Kararı, delegelerin imzası veya Parti Meclisi kararı sonucu değil, Genel Başkan yetkisini kullanarak aldı. Bu detaya dikkat çekmesinin nedeni, Olağanüstü Kurultay’ın “seçimli” hale gelip gelmeyeceğiyle ilgili...

GENEL BAŞKAN ÖZEL İSTERSE

CHP’de en büyük tartışma; Olağanüstü Kurultay seçimli olursa, CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dahil, genel başkanlığa aday çıkıp çıkmamasının, kararın alınma yöntemine bağlı olması. Eğer Parti Meclisi kararı ile olağanüstü kurultay olsaydı, seçimli olmasının olanağı yoktu. Nedeni de tüzüğün 48. Maddesindeki, “Olağanüstü kurultayda gündemden başka bir konu görüşülemez. Seçim yapılamaz” hükmü.

İstisnası tüzükteki 48. Maddenin 4. Fıkrasında yer alan “Ancak Genel Başkan gündeme seçim maddesi koyabilir” şartı. Kurultayın seçimli olabilmesinin diğer koşulu da Olağanüstü Kurultay’ın, delegelerin yarısından bir fazlasının (Şu anda 682 imza gerekiyor) talebi ile toplanmış olması. Bu durumda da genel başkan kararı olmadan “güvenoyu ve seçim maddesi” konulabiliyor. Bu kurultay, genel başkanın kararı ile olduğu için seçim maddesi eklemek Özgür Özel’in inisiyatifine kaldı.

BU KARAR NİÇİN ALINDI?

Bu aşamada bir noktaya da dikkat edilmesi gerekir. Parti Meclisi (PM) toplantısı sonrası açıklanan kurultay gündeminde seçim maddesi yok. Ancak bu “Seçim olmaz” anlamına gelmiyor. Genel Başkan Özgür Özel isterse ekler. Özel de zaten yaptığı açıklamada buna dikkat çekti ve kararı kendisinin aldığını belirtip şunları söyledi:

 “Korktular da ‘seçim maddesi eklemeyelim diye böyle yaptılar’ şeklinde açıklamalar olur, parti yıpranır, olmayan bir endişe varmış gibi algılanmaya çalışılır diye bu kararı aldım...” 

Bu, Olağanüstü Kurultay’da seçim maddesini eklemeye hazır olduğunun açık beyanı...

Seçim maddesi eklenirse o kurultaydan salt çoğunluk çıkar mı derseniz onun için de bir önceki kurultaydaki sayılara bakmakta fayda var. Bu açıdan zor görülüyor... Ama bu olağanüstü kurultay sürecinin bittiği anlamına da gelmiyor.

“OLMAZ”, OLMAZ DEĞİL

Nitekim muhalif delegeler tüzük değişikliği için yeterli imzayı bulmuş ve 2012 Mart’ında Olağanüstü Kurultay’ın toplanması kararını almıştı. Genel başkan da önünü kesmek için 28 Şubat 2012’de Olağanüstü Kurultay kararı almıştı. Genel başkanın topladığı kurultayda muhaliflerin isteğinin 1-5 madde hariç hepsi tamamlandığı için marttaki kurultay “Aç kapa” yaparak sonuçlanmıştı.

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol,  “Yapılacak tüzük kurultayının seçimli kurultaya çevrilmesi ve 7’nci Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun buna yönelik çalışmalarının olduğu yorumları doğru değil” demişti. Bu açıklamayı Kılıçdaroğlu’na sorduğumda, “O, milletvekilinin şahsi görüşüdür. Yorum yapmıyorum” demişti.

Demek ki CHP’de hiçbir zaman “Olmaz”, olmaz değil...

Egemen Bağış: Çok şükür, güzel hizmetlere imza attık

Türkiye’nin Prag Büyükelçiliği’ne eski Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu atandı. Prag Büyükelçisi Egemen Bağış’ın hangi göreve getirileceği henüz belli değil. Egemen Bağış’ın, Çekya’da bulunduğu dönemde iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi konusunda önemli hizmetleri olduğu sıkça yazıldı. Prag Büyükelçiliği’nden alınmasıyla ilgili yorumlar yapılırken Bağış da dostlarının soruları üzerine onlara şu mesajı gönderdi:

“Buradaki görev sürem doldu ve hatta bir yıl da uzadığı için teamüllere ve devlet geleneğimize uygun bir şekilde görevimi yeni bir meslektaşıma devrediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız, Dışişleri Bakanımız ve Çekya’da yaşayan tüm vatandaşlarımızın desteğini alarak onların da verdiği güç ve destek sayesinde Prag’da çok şükür, güzel hizmetlere imza attık.

İkili ticaret hacmini dört yılda 3 milyar dolardan 6.5 milyar dolara çıkardık, Çekya’daki tüm vatandaşlarımız da teyit eder ki insanlarımız arasında hiç ayrım yapmadan herkese ulaşmaya ve yardımcı olmaya çalıştık, Büyükelçiliği şanlı bayrağımıza yakışır modern olduğu kadar donanımlı bir sefaret binasına taşıdık. Avrupa’da ilk defa ülkemizin adını taşıyan bir parkı Prag’da açtık. Çekya’nın en büyük şirketlerinin ülkemize yatırım yapmasını sağladık.

ÇİZGİMİZ DEĞİŞMEZ

2019’da Prag’da göreve başladığımızda savunma sanayinde ülkemize ambargo uygulayan 8 Avrupa Birliği üyesi ülkeden biri olan Çek Cumhuriyeti’nin savunma sanayi şirketlerinin, ülkemizdeki muadil kuruluşlar ile stratejik ortaklıklar kurmalarına vesile olduk. Son olarak da 15 Temmuz etkinliğimizde eski Çekya Cumhurbaşkanı Sayın Vaclav Klaus’u konuşmacı olmaya ikna ederek Türk demokrasisini öven bir açıklama yapmasını sağlamakla kalmayıp konuşma metninin ülkenin en yüksek tirajlı gazetesinde makale olarak yayınlamasını sağladık.

Bundan sonraki süreçte de bizim çizgimizde bir değişiklik olmaz. Her konumda görevini layıkıyla yapmanın onuru ve gururunu yaşayan biri olarak ömrümüz boyunca olduğu gibi, bundan böyle de gerekli istişareleri yaptıktan sonra ülkemiz, devletimiz ve milletimize hizmet noktasında verilecek görev ne olursa olsun, en iyi şekilde yapmaya aynı ruh, heyecan ve titizlikle devam edeceğiz.”

Saygı Öztürk