Halka en doğru bilgiyi veren İsrail'de hastanelerin yoğun bakım servisleri önce Çin işi sonra Alman-Amerikan işi sıvıyı yaptıranlarla dolmaya ve bu insanların bir kısmı ölmeye hatta dünyanın her köşesinde aşılı futbolcular, sahada kalp krizi geçirip düşmeye başlayınca hemen herkesin içine bir kurt düştü!
Oysa başından beri uzmanlar, bu tür virüslere karşı aşı geliştirilemeyeceğini, çünkü aşıların mutasyonların hızına yetişemeyeceğini söylüyordu.
***
Sonunda Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü Margaret Harris, söz konusu sıvıların toplumda "bağışıklık duvarı" oluşturabilme kabiliyetinden "çok uzakta" bulunduğunu açıkladı.
Genetik terapi yöntemini üreten Uğur Şahin de koruma oranının düştüğünü kabul etti.
Derken Omicron mutasyonuyla, hastalık hafif seyreden mevsim gribi düzeyine inince bu defa ilk mutasyona göre üretilmiş aşının tekrar tekrar kullanılmasının hiçbir işe yaramayacağını ve yeni aşı üreteceklerini söylemeye başladılar.
Türkiye'de ise Sağlık Bakanlığı, geçmişte kızamık, çiçek gibi hastalıkların aşı ile ortadan kaldırıldığı gibi herkesin ilkokul çağından itibaren hafızasında bulunan bilgilere dayanarak, bu salgının da ancak aşı ile son bulacağını kamu spotu ile anlatmaya devam ediyor. Öyle ki süreci yönlendiren Dünya Sağlık Örgütü, iki dozdan sonrasını tavsiye etmezken Sağlık Bakanlığı, ikinci dozdan sonra üçüncü, dördüncü, beşinci doz başvurularını da karşılamaya devam etti!
Tam doz nedir? İki değil; onu söylediler... Üç mü, dört mü beş mi, on beş mi hangisi? "Hatırlatma dozu" diye uydurulmuş bir söz de kullandılar!
Vatandaşların bir kısmı, genel olarak medyanın da etkisinde kalarak işi dördüncü doza kadar vardırdı. Beşinci dozda şüpheye düşenler oldu!
***
BBC ise imzasız bir yazı ile "Aşılılar neden koronavirüse yakalanıyor?" başlığı altında "Bilim insanları, doktorlar ve sağlık kuruluşları, aşılara güvenmeye devam ediyor. Anaflaktik şok, kan pıhtılaşması, kalp zarı ve kalp kası iltihabı gibi ciddi yan etkiler, sağlık yetkilileri tarafından 'nadir' diye tanımlanıyor. Aşı yapmanın faydalarının, risklere ağır bastığını düşünüyorlar." diye resmen açıklanmış aşı kaynaklı on binlerce ölümden bahsetmeden "Aşı geliştirenlerin başlıca amacı asla enfeksiyonun kendisini durdurmak olmadı. Virüsü vücuda daha zararsız hale getirmeyi amaçladılar." diye bir ifade kullandı!
ABD'de CDC adına yapılan açıklamada ise "Ölenlerin yüzde 75'i zaten en az dört hastalığı olan risk grubundandı" denildi!
Dört hastalığı olanlar aşılanır mı veya Türkiye'deki gibi yan etkisi çok ağır olan Favipiravir, ilk doz 8+8 olarak hastalığı sorulmadan herkese nasıl uygulandı?
Yazıda ise hâlâ üçüncü doz savunuluyor.
Şimdi genetik terapi sıvısı olanlar, hayatın temeli olan kanlarına artık geri dönülemez bir şekilde müdahale edilmesine izin verdiklerine mi yansın yoksa artık faydasız olduğu Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanan sıvılara devam mı etsin?
***
BBC, başka bir yazıda da "Koronavirüse karşı geliştirilen aşıların temel amacı hastalığın hafif geçirilmesini sağlamak." sözünü tekrarladı! Sürecin başında ise amacın "herkesi aşılayıp pandemiyi bitirmek" olduğunu söylüyorlardı. BBC, bütün iddiaları çöktüğü için mi bu yollara başvuruyor?
Amerika'nın Sesi de "Aşı, virüsü çoğunlukla evde tedavi edilebilecek daha basit bir hastalığa dönüştürmekte başarılı oluyor. Sadece nüfusun çocuklar da dahil yüksek oranda aşılanmasıyla pandemiden çıkabileceğiz." diye gerçekleri saptırıyor!
Almanya'da da aşıların ve ilaçların yan etkileri, virüse mal edilmişti!
Virüsün mutasyonlarla zayıflamasını bile aşıya bağlayıp hukuki sorumluluktan kurtulmaya mı çalışıyorlar?
Arslan BULUT ---YENİCAG
YORUMLAR