GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Haftanın kırıntıları

13 Haziran 2021 - 09:31

Bir haftayı daha geride bıraktık. İktidar her zamanki gibi her alanda kendine toz kondurmazken muhalefette bildik itiraz ve çağrılar dışında bir politika geliştiremedi. Şimdi hep beraber birkaç başlığa bakalım!

Nasıl bir eğitim yılı geçirdiğimiz ortada. Velilerin, çocukların, öğretmenlerin serzenişleri de belli. 2, 5 milyon dağıttık dediklerin tabletlerin gerçek sayısı 750 bin. Hala milyonun üstünde internetsiz ev, bilgisayarsız öğrenci var.

Ama! Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran çıkıp dedi ki; "Türkiye, pandeminin başladığı günden itibaren dünyada eğitime ara vermeyen tek ülkedir. Özellikle online eğitim okullar kapatılır kapatılmaz hizmete sokan tek ülkeyiz."

Diğer taraftan Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu Prof. Dr. Ömer Özyılmaz, (Milli Eğitim için) "Bakandan kaynaklanan bu beceriksizlikten dolayı, bir nesli/kuşağı kaybetmek üzereyiz. Çok ciddi önlemler alınmalıdır" dedi.

Sizce haklı olan var mı?

Süleyman Soylu

Bir mafya lideri veya terör örgütü değil, bu ülkenin İçişleri Bakanı, "bir siyasetçinin mafyadan maaş aldığını" ifade etti.

Vatandaş bu ismin açıklanmasını, yargının devreye girmesini istiyor.

Medya ve muhalefet de açıkla, Meclis'i zan altında bırakma diyor.

TBM Başkanı da, "bakanın açıklaması gerekir" diyor.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek de savcıların harekete geçmesi gerekir diyor.

Ama iki hafta oldu. Ne Bakan iddiasını ispata yanaşıyor, ne de savcılar gerekli hukuki süreci başlatıyor! Neden?

Organize terör örgütlerinden kim şikâyetçi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "FETÖ'den PKK'ya organize suç örgütlerine kadar tüm yeminli millet düşmanlarının iftiralarını Meclis kürsüsüne taşımakta ısrar edenleri gördükçe üzülüyoruz. Onlarla kaybedecek vaktimiz yok, yapacak işimiz çok" dedi.

Meclis kürsüsünü bilmem ama bir vatandaş olarak bizim üzüntümüz hiç bitmedi. 

Ne istediler de vermedik, onun kitaplarıyla, terbiyesiyle büyüdük, Fetullah diyemezsiniz. Hocaefendi diyeceksiniz gibi binlerce methiyeler dizilirken bizler, bunlar organize terör örgütüdür, diyorduk.

Dinlerarası Diyalog, İbrahimi dinler masası, papazlı-hahamlı iftarlar, dualar edilirken gerçekten üzülüyorduk.

Oslo'da PKK ile görüşülürken, İmralı'da terör örgütü başına hürmet gösterilip, kurtarıcı olarak gösterilirken, meydanlarda, televizyonlarda bildirileri okunurken bizler çok üzülüyorduk.

Çözüm süreci dediklerinde, biz çözülme süreci dedik. Artık analar ağlamayacak dediklerinde, Anadolu ağlayan ana dolacak dedik. Maalesef haklı çıktığımız için üzüldük.

Diyeceksiniz ki, iktidarın kastı Sedat Peker. Ona daha çok üzüldük! Çünkü bu şahsa bizzat koruma polisi veren kendileriydi. Seçim kampanyalarında hem de parasını ödemeden dağıttıkları kahveleri de bu kişiden tedarik etmişler. Dahası bu kişi, AKP adına mitingler yapmış bir isim ki, bizzat kendisi "takılmışsınız bir Rize mitingine. Hükümete sürekli neden Sedat Peker'e Rize'de miting yaptırdınız, diyorsunuz" dedi.

"Ben (AKP için) sadece Rize'de miting yapmadım ki; Sakarya'da, Sivas'ta, Maraş'ta, Niğde'de, Kıbrıs'ta, İzmir'de, Nevşehir'de, Ankara'da ve İstanbul'un birçok ilçesinde yaptım" dedi.

Gerçekten çok üzülünecek bir hal var ortada!

750 milyon dolar

Malum 128 milyar dolar nerede, sorusuna iktidar partisinden 8 farklı isim 10 farklı cevap vermişti. En son Sayın Erdoğan; "Merkez Bankasının parasının nereye gittiği sorulur mu?" dedi.

Yıldırım Demirören, Aydın Doğan'ın medyasını aldı. Nasıl? Ziraat Bankasından çektiği 750 milyon dolar ile.

Şimdi ortada Demirören'in aldığı krediyi geri ödemediği iddiası var. Ne Demirören açıklama yapıyor, ne de Ziraat Bankası.

Konu TBMM'ye gitti. "Demirören, Ziraat Bankası'ndan aldığı kredileri ödüyor mu araştırılsın" önergesi verildi. Ama AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

Yani AKP ve MHP araştırmaya gerek yok, dedi. Ama neden?

Müjde!

Son bir aydır, bir cami açılışı, bir müjde geleneği başladı ve devam ediyor. Karadeniz'de yeni doğalgaz rezervleri, güneydoğuda petrol derken bu hafta Ağrı'da altın bulduk, müjdesi geldi. En dikkat çekici müjde ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'dandı; 'Yakında uçan arabalarımız göklerde'.

Sahi 19 yıl sonra Türkiye'nin petrol denizi üzerinde olduğunu, doğalgaz, altın, gümüş rezervlerinde dünyada başa oynadığını nasıl gördünüz?

TRT Genel Müdürü

Cumhurbaşkanının oğlu Bilal Erdoğan'ın, Kartal İmam Hatip Lisesi'nden sınıf arkadaşı olan TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, TÜRKSAT ve TRT'den aldığı maaşı da açıkladı. TRT'den, "15 bin TL civarı" maaş aldığını ifade eden Eren, TÜRKSAT'tan ise "14 bin 500 TL civarı" maaş aldığını söyledi.

Aynı zamanda Kuveyt Türk Yönetim Kurulu Üyesi olan ve toplam aylık maaşının 161 bin TL olduğu iddia edilen Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy; "Ecdadımızın amel defterlerinin kapanmamasına özen gösteriyoruz" dedi.

En iyisi herkesin, kendi amel defterini ne ile doldurduğuna bakmasıdır diye düşünüyorum. Ya siz?
Akın Aydın
akinaydin @ yenimesaj.com.t

YORUMLAR

  • 0 Yorum