İmamoğlu’nun gençlerle iletişimini onu yakından takip eden ve ilk röportajını yapan, daha sonra da defalarca mikrofon uzatan bir gazeteci olarak çok iyi biliyorum.

Gençler, İmamoğlu’nu vizyoner buluyor.

Kendilerine yakın hissediyor.

İmamoğlu da onlar için onların istediği gibi bir dünya kuruyor, görev tanımı dahlinde.

Z kuşağını apolitik bulanların yanıldığını düşünüyordum her zaman.

Bu günler de haklılığımı ortaya koyuyor.

Gezinin kahramanları Y kuşağıydı.

Saraçhane’ninki Z kuşağı. Yani kimine göre 1995, kimine göre 2000’den sonra doğanlar.

Ellerinde taşıdıkları pankartlarda da “Çapulcuların çocukları büyüdü” yazıyorlar.

Televizyonlardan neler dediklerini duyuyor musunuz?

Rahatlıkla farklı siyasi görüşleri olduğunu söyleyebiliriz.

Örneğin kimi CHP’yi de eleştiriyor, kimi Zafer Partisi’ne oy veriyor. Kimi Komünist Parti’ye, kimi CHP’ye. “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diye bağıran da var, “Vizeleri mi dert ediyorsun, boşver, diplomanın da garantisi yok”, “Ben çocuğum, geleceğmi korumaya geldim” diye pankart açan da... Zıplıyorlar, sokağa akıp, protesto ediyorlar.

Haksızlığa tahammül edemiyorlar.

En çok kendi gelecekleriyle ilgili endişeleri var.

Demokrasi, insan hakları, fırsat eşitliği, insana yakışır bir hayat, iyi bir eğitim istiyorlar.

Umudu kesenler gitti...

Doktorlar, mühendisler, mimarlar, hukukçular...

Gitti...

Bari geride kalanlara kulak verelim.

Kırmızı çizgim Mustafa Kemal Atatürk’tür

Bugün ‘Apolitik’ soruları Cenk Özatıcı yanıtladı.

- Güne başlarken bir ritüeliniz var mı?

Son zamanlarda genelde Rocky 4 filminden “No Easy Way Out” şarkısıyla güne başlıyorum.

- En son hangi kitabı okudunuz?

En son Fransız yazar Baudrillard’ın ‘Simülakrlar ve Simülasyon’ adındaki ilginç bir kitabını okudum.

- En son hangi filmi izlediniz?

The Gorge.

Cenk Özatıcı, bizimle 5 yaşındaki fotoğrafını paylaştı.

- En sevdiğiniz ses ne sesi?

Gün içindeki gelişmeler ve soyut fikirler uykuya dalmama engel olduğu için pek çok kişi gibi ben de uyumadan önce White Noise denilen sesleri açıyorum. Zaman zaman değişmekle birlikte şu sıralar favorim kar fırtınası sesi.

- En çok dinlediğiniz üç şarkı?

Dinlediğim şarkılar Müslüm Gürses’ten Pink Floyd’a kadar çok geniş bir yelpazededir.
İfade edeceğim üç şarkı da bunu kanıtlıyor; Altaylardan Tunaya, Ceza & Sagopa; Neyim Var ki ve sabah ritüeli “No Easy Way Out”.

- Türkiye bir şarkı olsa hangisi olurdu?

Türkiye pek çok şarkı olabilir, ama ben Cengiz Kurtoğlu’ndan “Kaderimsin” diyorum.

- Aşka inanır mısınız?

İnanırım.

- Kırmızı çizginiz nedir?

Kırmızı çizgim Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Cenk Özatıcı

- En sevdiğiniz yemek?

Mantı.

- Asla yemem dediğiniz bir şey var mı?

Çok fazla şey var aslında ama ilk aklıma gelen kereviz.

- Sizi ne heyecanlandırır?

Büyük işler başarma isteği ve büyük işleri başarabilmek.

- Yağmur mu, güneş mi?

Güneş.

- Güz mü, ilkbahar mı?

İlkbahar.

- İnsanlarda en sevmediğiniz üç hareket?

Gereksiz samimiyet yani laubali tavırlar, yetersizlikten kaynaklı kompleks ve dalkavukluk.

Geçmişe dönerek birine bir şey söyleme şansınız olsa kime, ne söylersiniz?

Anneannem Fatma Yansi’ye üzerimdeki emekleri için teşekkür ederdim. Ruhu şad olsun.

- Size şu anda telefonsuz üç gün verseler ne yaparsınız?

Uzun süre playstation oynarım. Yürüyüş yapar, kitap okur ve kendimi izole ederek dinlenirim.

- Yeniden dünyaya geldiniz ve seçme şansınız var, kim olmak istersiniz?

Cenk Özatıcı.

- Herhangi bir enstrüman çalar mısınız?

Herhangi bir enstrüman çalmıyorum ancak piyano çalmayı çok isterdim.

- Kaç yaşına kadar yaşamayı dilersiniz?

Nihai hedeflerimi gerçekleştirdikten sonra, fiziksel ve mental sağlığımı kaybetmeden önce bir yaşa kadar.

Bu Pazar ne okusam ne izlesem diyenlere...

ŞİMDİ BURADAYDI

Bir cinayeti önleme sezgisiyle hareket eden Psikiyatrist Birkan, tehlikeli bulduğu hastasını dikkatle izlemektedir. Hatırlamalar ve soru cevaplar eşliğinde seanslar akıp giderken birbirine geçen olaylar, mekanlar, kayıplar, anneler babalar ve sevgililer; tutkular ve hesaplaşmalar boy gösterir. İpuçları, işlenmiş suçları mı yoksa işlenecek olanları mı göstermektedir. Irmak Zileli’nin yeni romanı ‘Şimdi Buradaydı’yı okumanızı tavsiye ederim.

SAVAŞ MUHABİRİNİN HİKAYESİ

İkinci Dünya Savaşı sırasında Vogue dergisinin ünlü  savaş muhabiri olan fotoğrafçı Elizabeth 'Lee' Miller'ın hikayesini anlatan filmde, başrolü Kate Winslet canlandırıyor.

Ellen Kuras’ın yönetmenliğini yaptığı filmde, diğer rollerde Antony Penrose, Liz Hannah, Marion Hume, John Collee yer alıyor.

İpek Özbey korkusuz.com.tr