Gündemde ne var:
-Suudilerin, İstanbul başkonsolosluğunda Cemal Kaşıkçı'yı yok etmesi var.
–Erdoğan'ın yine rahmetli İnönü'ye laf sokması var.
Suudilerin Atatürk ve İnönü'den nefret ettiğini biliyoruz.
Peki, Türkiye'de kimileri Atatürk ve İnönü'yü niye sevmiyor?
Aslında… İkisinin de sebebi aynı!
Devlet değil kabile-şef olmak istiyorlar!
Ne demek istiyorum; yazayım:
İnsanoğlu avcı-toplayıcılıktan yerleşik hayata/ tarıma geçince yavaş yavaş dolaşmayı bıraktı! İlk oluşturduğu yönetim, akrabalık bağından oluşan 5-80 kişilik oba idi. Bu süreç, 40 bin yıl önce başladı. Yönetim, karar alma, yiyecekleri paylaşma eşitlikçi idi…
Oba, göçebeliği tam olarak bırakmadı.
Obadan sonraki evreyi 11 bin yıl önce başlatan kabile sistemi oldu.
İnsanoğlu çoğunlukla değişmez yerleşke buldu. Yine akrabalık bağı vardı. Yine de tek köken ve dil vardı. Yönetici, “ulu kişi” idi…
Nüfus bini aşınca akrabalık ilişkisi zayıfladı; birden fazla akraba grubu oluştu. Üretim ve paylaşımda sorunlar olmaya başladı. Ardından… Din, kölelik, kamu yapıları vs. ortaya çıktı. Böylece…
Sistem, babadan oğula geçen otoriter şefliği ve itibarıyla soyları-sınıfları doğurdu! Bölüşüm rafa kalktı.
Güç kullanım tekeli şefin elindeydi. Anlaşmazlıkları gidermek, cezalandırmak, gelir paylaşımı yapmak vs. gücünü dinden alan şefin iki dudağı arasındaydı artık.
Lüks mallar, inançla -tanrıyla doğrudan ilişki kurduğuna inanılan- şef ve ailesine sunuldu.
Şef, yönettiğinden sadece yiyecek almadı; binaların yapımında çalıştırdı. Şiddetinin neferi/ otoritesinin askeri yaptı.
Evet eşitlikçi dönem toptan kapandı. Zenginlik/ haraç halktan alınıp üst sınıflara aktarıldı.
Ve insanoğlu, nüfusun ve üretimin artmasıyla devleti keşfetti…
DEVLET KURULUŞU
Platon, Aristo, T. Hobbes, J.J. Rousseau, J. Locke, K. Marks'a kadar kimi düşün insanının çeşitli devlet kuramları-tanımları var.
Bazı tarihçiler-ekonomistler, geniş çaplı sulama sistemlerinin devletleri ortaya çıkardığı tezini savunur. Mezopotamya'dan Kuzey Çin'e örnekler vererek bu karmaşık sulama yapısının merkezi bürokrasiye ve onun da devlete yol açtığını ileri sürer.
Kimisi bu teze karşı çıkar; büyük üretim artışının, nüfusu 50 binden fazlaya ulaştırdığını ve bunun da devlete sebep olduğunu iddia eder. Tersi de söylenir; “nüfus artışı üretimi artırdı.”
Sonuçta yaşanılan tarım devrimi devlete yol açtı.
Artık akrabalık bağının olmadığı, birden fazla dilin konuşulduğu, farklı inançlara sahip, ekonomik çatışmaların olduğu bir toplumu siyaseten yönetecek bir devlet vardı.
Yazdığım gibi devlet kavramı tarihsel gelişim süreci içerisinde pek çok farklı biçimde tanımlandı:
-Egemenliğin kişiye-ailesine ait olduğu monarşik devlet var.
-Egemenliğin belli bir sınıfa ait olduğu oligarşik devlet var.
-Egemenliğin bir dine dayandığı teokratik devlet var.
-Egemenliğin halka ait olduğu demokratik devlet var.
“İlk üç devlet biçimi -adı devlet olsa da- henüz kabile-şeflik dönemini aşamadı” diyebiliriz.
Artonumuza gelebiliriz…
MESELENİN ÖZÜ
Cemal Kaşıkçı iki dudak arasından çıkan emirle yok edildi.
Peki, bu “iki dudak arası sisteme” ne ad verilmelidir?
Her ne kadar Suudilerin yönetim biçimi “teokratik devlet” olsa da, kabile-şeflik sistemini aşamadıklarını ispatlamıyor mu bu olay?
Suudiler konusunda ayrıntıya gerek yok; hepinizin bilgisi var ülke yönetimi hakkında.
Gelelim bize…
Atatürk ile İnönü ne yapmış ki, üstü örtülü veya açık şekilde kimilerince sevilmiyor?
Atatürk ve İnönü'nün yaptığı şudur:
Devlet inşa etmişlerdir/ Türkiye Cumhuriyeti devletini kurmuşlardır.
Meselenin özü/ana ögesi budur. Yok “elinde o bayrak vardı”; yok şu, yok bu, bunlar tali/ikincil konulardır. Asıl tartışma konusu, Atatürk ve İnönü'nün devlet kurmalarıdır.
-Ulusalcılık diye alay etmeye çabaladıkları budur.
-Batılılaşma diye çarpıttıkları budur.
-Modernizm- çağdaşlaşma diye küçültmeye çalıştıkları budur.
-Dinsiz devlet yakıştırmalarının sebebi budur.
Atatürk ve İnönü'yü karşı çıkmalarının başkaca nedeni yoktur. Meseleleri; Kurtuluş Savaşı'yla değil, savaştan sonra kurulan devletledir.
Kimileri itiraf etmese de istekleri bellidir:
-İstedikleri devlet değil, “şeflik” sistemidir!
-İstedikleri devlet değil, “kabile” sistemidir!
Padişah-halife / “iki dudak sistemidir” özlemlerinin altında yatan gerçek.
-Bugün yasama organı/ TBMM'yi pasivize etmelerinin sebebini ne sanıyorsunuz?
-Bugün hukuk devletini (yargı organlarını/mahkemeleri) tartışılır kılmalarının sebebini ne sanıyorsunuz?
-Bugün ulusal pazarı azgın küreselleşme patronlarına sonuna kadar açmalarının sebebini ne sanıyorsunuz? Uzatmayayım…
Konu, devlet anlayışıdır:
Kimileri 11 bin yıl önce kurulan “kabile-şeflik sistemini” arzuluyor!Hepsi bu. Evrim-insanın dönüşümü hızla ilerlemiyor maalesef!
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
Odatv.com
YORUMLAR