c.tesi – pazar) 2 si saray sinemasında diğeri hilton da olmak üzere 3 konser vermek üzere istanbula gelir.
stanbul defterdarlığı Saray sinemasında verilecek konserlerin biletlerinin gişelerden değil vergi dairelerinden satılmasına karar verince bu garip uygulama ciddi sıkıntılar yaratır.Saray sinemasında üstüste iki gece çok başarılı konserler veren Armstrong un Hilton otelindeki konseri sırasında bir skandal yaşanır.Vefa Zat’ın Suriçi’nden Hilton’a uzanan barmenlik hayatını yazdığı “Barmen” kitabında anlattığı bu skandalın öyküsü şöyle :
“[1959 ilkbaharında], tüm zamanların en ünlü caz sanatçısı, “Altın Trompetli” Louis Armstrong, balo salonunda bir konser verdi… Mönü özenle hazırlanmış, masa kuverlerine altın çerçeveli lacivert servis takımları atılmıştı. Yemek servisinde de
sadece gümüş takımlar kullanılıyordu. Masalara altılı şamdanlar konulmuştu. Konsere davetli konuklar kapıda karşılanırken kendilerine şampanya eşliğinde siyah havyarlı ve somon fümeli kanepe-
ler ikram edilmişti. Sözün kısası her şey mükem-
meldi.
Gecenin bir saatinde Louis Armstrong ve orkestra-
sı sahnedeki yerini aldı… Ve müzik başladı. Ancak
serviste kabul edilemez bir zamanlama hatası ya-
pılmış, konserin başlama zamanı ile ana yemeğin
servis zamanı çakışmıştı. Bunun kaçınılmaz sonucu
olarak davetlilerin çatal bıçak sesi, müziği bas-
tırmaya başlamıştı. Louis Armstrong bir anda or-
kestraya dönerek müziği kesmelerini işaret etti ve
müzik bıçak gibi kesildi. Ardından kendisi ve di-
ğer bütün müzisyenler salonu terk ederek odala-
rına çıktı. İşte o anda salonda bulunan konukların
hepsi donakaldı. Salona büyük bir sessizlik hâkim
olmuştu. Başlamadan bitivermişti konser.
…
Louis Armstrong ve arkadaşları salonu terk edip
odalarına çıkınca, otelin genel müdürü Mr. Basler
ve ilgili kişiler sorunu halledebilmek için harekete
geçti. Ancak şarkıcıyı ikna edemediler. Sonunda, ‘Konsere çıkmazsanız mukavelede yazılı olan bir milyon doları tazminat olarak sizden talep edebiliriz’ deyip sanatçıyı kibarca tehdit ettiler.
Tehdit fena halde geri tepti. Armstrong, bu sözü duyar duymaz çek defterini çıkarıp 1 milyon dolar yazıp otel müdürüne uzatınca iş tamamen kilitlendi… İkna heyeti tekrar salona indi. Konserin şeref
masasında, protokol davetlileri arasında bulunan
ABD’nin Türkiye büyükelçisine durum anlatıldı.
Büyükelçi, Louis Armstrong’un odasına çıkarak
kendisini bir şekilde ikna etti. Durum tatlıya bağ-
lanınca program sunucusu konserin on beş dakika
sonra başlayacağını, ancak konser sırasında sade-
ce içki servisi yapılacağını anons etti.
Anons yapıldığı anda hatalarını telafi etmek is-
teyen konuklar devasa dans pistinin kenarlarına
oturdu ve büyük bir alkış tufanından sonra müzik
başladı. Konukların bu jestinden ziyadesiyle memnun kalan Louis Armstrong, yüzündeki muhteşem
tebessümüyle müzik yaparken davetliler büyük
bir sükunet içinde kendisini dinliyordu. Öylesine
büyüleyici bir konserdi ki, güneşin ilk ışıklarına
kadar temposunu düşürmeden devam etti.”
YORUMLAR