GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

İlişki tek eşli mi devam etsin, 'serbest' mi olsun?

13 Haziran 2024 - 11:28

 

Psikiyatride ‘Pasif agresivite’ adı verilen şey, eskiden Amerikalılar tarafından bir ‘bozukluk’ (disorder) olarak tanımlanıyordu, artık değil. Artık bir davranış biçimi. Türkiye’de durum nedir, psikiyatristler bunu bir ‘bozukluk’ olarak tanımlıyor mu, bilmiyorum.

Psikiyatristler ve psikologlar bana kızmasın, çok kaba biçimde ne olduğunu anlatayım: 

Bir ilişkide, ama (arkadaşlık olur, aşk olur, iş olur) herhangi bir ilişkide taraflardan biri ilişkinin gidişinden memnun değildir. Bunu açık açık söylemek yerine bir çeşit pasif direnişe geçer, ilgili ilgisiz konularda ya ayağını sürür ya ters işler yapar veya yapması gerekenleri yapmamaya başlar…

Mesela, bu bir aşk ilişkisiyse, taraflardan biri diğerini kendisinden ayrılmaya zorlar, ‘Ben ayrılmak istemiyorum ama sen benden ayrılıyorsun’ der sonunda. Oysa ayrılık sürecini başlatan da, sürdüren de odur.

Aşk evliliği mi, mantık evliliği mi?

Benim gençliğimde yaygın biçimde iki tür evlilikten söz edilirdi: Aşk evliliği ve mantık evliliği.

Rahmetli annem, ‘Bizimkisi aşk evliliği’ derdi, sanki bir fedakarlık yapmış, kendisi için mantıklı olanı seçmemiş, kalbinin götürdüğü yöne gitmişti.

Aslında çok fark etmiyor, bir ilişkinin dibinde ister aşk olsun ister mantık, taraflardan biri, hatta bazen ikisi birden pasif agresivite yoluna sapabiliyor. İlişkide geçen zaman, ilişkileri yıpratabiliyor çünkü.

Cumhur İttifakı için Ak Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli aslında 2015 yılında flörte başladılar; 2016’daki 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bu flört nişanlanmaya vardı, 2017’de iki taraf resmen imzayı attı. Yani neresinden baksanız 9 yıllık bir ilişki bu.

Bahçeli’nin muhtırasını okuduğumda aklıma gelen ilk şey

Dün Devlet Bahçeli’nin yayınladığı ‘muhtıra’yı okuduğumda aklıma ilk gelen şey, Bahçeli’nin pasif agresif bir aşık gibi hareket etmekte olduğu oldu. Ama sonra düşündüm, aslında Bahçeli’ye haksızlık ediyorum, bu ilişkide pasif agresif hareket eden yegane taraf o değil, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da pasif agresif tutum sergiliyor.

Hatırlayın, 2019’da Tayyip Erdoğan seçimde büyük bir zafer elde ettikten sonra çıktı ‘Türkiye ittifakı’ndan söz etti. O zaman CHP lideri olan Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın bu çağrısına kapısını aralayınca hemen Devlet Baheçli devreye girdi, ‘Yoksa nikahı bozarım’ dedi. Tabii Erdoğan’ın ‘Türkiye ittifakı’ adını verdiği şey her neydiyse daha başlamadan bitti.

Meseleye Devlet Bahçeli açısından bakın. Bir ortağınız var ve sizin dışınızda başkalarıyla da ortaklık kurmak istiyor, en azından flört etmek istiyor. Üstelik sizin fikrinizi veya izninizi istemeden yapıyor bunu. İzin verir misiniz?

Bahçeli işkillendi

Tayyip Erdoğan, 6 yıl sonra bu kez farklı hareket etti; CHP’nin yeni lideri Özgür Özel’le görüşmezden önce gitti Devlet Bahçeli ile konuştu, herhalde iznini istedi. O da gönülsüz de olsa bu izni verdi.

Sonra ikinci bir görüşme söz konusu oldu ama Erdoğan bunun için Bahçeli’den izin de istemedi, ona bilgi de vermedi.

Hepimiz biliyoruz, Devlet Bahçeli kolayca işkillenebilen bir lider. Hatırlayın, 2001 krizinin ortasında, kendisinin de davetli olduğu Almanya’da yapılacak bir matbaa açılışında (Davet sahibi Aydın Doğan’dı) kendisini ve partisini üçlü koalisyondan dışlayacak bir komplo düzenlenmekte olduğunu düşündü, koalisyonu bozup ülkeyi erken seçime götürdü ve o seçimde parlamento dışında kaldı. Oysa Kemal Derviş programı uygulamakta olan ve ciddi risk almış olan o üçlü koalisyonun bir arada durmaktan, programı uygulayıp netice almayı beklemekten başka seçeneği yoktu, siyasi çıkar mantığı seçimi mümkün olan en geç vakte kadar ertelemeyi gerektiriyordu ama Bahçeli duygularına yenildi.

Şimdi Devlet Bahçeli bir kez daha işkillendi. Bir yandan kendisinin Ak Parti ile ortaklığını bozmak isteyen Ak Partililer olduğunu düşünüyor; bir yandan da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın merhum Sinan Ateş’in eşiyle yaptığı görüşme sonrası kendisini ve partisini zor durumda bırakacak bir dizi koz elde etmeye çalıştığı sanısında.

Bahçeli mesajlarının gitmediğini mi düşündü?

Bir kez daha Devlet Bahçeli açısından düşünün: 

Ortağınız başkalarıyla açık açık flört ediyor, buna ses çıkarmadan durabilir misiniz? Bahçeli, Ferdi Tayfur şarkısıyla mesaj verdi, Mehmet Şimşek’i eleştirerek mesaj verdi, son olarak taktığı yüzükle mesaj verdi; bu mesajların yetmediğini düşünmüş olmalı ki dünkü tuhaf açıklamayı yaptı.

Erdoğan’ın ikilemi: Dimyat’a pirince giderken…

Ama gelin bu ilişkideki son duruma bir de Tayyip Erdoğan açısından bakalım: 

Evet, MHP ile yapılan ortaklık sizi iktidarda tutmuş ama bu ortaklığın getirdiği politika kısıtları partinizin birincilik pozisyonunu kaybetmesine neden olmuş. Politika seçeneklerinizi genişletmek için çaresizce arayışlarınız var ve bir noktada ortağınıza rağmen hareket etmek gerektiğini biliyorsunuz ama bir yandan da ‘Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak var’ elbette.

O yüzden CHP ile konuşurken hiçbir somut siyaset konusuna giremiyorsunuz, tek söyleyebildiğiniz yeni anayasa oluyor. CHP’ye sembolik kazanımlar sağlamanız gerektiğinde de yargı üzerindeki gücünüzü kullandınız, şimdi CHP daha fazlasını istiyor. Üstelik bunu isteyen sadece CHP değil; parti içinden yükselen sesler de örneğin Osman Kavala ve Gezi mahkumlarının, örneğin Selahattin Demirtaş’ın serbest kalmasını istiyor; Sinan Ateş cinayeti soruşturmasının üzerindeki MHP gölgesinin kaldırılmasını talep ediyor.

Erdoğan tıpış tıpış döner mi? Dönse bile testi çatlamadı mı?

Kısacası şu: Bu ilişkideki yegane pasif agresif Devlet Bahçeli değil; Tayyip Erdoğan da ister istemez pasif agresif bir pozisyonda; ilişkiyi bitirmek istemiyor belki ama onu tarafların istedikleriyle birlikte olabilecekleri bir ‘açık ilişki’ye dönüştürmek istiyor.

Devlet Bahçeli ise daha geleneksel bir tek eşli ilişkiden yana, dün açık açık ‘Ya benimle ol ya da git 6’lı masayla’ dedi.

Peki ne olur bundan sonra? Erdoğan tıpış tıpış eve geri döner, tek eşli birlikteliğini sürdürür mü? Yoksa, ‘Ruhum bedenime dar’ deyip açık ilişkide ısrar mı eder?

Bu konuda kumar oynayacak olsam parayı birinci seçeneğe, yani Erdoğan’ın tıpış tıpış evine döndüğü seçeneğe yatırırım ama diğer seçeneğin gerçekleşme olasılığı sıfır değil, unutmayın.

Erdoğan evine geri dönse ve ilişkisini yeniden eski yoluna sokmak istese bile unutmayın bu testi çatladı ve o çatlak testi daha ne kadar dayanır bilinmez.
İsmet Berkan

YORUMLAR

  • 0 Yorum