GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Nuray Başaran İmam mı, İmamın Oğlu mu?

01 Şubat 2025 - 09:08 - Güncelleme: 01 Şubat 2025 - 09:13

Bir süredir ekranlarda konuşuyorum.

Ama , ‘ses uçup gidiyor, yazı kalıcı ‘ diyenler,- ki bir yönüyle de öyledir- yazı istiyor.

Ben de bugün herkesin son zamanlarda hızlı ve hararetli gündemde, ‘ aslında ne oluyor ?’ sorusuna cevap arayıp , tarihe not düşmek istiyorum.

Bölgede emperyalist projeleri çok yazdım. Bizim de nasıl jeopolik gücü elimizde tuttuğumuz açık ve net.

Ve yeni dünya düzeni kurulurken: ilk kez masada ve jeopolik oyuncuyuz.

Ancak…

Bugüne kadar ki jeopolitik oyunu bizim adımıza, bu topraklarda güç devşirenler kullanmış.

Hem de küstahça ,hem de aleni olarak ABD Diş işleri Bakanı bunu, ‘Türkiye’nin yönetimi Türklere bırakılmayacak kadar önemlidir’ diyebilecek kadar aleni ilan ederek!

Ve yıllarca Türkiye’yi yönetecek olanlar, bazı başkentlerden ‘olur’ almadan başa geçememişlerdir.

100 yıllık Cumhuriyetimizde, ‘Egemenlik kayıtsız Şartsız Milletindir’ diye yola çıkan Cumhuriyetimiz, 10 yılda bir darbelerle kesintiye uğramış. Ve bunların da ön hazırlıkları değerlerimiz üzerinden yapılmış.

İşte birkaç örnek:

YAZMA MI , TÜRBAN MI?

Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede, Anadolu’nun geleneksel ‘yazması’ , birden bire ‘türban’ ile çatıştırıldığı gün; gencecik kızların eğitim mücadelesinin acı hikayeleri ve mağduriyetleri öyle bir dram olarak yazılmıştır ki; gelinen noktada bu durum, bu alanda ikiye bölünmüş kadınlar ve genç kızlarımızın acı ve öfkesi, çatışması, bugün ‘türbanın sonuna kadar özgürleşmesi ile’ bile çözülmüş değildir.

Buna bir de’ sözde aydın’ ya da ‘sözde Müslüman’ yobazların, ‘devletin laikliğini, kişinin laikliğine bağladığı’ felsefe ve çatışma bugün hala daha devam eden en önemli ‘ayrışma’ aracımızdır.

Ne yazık ki, hala daha yüzde 99’u Müslüman olan ülkemizin, yönetim şeklindeki en değerli ve en önemli laiklik olgusu ile hala daha kavgalıdır!!!

Hatta bu kavga üzerinden, bu Cumhuriyetin kurucusu Atatürk , sanki sadece ayrıştırılmış toplumun sadece bir tarafının ‘Ata’sı, diğer tarafın da düşmanı pozisyonuna getirilerek çatışma, kardeş kavgası ve kardeşin kardeşi vurabildiği, kıyabildiği noktaya getirilerek, yine demokrasimiz NATO darbeleriyle kesintiye uğrayıp yönetim hakkının hep Türk milletinden alınmasıyla sonuçlanmıştır.

SAKAL MI , CÜBBE Mİ?

Kadınlarımız ve genç kızlarımız ‘yazma’ ve ‘türban’ ın kavgası ile yüzleşirken; erkeklerimiz de, sakal ile cübbe arasına sıkıştırılarak çatıştırılmıştır. Sakal, hem inanç hem de modernleşmenin sürecinde değişik şekillerde ayrılmaz ve masum bir durumken: Anadolu geleneğinde her mesleğin cübbesi varken, (hakimin, savcının, avukatın, ahiliğin ve ustaların bile) ama imamın cübbesi hep problem olarak sunulmuştur. Oysa imam da -inanca göre- ne cübbesiz ne de sakalsız düşünülemez bir bütündür….Ama bizi bu iki sıradan sakal ve cübbe üzerinden çatıştırmayı başardılar….Yine darbeler ile sonuçlandı

HİLAL Mİ , YILDIZ MI?

Daha önce de Ergenekon, Balyoz ve 15 Temmuz’a kadar gelen FETÖ operasyonları oldu…

Asala Kava’ya, Kava PKK’ya, YPG-PYD-YPJ’ ye evrilirken ; yakın zamanda da Ermeni Uyanış Hareketi ve başkalarını da tartışıyor olacağız….

Bugün 5 teğmen ve 3 disiplin amiri ihraç edildi. Onlardan biri , askeri okulu birincilikle bitiren gencecik bir kız çocuğumuzdu üstelik de.


Diplomalarını Sayın Cumhurbaşkanının elinden almış ve Cumhuriyet kadınının en gurur verici resmini de tüm dünyaya gösterilmişti.

Geleneksel yeminlerini hep birlikte ettiler.


Mezuniyetlerinde, yüzyıllardır süregelen bir gelenek olan , kılıç çatma ritüelini aynı gün bir daha tekrarladılar.

Gençtiler, heyecanlı ve adı üstünde ‘deli’ kanlıydılar!

Her biri al bayrağımızın ayının önündeki yıldızlar gibi bembeyaz, ak ve etraflarına ışık saçıyorlardı.

Vatanın nöbetini tutacak bu uğurda gerekirse, yıldız gibi kayıp gitme ihtimali de her zaman onlarla beraber olacaktı.

Ama onlar kendilerini bu vatana adadılar ve:

‘Atatürk’ün askerleriyiz’ dediler…

Çünkü bu Cumhuriyeti kuran komutanın yani Atatürk’ün ordusunun mensuplarıydılar.
Ama…

Ülke öyle bir hal almıştı ki, Al bayrağımızdaki ‘hilal’ ve ‘yıldız ’ı çoktan birbirinden ayırıp yıldızı kopartmak isteyenler operasyon peşine düşmüştü bile....

Durum artık:

Kimileri için provakasyon, kimileri için başka başka anlamlar taşıyor. Genç teğmenlerin davranışı ,”darbe öncesi ilk adım “ olarak bile algılanıyor!

Niye?

Öncesi tecrübeler!!!
Belki de yeni bir iç karışıklık için masum eylemleri de hemen sızdırıldı…
VE;
Herkes şaşkın, herkesin ve her kesimin yorumu farklı…

Artık başarılarıyla değil, ya haksızlıkla ya da disiplinsizlikleri ile tartışılacaklar uzun bir süre……

Yani?

Yine amaç hasıl oldu. Artık yine iki ayrı taraf var.

TEK ve BİR olmak çok uzak…

CUMHURİYET Mİ, FEDERASYON MU?

Tam da bölge yangın yeri ve sınırlar yeniden çizilirken; Türkiye’nin sınırları da dahil, her zamankinden çok TEK ve BİR olma zamanıyken…

Olanlara bakın?

Türkiye yol ayrımında…

TEK yürek ve tek taraf olup, önümüze dayatılan federasyon (Büyüyerek küçülme havucuna karşı) savaşıp, üniter yapımızı korumak için, yeni bir kurtuluş ve istiklal mücadelesini konuşmamız gerekirken; neleri konuşup tartıştırıyorlar bize değil mi?

Ve gelelim başlığımıza:

Bir de Tayyip Erdoğan ve Ekrem İmamoğlu savaşı yaratılıyor. Hem de daha ortada seçim yokken ve seçime 3 yıl gibi bir süre varken…

Ve Ekrem İmamoğlu için de, Erdoğan ’nın siyasi hikayesinin ( Eski bir Erdoğan snopsisi üzerinden ) yeni bir hikaye devşirilmeye çalışılıyor.

Ahmak davası ile başlayan hukuki mağduriyetten yeni bir kariyer elde edilme mücadelesi veriliyor.

Dün, ‘imam’, ‘gerici’ ve ‘yobaz’ ithamları ile bugün gelinen noktada , bu ithamlar ile suçlanılan kişinin hikayesinden esinlenerek yazılan hikayeyi de, yıllardır bu karşıtlığı savunanlar yazıyor ve savunuyor!

İmamlıkla suçlanıp yola çıkanlar Cumhuriyeti limited yaptı. Oldu şimdi CEO.

İmamınoğlu ne olur?

Bu cevabı size bırakıyorum!

Haklısınız… Kafa karışık…

Neler oluyor diye sormakta herkes haklı ….Ama artık Kral da çırılçıplak.

İmam da, İmamınoğlu da birbirinden çok farklı değil,

Bir reklamın sloganı gibi:

Yok aslında birbirimizden farkımız ama biz:

TÜRKİYE CUMHURİYETİYİZ!

HERŞEYİN ARTIK DAHA ÇOK FARKINDAYIZ…

BİR OLMAK ÜMİDİYLE!!!
NURAY BAŞARAN
NGAZETE

YORUMLAR

  • 0 Yorum