GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Sade suya tirit... Elden gitti Girit!

14 Şubat 2021 - 09:40

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar 2.5 milyar dolar verilerek Rusya’dan satın alınan S-400 füzelerinin ABD’nin tepki göstermeyeceği bir modelle uykuya yatırılması için derin bir öneri getirdi:

Girit modeli uygulayalım...

Yunanistan 1996’da Rusya’dan S-300 almış, NATO kapsamında gelen tepkiler üzerine Kıbrıs’ta konuşlandıracağı füzeleri Girit’te hangara koymuştu. Tatbikatlarda kullanıp, “işe yaradığını” göstermeye çalışmıştı.

AKP de ABD’nin yeni yönetimiyle ilişki kurmanın koşulu gibi görünen S-400’leri böyle bir yöntemle fiilen devre dışı tutmaya hazırlanıyor. Gelinen noktayı halka anlatmak zor olacağı için açıklamayı Erdoğan değil, Akar yapıyor! 

Sorulduğunda yanıt hazır:

Bakanımız bu şekilde uygun gördü. Biz de kırmadık!

*** 

Girit modeli tartışılırken Erdoğan, AKP Genel Başkanı olarak partisinin grup toplantısında konuştu. Kıbrıs’ta kritik bir aşamaya gelindiğini söyleyip, ekledi:

İki devletli bir çözümden başka yol kalmamıştır.

Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, iktidarın bu aşamaya gelmesinin önemini vurgulayıp, bunun TBMM iradesi olarak ilan edilmesini önerdi. 

Girit ve Kıbrıs’ın yan yana gelmesi tarihi pek çok dersi anımsatıyor. 

Kıbrıs sorunu 60 yıldır gündemde. Erdoğan 2004’te, “40 yıllık politikalarla bu sorun çözülmez” deyip, Denktaş’ı devre dışı bırakmak için her şeyi yapmıştı. Bugün “Denktaş çizgisinde” çözüm arıyor!

Evliya Çelebi’nin “Akdeniz’in demir kapısı” dediği Girit, 70 yılda tümüyle Osmanlı’nın eline geçti. 1645’te başlayan fetih 1715’te sonuçlandı. Girit’in Osmanlı’nın elinden çıkması ise 92 yıl sürdü. 1821’de başlayan Avrupa’nın Girit’i koparma girişimleri 1913’te adanın tümüyle Yunanistan’a verilmesiyle sonuçlandı.

Bu zaman diliminde yaşanan diplomasi oyunları, Osmanlı’nın iç gerilimlerini kullanma fırsatları, Osmanlı’nın en zayıf anını yakalama yarışları ayrı bir tarihtir. Ada önce Müslümanlar ve Hıristiyanlar olarak ayrıştırıldı... 1878’de oluşturulan 80 kişilik Girit Meclisi 49 Hıristiyan, 31 Müslüman olarak şekillendi. 1897’de Girit’in özerkliği ilan edildi. 

Yunanistan her fırsatta Avrupa’yı arkasına alarak Girit’i topraklarına kattığını ilan edip oldubittiye getirmek istedi. Buna tepki olarak İstanbul’da sık sık “Girit mitingleri” düzenlendi. 

30 Mayıs 1913’te Balkan Savaşları’nın ardından toplanan Londra Konferansı’nda Osmanlı, Girit’in Yunanistan’a verilmesini kabul etti.

***

Bu hafta 2.5 milyar doları sığdıracak nasıl bir kılıf buluruz arayışına Kıbrıs gelişmeleri de eklenince tarih sayfalarını günümüze taşıdık.

Türkçemizdeki “Görürsün Hanya’yı Konya’yı” deyiminin öteki ucu Girit’in güzel şehri Hanya’dan gelir. Girit gezimde yüksek bir tepeden Hanya’yı izlerken 10’a yakın yarı yıkık minare saymıştım. Kuşbakışı gördüğüm kadarıyla minare sayısı kilise çanından fazlaydı. 

Osmanlı’nın Girit’ten vazgeçmesi elbet kolay olmadı... Bu, Akdeniz’i büyük ölçüde kaybetmek demekti. Padişahın adamları Londra’da Girit’i verdi ama bunu nasıl söyleyeceklerini bilemedi. 

Biraz da efsane kokan anlatım o ki vezirler sarayın soytarısının söylemesini uygun görürler. Soytarı elinde bir tencere suyla huzura çıkar. “Bu ne” sorusuna karşılık verir:

Haşmetlim... Bu sade suya tirit, elden gitti Girit...

Mustafa Balbay
Mustafa Balbay[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum