Yeni Ekonomi Programı'nın ilan edilmesinden sonra bir biri ardına açıklamalar yapılıyor. Enflasyonla mücadele adı altında başlatılacak kampanyalarda ilginç sözler veriliyor.
Neler söyleniyor neler:
“Bütün firmalarla konuştuk, fiyatlarda yüzde 10 indirim yapacaklar.”
“Bu ortamda kâr elde etmek amacıyla yapılan girişimler, çok büyük zararları beraberinde getirecektir.”
“Enflasyonla mücadele tek başına devletin yürütebileceği bir mesele değildir.”
Neresinden başlayalım:
Evet, enflasyonla mücadele tek başına devletin yürütebileceği bir mesele değildir ama enflasyonun sebebi devlet politikalarıdır.
Enflasyon bu politikaların bir sonucudur.
Devletin ithalat politikası, devletin teşvik politikası, devletin üretim politikası, devletin döviz politikası, devletin faiz politikası, devletin milli ekonomi politikası hatta devletin dış politikası, güvenlik politikası enflasyonun yükselmesine tek tek ve bütünsel olarak etki eder.
Bütün bu politikaları mesela bir beyaz eşya üreticisi mi belirliyor ki, dövizin iki kat yükselmesinden dolayı fiyatlara yansıyan artıştan dolayı üreticiler fırsatçılıkla suçlansın?
Kendi topraklarınızda soya üretmeyerek, mısır üretmeyerek mesela tavukların önüne koyduğunuz yemin Amerika’dan ithal edilmesinden dolayı tavuk eti fiyatlarında meydana gelen fahiş artışlar karşısında tavuk üreticilerini hedef tahtasına koymanın anlamı ne? Unu, susamı, hamur mayasını ithal edip, ekmek fırınlarının en önemli girdisi olan doğalgazı ithal edip sonra da “ekmek fiyatlarına zam istiyorlar” diye fırıncılara kızmanın anlamı var mı?
Zamlar sonuçtur.
Zamların sonucu da doğal olarak enflasyondur.
Fiyat artışları karşısında asıl adım atması gereken devlettir.
“Bu dönemde sakın kâr etmeyi düşünmeyin, yoksa mahvolursunuz” diyerek aba altından sopa göstermek uygulanıldığı iddia edilen liberal ekonominin ruhuna aykırı bir durumdur.
Piyasa ekonomisinden üreticinin, satıcının, esnafın temel gayesi kâr etmektir.
“Sakın kâr etmeyi düşünme, yoksa zarardasın” demek aslında ekonomik krizin acı bir itirafıdır.
İthal ettiği petrolü 4 kat kâr ile vatandaşa satan devlet, 'kâr etmeyin' politikasına sığınamaz.
Eğer gerçekten fiyatlarda ucuzluk isteniyorsa asıl adımı devlet atmalıdır.
Mesela ithal ettiği petrolü maliyetine vatandaşa satma politikasıyla işe başlamalıdır.
Benzinin litresini anında bir liraya çekmelidir.
Kâr etmemeyi devlet bizzat ve en sert şekilde kendisi tatbik etmelidir.
Vergi indirimleriyle, yatırım teşvikleriyle, üretime enerji desteğiyle bir biri ardına adımlar atmalıdır.
Küresel güçlerin, ekonomide, dış politikada emir eri olmayı bırakmalıdır.
Devlet, baba olmalıdır ve 'talimatla fiyat düşürmek' gibi bir komediyle vatandaşı kandırmamalıdır.
“Ben talimat verdim ama şu şu firmalar fiyat indirmedi” diyerek yüzlerce firmayı hedef tahtasına koyacak, “benim günahım yok, bütün suç bu firmalarda” diyerek her zamanki gibi topu taca atmaya kalkmamalıdır.
Siz üzerinize düşeni yapın, siz dolar hâkimiyetinden kurtulun, siz üretim ve ihracat yanlısı bir politika uygulayın, siz gereksiz ithalata son verin, siz 'çare milli ekonomi' deyin bakın fiyatlar nasıl düşüyor.
Muharrem Bayraktar
MBayraktar
Muharrem Bayraktar
YORUMLAR