Bir koca ve iki eşi( üstelik eşlerden biri doktor, biri avukat, Amerika’da iki mesleğin de saygınlığını bilenler bilir.)
Her yerden telefonlar geliyor, eşleri eleştiriyor.
Kadınların cevabı “ biz mutluyuz, kimseyi ilgilendirmez,” oldu ve kapattılar.
Amerika’da 1830 yılında “Tanrı’nın tek ve gerçek kilisesi” iddiasıyla ortaya çıkan Mormonlar’ın ilk peygamberi Joseph Simith, kutsal metinleri ise Mormon Kitabı olarak kabul ediliyor.
Mormon kadınlar’ın çok eşli bir evlilik içinde olmaları oldukça normal. Çünkü kendileri de çok eşli ailelerde yetişiyorlar.
Bu kadınlar aynı evde bir arada yaşıyorlar ve çocuklarını da bir arada yetiştiriyorlar. Birden fazla annesi olan çocuklar ortaklaşa büyütülüyor.
Bu kadınlar arasında da bir iş bölümü söz konusu.
Sıra ile çeşitli görevleri üstlenen kadınlar kocalarıyla da sırayla vakit geçiriyorlar.
Aynı zaman çok eşli evlilikleri cennete girmek için gerekli bir eylem olarak gören Mormonlar, üremeye de önem veriyor. Bu topluluklarda kadınlar olabildiğince çok çocuk sahibi olmaya çalışıyorlar. Bu durum Mormon nüfusunu arttırmak için kullanılan bir yöntem. Mormonlar dünyada nüfus artışı en yüksek olan gruplar arasında yer alıyorlar.
“Bu dini oluşum kendisini kayıp iki İsrail kabilesinden biri olarak kabul ediyor.
Mormonların, Utah, San Diego ve Şikago’da devasa ibadethaneleri var. Kendilerini Hristiyan, Yahudi olarak sayıyorlar.
Mormonlar, atalarının 'tarihi İsrail Krallığı'nı kuranların torunları olduğu fikrini benimsiyorlar.
Mormonların, 'İman Maddeleri' şeklinde adlandırdıkları 13 temel maddeden 10'uncusu şöyle diyor: "Biz İsrail’in aslına uygun şekilde bir araya toplanacağına ve 'On Kabile’nin geri geleceğine, Siyon'un (Yeni Kudüs) Amerika kıtası üzerinde kurulacağına, Mesih'in şahsen dünyada hüküm süreceğine, dünyanın yenileneceğine ve cennetsel görkemine kavuşacağına inanıyoruz."
Türkiye’ye yönelik çok ciddi anti Türk- İslam anlayışları var. Şanlıurfa’dan Antalya’ya kadar olan bölgeyi kendilerine vaat edilmiş toprak görüyorlar. Katolik ve Ortodoks Hristiyanlar bu inanç grubundan rahatsız. Mormonlar, Amerikan çöllerinde yetişen Jasua ağacını kutsal sayıyor.
Mormonlarda; Kurtuluşa ulaşmak için aile hayatının yanı sıra, toplumsal hayatta
çok önemlidir. Bu amaçla çocuklarda dahil, her birey gelirlerinin % 10’nunu kiliseye
vermek zorundadır . Kiliseye düzenli gelir sağlayan ikinci bir kaynak da oruç kurbanıdır. Geleneksel olarak kilise üyeleri her ayın ilk Pazar günü arka arkaya iki öğün yemek yemeyerek oruç tutarlar. Oruç esnasında yemek için harcadıkları para miktarını hediye olarak kiliseye sunarlar.
Aynı zamanda çok geniş bir örgütsel gücün yanı sıra
ekonomik ve sosyal imkanlara da sahiptir. Kendilerine ait üniversiteleri, televizyon
kanalları, dergileri, gazeteleri ve diğer şirketleri ile Amerika’nın en güçlü kiliselerinden biri durumundadır . Bütün bu imkanlarını temel felsefeleri olan Mormonlaştırma faaliyetlerinde kullanmaktadırlar.(Bu yapılanma size neyi anımsattı)
Bundan başka çocuk düşürmek, sigara ve uyuşturucu
kullanmak, alkol, çay, kahve, kola ve benzeri şeyleri içmek kesinlikle yasaktır. Mormonlar ekmek ve su ile ayinlerini gerçekleştirirler.
Mormonlar, Türkiye’deki dini ritüellerini İstanbul Levent’te bulunan Mormon Kilisesi’nde sürdürürken, tanıtımlarını ise facebook ve internet üzerinden yürütüyorlar. Kutsal metin sayılan Mormon Kitabı, isteyenlere ücretsiz olarak gönderiliyor.
Bünyesinde 20 milyon insan bulunan bu inanış, Amerika’da 150 yıl boyunca ‘’tuhaf ve marjinal bir din’’ muamelesi gördü.
Mormonizm, özellikle son 30 yılda günlük yaşamın her alanına girmeye başladıktan sonra Broadway şovlarından birinin konusu oldu ve üstelik bu şov, daha üçüncü ayında Tiyatro’nun Oscar’ı olarak kabul edilen Tony Ödülü’nü tam 9 dalda kazandı.
Konu olarakta; Uganda’da misyon görevine çıkan iki Mormon’un yaşadıklarını anlatıyorlar.
Yukarıda da değindiğim gibi;
Yapılanmaları, ‘Yahudilere’ benzetiliyor. Şu anda ABD’de Yahudi sayısından çok , Mormon olması da bu benzerliğe tuz biber oluyor.
Hergün yenisi ortaya çıkan komplo teorilerine göre iddia şu ki Mormonlar da tıpkı Yahudiler gibi ‘örtülü faaliyetlerle’ gezegenin yönetimini ele geçirmeye çalışan bir topluluk.
Mormon inancı gereği gençler 18 yaşına geldiğinde, en az 2 yıl yabancı bir ülkede dini misyonerliğe gitmesi şartı nedeniyle ABD’de en fazla yabancı dil bilen bir topluluk durumundalar. Ve misyoner sayıları 60.000 civarındadır.
Tabii ki bu gençlerin bu özelliği de onları CIA’nın en önemli insan kaynağı yapıyor. Bu nedenle CIA’da yoğun bir Mormon kadrolaşması olduğu iddia ediliyor.
Amerikan siyasetinde de birçok önde gelen Mormon bulunuyor.
Mormon Sosyalist Hareketi, Mormon Feminist’ler, hatta Mormon Anarşist Hareketi bile var.
Dünyada 124 ülkede faaliyette olan Mormon kilisesinin en hızlı büyüdüğü coğrafya ise Güney Amerika’dır.
Mormon Kiliselerinin merkezi Amerika' nın Utah eyaletindedir. Yerin 600 metre altında bulunan depolarında dünyanın en büyük soyağacı kayıtları ve tarihi bilgiler korunmaktadır.
Reza Zarrab’ın tercümanlığını yapan, Bülent Bulut’ta bir Mormon. Türkiye doğumlu Bulut, İstanbul’da büyümüş. Beden eğitimi öğretmenliği ve işletme okumuş. 21 yaşında ABD’ye giderek Mormonların ABD’deki kalesi olarak görülen Utah eyaletine yerleşmiş. FBI’da Türkçe uzmanı olarak çalışan Bülent Bulut, Mormon bir ailenin kızı olan Amy Winkel ile evlenmiş ve Mormon olmuş.
Marriott oteller zincirinin kurucusu ve sahibi bir Mormondur, bu yüzden Marriott otellerinin odalarındaki çekmecelerinde “Book of Mormon “kitabı vardır.
Mormonlar Türkiye’de başka bir nedenle daha tartışılmıştı. Suikaste kurban giden öğretim üyesi- yazar Sevgili Prof. Dr. Şengül’ün eşi , Sevgili Necip Hablemitoğlu, Mormonlar ile Cemaatin paralelliğinden söz edip, Cemaatin İslam anlayışının ABD politikaları ile uyumunu yazmıştı. Hablemitoğlu’nun bu çalışmaları ise DGM savcısı Nuh Mete Yüksel’in Cemaat hakkında hazırladığı iddianamede yer almıştı.
Yukarıda ki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi Hocanın nasıl doğru yolda olduğu açıktır!!!
YORUMLAR