GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Delta Varyantı Bize Ne Anlatıyor? - Prof. Dr. Bekir S. KOCAZEYBEK

10 Temmuz 2021 - 14:35

Aralık 2019’dan Temmuz 2021’e kadar milyonlarca insanı enfekte eden ve ölümlere neden olan COVID-19 etkeni SARS-CoV-2 kendini sönümlemeye götürecek mutasyonlar yerine yapısını değiştirerek etkinliğini daha farklı varyantlarla hız kesmeden sürdürmektedir. Aralık 2019’daki ilk Çin/Wuhan tipi varyantla başlayan pandemide (birinci pik) yeni bir varyant Güney İngiltere’de ortaya çıktı ve Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada Nisan-Eylül 2020 tarihlerinde etkili oldu (ikinci pik).

2020 yılının şubat ayında yine İngiltere’de tanımlanan ve bildirilen Alfa varyantı (V1=B107=İngiltere varyantı) üçüncü pikini halen devam ettirmektedir. Aynı şekilde Beta (V2=B1.351=Güney Afrika) ve Gama (V3=P1=Brezilya) varyantları da tüm ülkeleri ciddi olarak etkilemektedir.

En çok aşılanan ülkelere ek olarak Rusya ve İsrail’de de son iki ay öncesine kadar düşüş gösteren vaka ve ölüm sayılarında son iki ay içinde belirgin bir artış dikkati çekmeye başlamıştır. Bunun en büyük nedeni bu ülkelerden bildirilen Delta varyantıdır.
WHO Avrupa Direktörü Hans Cluege ve Avrupa ECDC Direktörü Dr. Andrea Anmon önümüzdeki süreçte ağustosun sonuna kadar, dolaşımda olan varyant SARS-CoV-2 virüslerinin yüzde 90’ının Delta varyantı olacağını bildirmiştir. Önümüzdeki süreçte de dördüncü pikin nedeni olarak etkinliğini göstereceğini ifade etmiştir. Bu ifadelere 16 aydan beri COVID-19 pandemisini dikkatle takip eden bir klinik mikrobiyolog olarak bilimsel veriler ışığında aynen katılıyorum.
DELTA VARYANTININ OLASI ETKİLERİ
Delta varyantı ilk kez 2020’de Hindistan’da bildirilmişti. 4 Nisan 2021’de WHO tarafından VOI (variants of interesting: izlenmesi gereken varyantlar) olarak tanımlanan virüs, 11 Mayıs 2021’de VOC (variant of concern: endişe verici varyant) olarak tanımlandı.
Delta varyantı çift mutasyon özelliğine sahip (E 484Q, L452R mutasyonları) süper bulaştırıcı özelliğiyle (Örneğin R0=4 yani bir kişinin 4 kişiye bulaştırması ve kapalı alanlarda ise 3-4 dakikada bulaştırıcılığı söz konusuyken bu bulaştırıcılık Alfa varyantında 10-12 dakikadır. Ayrıca Alfa varyantına göre yüzde 60 bulaştırıcılığı fazladır) diğer hiçbir varyantta olmayan özelliklere sahiptir. 
Diğer varyantlarda görülen klinik belirtilerden (ateş, halsizlik, koku ve tat kaybı) farklı olarak belirgin boğaz ağrısı, burun akıntısı ve ciddi baş ağrısı söz konusudur.
Şu andaki üçüncü pikin etkeni olan Alfa varyantına göre 4.9 kat ölüm riski gösterirken pnömoni (zatürree) riski ise VOC olmayan varyantlara göre yaklaşık iki kat fazladır.
CT (Cycle Threshold: Enfekte virüsün vücuttaki miktarını indirekt gösteren değer) düzeyi düşük değerde (düşük düzey virüsün vücuttaki fazlalığı gösterir) çok yüksek olarak insan vücudunda 18 gün aynı düzeyde kalırken diğer VOC olmayan varyantlar ise 13 gün kalabilmektir.
Delta varyantıyla ilgili sadece BioNTech ve AstraZeneca aşılarının etkinlik çalışmaları literatürde mevcuttur. Buna göre BioNTech aşısında etkinlik yüzde 91.3’ten yüzde 88’e ve AstraZeneca’da yüzde 76’dan yüzde 67’ye inmiştir.
Kısıtlı sayıdaki Delta varyantıyla ilgili BioNTech ve AstraZeneca aşı çalışmalarında Delta varyantına karşı bu iki aşıda ciddi olarak orta düzeyde semptomatik hastalık ve enfeksiyonu önlemede azalma görüyoruz. BioNTech aşısıyla başarılı bir aşılama süreci geçiren ve COVID-19 vaka sayılarını oldukça düşüren İsrail’de bile BioNTech aşısının COVID-19 hastalığına etkinliğinin yüzde 60-70’ler civarında olduğunu yeni COVID-19 vakalarının yüzde 51’inin aşılı olması ve bunların da yüzde 90’ının Delta varyantlı olması pandeminin bugünkü boyutu bakımından çok endişe vericidir.

Bununla birlikte özellikle Sinovac aşısının ilk sırada rutin olarak uygulandığı Endonezya (Son bildirilen 26 sağlık personeli ölümünde 10’unun Sinovac aşılı olması düşündürücüdür) ve Brezilya’da Delta varyantının artışını daha belirgin olarak görebiliyoruz. Peki Sinovac aşısının yüzde 18 civarında en yaygın kullanıldığı Türkiye’de Delta varyantı sıklığı ve aşı etkinlik durumu nedir?

TÜRKİYE’DE KONUYA İLİŞKİN BİR ÇALIŞMA YOK
Çalışmalar tatmin edici boyutta değildir. Şöyle ki Sağlık Bakanı en son 26 ilde 224 vaka olarak bildirdi. Tabii ki ülkemizde en yaygın varyant olan Alfa (İngiltere) varyantına karşı en fazla kullanılan Sinovac aşısının etkinlik çalışması olmadığı gibi Delta varyantıyla ilgili de bir çalışma yoktur. Bu sorun sadece ülkemizin değil. Uluslararası literatürde de VOC adıyla bilinen endişe veren varyantlarda Alfa, Beta ve Gama’ya karşı Sinovac aşı etkinlik verisi olmadığı gibi son günlerin en ciddi potansiyel varyantı Delta’ya karşı da etkinlik çalışması henüz yoktur.
Dünyada üçüncü piki yaşadığımız bu süreçte Hindistan kaynaklı Delta varyantının yüksek bulaştırıcılık oranı ciddi bir klinik hastalık aktivasyonu (ölüm, yoğun bakım ünitesi ve pnömoni riskleri) ve mevcut mRNA bazlı aşılara ve konvalesan serumlara (immün plazmalara) karşı gösterdiği orta düzey direnç ve küresel düzeyde insanlığın yüzde 70’lerden uzak toplum bağışıklığı karşısında dördüncü pikin gelişmesi yüksek olasılıktır. Bu gelişmeyi artıran bir diğer önemli faktör ise ülkemizde 1 Temmuz’da yürürlüğe konulan kademeli (bana göre hiç de öyle değil) normalleşme kararlarıdır.
ÖNLEM ALINMAZSA TEHLİKE KAPIDA
16 aylık, tahammül sınırlarını zorlayan, kısıtlayıcılıklara meydan okuyan tavırlarının Delta varyantının olağanüstü bulaştırıcılığı ile birleşmesi önümüzdeki sürecin nasıl olabileceğini şimdiden bize göstermektedir.

Bunlara ek olarak Delta varyantının çok yaygın olduğu ülkelerden (Rusya, İngiltere ve son günlerde İsrail gibi) gelecek turistlerin ciddi olarak izlenememesi halinde ve yaz aylarının kendine özgü insan davranışlarının engellenememesi ve izin, tatil gibi etkinliklerle insan davranışlarının gelişigüzelliği ve ciddi boyutlu bölgesel insan taşınmaları ile gelişebilen bu dördüncü pikte Delta varyantının ülkemiz insanlarına ciddi yaşam kayıpları verdirebileceği ve sosyal, ekonomik, kültürel ve eğitim öğretim hayatına daha da darbe vurabileceği akıldan hiç çıkarılmamalıdır.

Eğer bu varyant virüsün yayılımının önlenmesini başaramazsak bugün için Delta önümüzdeki günler için Delta-plus ve Lambda (Peru ve Güney Amerika kaynaklı) varyantlarının kapımızda olduğunun bilinmesinde yarar vardır.

PROF. DR. BEKİR S. KOCAZEYBEK
İÜC CTF TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANA BİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ
İBB BİLİMSEL DANIŞMA KURULU ÜYESİ
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum