Günümüzün en önemli sorunu ve bu soruna çözüm arayışı kuşku yok ki "Adalet" konusunda öne çıkıyor. CHP lideri adalet arayışı için yürüyor.
AKP yönetimi, Başbakan ve Cumhurbaşkanı ise adalet konusunda ülkemizde sorun yok "yollar yürümekle aşınmaz" anlayışında.
MHP'nin delegeleri üçte iki çoğunlukla ve Yargıtay kararı ile Kurultay toplayıp MHP tüzüğünü değiştirdiler. Ancak bu Kurultay ve kararları Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile iptal edildi.
Bu adalet anlayışı MHP Genel Merkezi ve Devlet Bahçeli'yi sevindirirken, MHP muhaliflerini kızdırdı.
Muhalifler için adalet arayışının kapısı bir kez daha Yargıtay oldu. Şimdi sıra Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının temyiz edilmesinde.
Ancak önümüzde Adli Tatil var ve Yargıtay süreci temyiz dosyaları için aylar, yıllar sürüyor. Yargıtay'ın bu dosyayı karara bağlaması 2018'de yapılacak MHP Olağan Kurultay'ı için de önem taşıyor.
Adalet bu doğrultuda topallayarak devam ediyor ama MHP için işin bir de siyasi yanı var.
Yani mahkeme kararı yargı yönünü, adalet kavramını gündeme getiriyor.
Siyasi olarak ise durum MHP için hiç de iç açıcı değil.
Devlet Bahçeli'nin Genel Başkan seçimli olağanüstü kurultaydan kaçması sadece delegeler açısından değil, MHP tabanı ve seçmeni açısından da meşruiyetini kaybetmesine neden oldu.
Neden meşruiyetini kaybetti diyecek olursak yakın siyasi tarihimizi hatırlatayım.
AKP'nin Başkanlık rejimi getirmesine Meclis'te oyları yetmiyordu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başkanlık-AKP ve Erdoğan için çok ağır ifadelerle anayasa değişikliğine karşı çıkıyordu.
7 Haziran 2015'te yapılan Genel Milletvekili seçiminde AKP tek başına iktidar olma şansını kaybetti ve gözler o gece 80 milletvekili çıkartan Devlet Bahçeli'ye çevrildi.
Devlet Bey iktidar olma imkanını elinin tersi ile iterek karşı çıkınca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP-CHP koalisyon görüşmeleri sürerken çoktan seçimi yenileme kararı almıştı.
1 Kasım'da tekrarlanan Genel Milletvekili seçiminde MHP, milletvekillerinin yarısını kaybederek ancak 40 milletvekili ile Meclis'e barajı kıl payı aşarak girebildi.
MHP seçmeni Bahçeli ve politikasına ilk uyarısını burada verdi.
15 Temmuz 2016'da yaşanan kahpe darbe girişimi sonrası Bahçeli şiddetle, kararlılıkla karşı çıktığı Başkanlık rejimi için AKP'ye yeşil ışık yaktı.
AKP-MHP iş birliği ile 16 Nisan referandumundan kıl payı "evet" çıkınca "evet" yanlısı MHP ikinci büyük darbeyi seçmeninden yedi.
MHP muhaliflerinin de katkısı ile MHP seçmeni %80'leri aşan oy oranı ile "hayır" cephesinde yer aldı.
İşte Bahçeli'nin Genel Başkanlık koltuğundaki meşruiyetini kaybetmesi bu iki gelişme sonrası yaşandı.
MHP için "yalancı bahar" Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile ortaya çıktı.
Bugün MHP'li seçmen çok açık ve net bir şekilde görülüyor ki "küskün" ve "yeni bir arayış" içerisinde.
MHP Genel Merkezi ise "yalancı bahar" yaşıyor şimdi.
Bizim partiler seçim dönemlerinde şarkı sözlerini propaganda müziği yaparlar ya ben de sanatçımız Yaşar'ın "Yalancı Bahar" sözlerini anımsatayım kelimesini dahi değiştirmeden.
İşte size MHP muhaliflerinden Genel Merkeze bir haykırış:
Yalancı Bahar
Gönlümde arzu gözlerimde yaş
Büyük yanılgı seninle aşk
Yalan beni anlamadın
Yalan bana inanmadın
Bu bahar ah bu ne hal
Denize baksak denizi görür müyüz
Söyle Kaf dağına mı çıksam
Söyle bir ömür çile çeksem
Ne yazar yar insafın kurusun
Önce aşk yolunda bıraktın
Sonra ellere mahkum ettin
Ne yazar insafın kurusun
Yalancı bahar yalancı bu hal
İnancımı al yerlere çalınsın
Yenicağ- Orhan UĞUROĞLU
YORUMLAR