GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Erdoğan-İsrail ilişkisi aslında neden gerildi

13 Aralık 2017 - 20:41

İsrail’in Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Danny Dannon İsrail’in tam 12 Arap ülkesi ile olumlu ilişkiler içinde olduğunu ve arada önemli diyalogları olduğunu söylüyor...

Donald Trump ABD Başkanı sizce salak mıdır?

Yoksa bir hesabı olmadan ortalığı alevlere  sardırabilecek böylesi bir kararı ve açıklamayı neden yapar?

Amerika ve İsrail adeta aleni bir şekilde başta Suudi Arabistan’la olmak üzere ileri derecede iyi ilişkiler içinde. Bazıları bundan rahatsız olsa da barış ortamındaki iyi ilişkiler herkesi sevindirmelidir.

Ama kazın ayağı öyle değil.

İsrail’in Birleşmiş Milletler  Büyükelçisi Danny Dannon  İsrail’in tam 12  Arap ülkesi ile olumlu ilişkiler içinde olduğunu ve arada önemli diyalogları olduğunu söylüyor. Henüz BM oylamalarında İsrail lehinde oy kullanamıyorlarsa da yakında  karşılıklı  elçiliklerinde  açılabilmesi söz konusudur diyor.

Türkiye’de toplanması beklenen İslam Konferansından da fiili bir karar veya  yaptırım çıkabileceğine kimse ihtimal vermiyor.

İsrail ile iyi ilişkiler kurmakta olan Arap Ülkeleri sayesinde Ortadoğu’da kalıcı  bir barış sağlanması Trump’ın ve Ortadoğu’da sorumlu bakan Mandelblitz ile danışmanı Damat Jared Kushner’in  programlarında Suudi liderliğinde bir barış planı mevcut. Ne zaman ve nasıl gerçekleştirilebilir henüz bilinmiyor olsa da Yeruşalayim (Kudüs) açıklamasının ardında  göründüğünden çok daha büyük bir dağ olduğunda en azından Yeruşalayim’de görüştüğüm yetkililer ile  süreci bilen basın mensupları hemfikir. Olay barış açısından olumlu ise herkesin de  sevinmesi ve umutlu olması gerekir.

PLANDA NELER VAR

Bu plana göre Kudüs veya Yeruşalayim statüsü değişmeyecek ve inançları  doğrultusunda herkes istediği şekilde istediği mekânda dini inançlarına uygun şekilde  dua ve namazlarını yerine getirebilecek. Yani bugün olduğu şekilde.

Filistin Devletinin İsrail Devletinin yanı başında birbirleri ile karşılıklı görüşmeler ve anlaşmalar sonucunda kurulması hedefleniyor.

Bu anlaşmalar içinde Filistin Yönetiminin İsrail Yahudi Devletinin varlığını kabullenmesi önşart. Filistin Devletinin İsrail’i yok etme ve denize dökme hülyasının esasını teşkil eden kuruluş anayasası maddelerinden Filistin’in bütün İsrail toprakları olduğu maddesinin çıkartılması gerekecek.

Hali hazırda Filistinliler İsrail’in tamamı kendi toprakları olarak görüyor ve İsrail’in bu toprakların tamamından çekilmesi gerektiğini öngörüyor. Barış gelmemesinin esasını teşkil eden de bu maddeler. Kısaca buna uymayan Filistin lideri hain ilan edilir ve idam edilir. Arafat bile bu maddeleri aşamamıştı. Veya aşmak istememişti. Suudilerin desteği ile bu aşılabilirse barış yolu açılabilir.

Bu satırları okuyan herkes bunun bir bedeli olabileceğini anlıyor sanırım. Yani ABD ve Suudiler bu işe karşılık ne verecek? Halbuki akılcı bir destek ile  Gazze Ortadoğu’nun  turizm cenneti olabilir. Keza Ramallah-Eriha hattı en güzel turizm şehirleri olmaya açılır. Nablus ve Halil kentleri görülmeye değer şehirlerdir.

Sanayi yatırımlarına açık olabilecek bir Filistin’in kalkınması, zenginleşmesi ve Terörden uzaklaşması izlenmesi gereken yegane yoldur.

ABD -Suudi Ve Israil – Filistin işbirliği ile bu olasıdır.

Konuşulan da budur. Bakalım kim nasıl becerecek ve  ne kadar zaman alacak?

İSRAİL’İN ERDOĞAN TEZİ

Peki Sayın Erdoğan bu hengamede neler kazanacak veya kazanamayacak?

Yeruşalayim’de sohbet ettiğim bir yetkiliye  Sayın Erdoğan’ın “ne istiyor ya da ne istedi de vermediniz” diye sordum.

Adam güldü “bu sefer istediğini alamayacak treni kaçırdı” dedi. “Nasıl yani ne istedi de alamadı ki bu kadar kızgın?” diye sordum.

“Doğal gaz boru hattının Türkiye’den geçmesini istedi ama alamadı. Kıbrıs ile iş kapatıldı. Eh işte Kıbrıs olması onu  daha da kızdırdı. Avrupalılar bu gücün Erdoğan’ın elinde olmasına pek razı gelmediler. ‘Bizi kış ortasında dondurur’ dediler ve bu işi Kıbrıs ile yapmanın daha doğru olacağına bizimkileri ikna ettiler” dedi.

Olaylar tam olarak nasıl gelişti, pazarlıklar sadece bu sebeple mi işin oluşumunu Kıbrıs üzerine itti emin değilim. Tabii ki işin arkasında  bu iki satırdan çok daha fazlası vardır ama şimdilik konuşulan bunlar.

ERDOĞAN İLİŞKİLERİ KESER Mİ

“Sayın. Natanyahu’nun uzun yıllar susmasına karşın bu kez Sayın Erdoğan’a oldukça sert bir cevap vermesinin ardında ne var acaba? Sayın Erdoğan değişik bir lider, Kasımpaşalı ve yarın sabah ilişkileri keserse ne yapacağız” dedim.

Cevap oldukça ilginçti.

“İlişkileri kesmeyeceğinin garantisini Natanyahu görmekteydi bu nedenle bu açıklamayı yaptı. Onun da iç dinamikleri ve kamuoyu var. Sürekli hakaret edilmesine karşı cevap vermek zorundaydı. Türk tarafı bunu en iyi anlayacak taraftır. Kaldı ki dediğiniz gibi Erdoğan’ın almak istedikleri henüz bitmedi ve alabilme umudu da halen mevcut . Alıp alamayacağını kendisi bilmiyor ama çabası gösteriyor ki alabileceği umudu mevcut. Hem İsrail ile ilişkileri keserse tehdit etme şansını kaybeder. Hem İsrail onun en iyi oy toplama aracıdır bunu  kaybetmek istemez bence” dedi.

“Erdoğan Kasımpaşalı” dedim. Ne kadar anladı emin değilim…

Sayın Natanyahu’nun bombalanan Kürt Köyleri ile ilgili sözlerine de adeta itirazım oldu. “Varsa bu köylerin isimlerini varsa  bombalama tarihleri ile ölenlerin sayılarını verebilir misiniz” diye sordum. En kısa zamana bunların da  yayınlanabileceğini belirttiler. Sabırla bekleyeceğim ve takipçisi olacağım.

Adam ekledi “Sayın Erdoğan zaten biliyor. Ona sorsanız” dedi.

Kısaca  Yeruşalayim/Kudüs eksenli tartışmalar bitmeyecek.

Rafael Sadi/Tel Aviv

Odatv.com








 



YORUMLAR

  • 0 Yorum