Talat Atilla, dün Ahmet Hakan’ın ısrarlı soruları karşısında, “Haberin arkasında durduğum falan yok” demek zorunda kaldı. Hülasa, siyasi arenayı 20 Kasım’dan beri çalkalayan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu karşı karşıya getiren iddianın aslında asparagas olduğu, dile getirildikten 20 gün sonra sahibi tarafından kabul edildi.
Her şey, Rahmi Turan’ın Sözcü’deki köşesinde, “Bir CHP’li milletvekili gizlice Beştepe’ye giderek, Erdoğan ile görüştü” diye yazdığı gün başladı. Turan’a göre iddianın kaynağı “Saray’a yakın” bir isimdi. Turan, CHP’linin adını bildiğini fakat kendisine ulaşamadığı için adını açıklayamadığını belirtti.
Ertesi gün iddia Cumhurbaşkanlığı tarafından açık bir dille yalanlandığı halde, Turan şöyle devam etti:
‘BİR ŞEKİLDE DOĞRULATTIM’
“Haber doğru mu diye soranlar da var.
Saray’a yakın haber kaynağıma bir kez daha sordum:
‘Yanılmış olmayasın?’
Kesin bir ifade ile:
‘Yüzde yüz doğru!’ diye teminat verdi.”
Ne var ki Turan, sonraki gün çark etti. Katıldığı TV yayınında, haber kaynağının Talat Atilla, Beştepe’ye gittiği iddia edilen CHP’linin Muharrem İnce olduğunu savundu. Ardından, İnce’yi hiç aramadığını itiraf etti. Anlaşıldı ki ‘duayen’ kabul edilen Turan, deneyimine ve yaşına rağmen yalan yazmış ve okurunu aldatmakta sakınca görmemişti.
Turan canlı yayındayken Twitter’da, haberin kaynağının kendisi olduğunu belirtenlere dava açacağı tehdidini savuran Talat Atilla, 24 Kasım’da “Kaynak benim” diye yazdı. İddianın kaynağının “Saray’a yakın” değil, bir CHP’li olduğunu ve bilgiyi Kemal Kılıçdaroğlu’na “bir şekilde” doğrulattığını ileri sürdü. Halbuki Atilla, Kılıçdaroğlu ile yıllardır konuşmamıştı.
TOP BİR KEZ DAHA TURAN’IN KUCAĞINDA
Baskılar üzerine Atilla, “Derimi yüzseniz kaynağı açıklamam” dedi. Üç gün sonra, derisinin yüzülmesine gerek kalmadan, kaynağının 139 CHP milletvekilinden biri olduğunu öne sürdü.
Atilla, suskunluğunu Ahmet Hakan’ın sunduğu Tarafsız Bölge’de bozdu. Dünden farklı olarak, kaynağının adını Rahmi Turan’a da söylediğini ifade etti. Yakar top, bir kez daha ‘duayen’ Rahmi Turan’ın kucağında...
Atilla, dün Ahmet Hakan’ın ısrarları, sorularına rağmen Türkiye’yi bir yalanla meşgul ettiği için özür dilemeye yanaşmadı. Halbuki oturduğu koltuktan, -varsa- kaynağının adını açıklayarak ya da bütün olan bitenden ötürü pişmanlık bildirerek kalkabilir ve hayatının geri kalanına, yanıltılmış fakat son nefeste dürüst kalmış bir gazeteci olarak devam edebilirdi.
Şu halde görev, bizlere; Atilla ve Turan gibi, yalan söylemekten çekinmeyen iki meslektaşa sahip olduğumuz için, biz gazetecilere düşüyor. “Aldattık ey halkım, unutma bizi.”
Talat Atilla: Haberin arkasında durmuyorum
İsmail Saymaz
[email protected]
YORUMLAR