Can Ataklı
ÇOK ÜZÜLDÜM
Söylenen açık: “Para kaçırdınız” Cevap: “O ülkelerin bilgisi var”
Salı gecesi çok ilginçti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında “Bu gece saat 22.00’de bir kaçış hikayesi anlatacağım, belgeleri elimizde, yurtdışına nasıl para götürdüklerini anlatacağım” dedi.
İster istemez merak içinde gece 22.00 olmasını beklemeye başladı.
Ancak AKP tarafında bir feryat koptu.
Partinin sözcüsü hemen tweetler atmaya başladı.
“Yalan” dedi, “İftira” dedi.
Ne anlarsınız bu ifadelerden?
Şunu: Biz ne açıklayacağını biliyoruz. Ama bunların hepsi sahte ve iftira.
Ama sonraki cümleler bu savı çürüttü.
Çünkü AKP sözcüsü “Belge dedikleri zaten herkese açık kayıtlar” demez mi.
Demek ortada bir şey var.
Tam bu sırada sarayın sadık hesaplarından birinden twetler akmaya başladı.
Anlattığı özetle şu: “Kılıçdaroğlu TÜRGEV ve Ensar’ın Amerika’daki Türken Vakfı’na gönderdiği bağışların Amerikan vergi dairesinden iki dakikada alınacak belgelerini gösterecek. Ama bunlar zaten biliniyor. Topu topu 67 milyon dolar. Ne var yani, yine duvara tosladı.”
Saat tam 22.00’de Kılıçdaroğlu’nun Twitter üzerinden konuşması yayınlandı.
CHP Genel Başkanı, çok fazla ayrıntı vermedi.
AKP’nin iki vakfından Amerika’da, başkanlığını bir Amerikan vatandaşının yaptığı bir vakfa sürekli para gönderildiğini söyledi, önündeki belgeleri ayrıntıya girmeden sadece gösterdi.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun anlattığına göre ortada “gizli ve kaçak” yollardan gönderilmiş bir para yok.
Ama bu paralar Erdoğan ailesinden biri tarafından gönderiliyor, karşı taraftaki alıcı da yine aileden biri.
Ortada yasal gibi görünen ama vakıflar aracılığı ile yurtdışına kaynak aktarılması gerçeği var.
Bunun tutarı 60 milyon doların üzerinde.
Konuşma bittikten sonra AKP yandaşlarında “kısmi” bir ferahlama olduğu görüldü.
Belli ki AKP yandaşları çok daha büyük bir skandal açıklanacağını sanmışlar.
60 milyon doların yurt dışına çıkmasını küçük bir iş olarak algılamışlar.
Buna karşın sarayın adamları aynen teflon tavaya bir şey yapışmaması gibi anında üste çıkmaya çalışarak, para transferini doğrulayıp “Bu belgeleri herkes alabilir, ayrıca bütün ülkeler durumu biliyor, bunu açıklamak da neyin nesi” demeye başladılar.
Aslına bakarsanız tipik bir “17/25 Aralık olayı” yaşıyoruz.
Olay doğru.
Saraya bağlı iki vakıftan milyonlarca dolar, Amerika’da yine ailenin bir vakfına aktarılmış.
Ama neymiş; “Bunu Kılıçdaroğlu’na FETÖ’cüler vermiş, bu belgeler zaten kamuya açıkmış, Erdoğan asla kaçmazmış ama 15 Temmuz’da Kılıçdaroğlu kaçmış, falan filan.”
Kabul edilen gerçek şu: Yurtdışına para transferi yapılmış. Gönderen de alan da aynı. Nokta.
Bİ SORALIM BAKALIM
Amerika’ya gönderilen milyonlarca dolar nereden bulundu?
CHP Genel Başkanı’nın “Yurtdışına para gönderdiler, bunlar kaçacak kendilerine zemin hazırlıyorlar” açıklamasından sonra AKP’de ciddi bir panik başladı.
Öncelikle olayı küçültmeye çalışıyorlar.
Sonra da yine 15 Temmuz edebiyatı ile konuyu kirletmeye çabalıyorlar.
Oysa burada önemli olan paranın miktarı ve bu transferlerin yasal biçimde yapılması değil.
Önemli olan BİR: Bu paranın kaynağı nedir, nereden bulunmuştur? İKİ: Bu para neden Amerika’daki bir vakfa gönderilmiştir?
Kimse “Orada Türkevi yapıldı, Amerika’da okuyan öğrencilere yardım ve burs sağlanıyor” gibi saçma sapan bahanelerin arkasına sığınamaz.
67 milyon doların Türk Lirası karşılığı bir milyarı geçiyor, bu para ile Türkiye’de binlerce öğrenciye olanak sağlamak varken bunca parayı Amerika’ya göndermeyi kimse mantıklı biçimde anlatamaz.
AKP yandaşlarına ve saray yazarlarına şunu tavsiye ederim; “Bu para transferini makul ve mazur göstermeye çalışmayın. Siz de sorun bu soruları, en azından onurunuzu kurtarın.”
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
Cüneyt Özdemir’den “çok imalı” Kılıçdaroğlu eleştirisi
CHP Genel Başkanı’nın açıklamaları değişik yorum ve eleştirilere de neden oldu.
AKP tarafı “Bunlar bilinen şeyler” diyerek konuyu küçültmeye çalışırken açıklamalar muhalif kesimlerde ise “Bu mu yani, biz daha büyük bir şey bekliyorduk” türü hayal kırıklıkları yarattı.
Ancak Cüneyt Özdemir’in “imalı” eleştirisi çok dikkat çekici geldi bana.
“Ya Türkiye’de muhalefet bu kadar küçük rakamlardan bu kadar saçma komplo teorisi kuramaz diyorum ama kuruyor işte, vallahi inanılmaz!” diyen Özdemir arkasından şu müthiş sözleri söyledi:
“Yahu fısıltı gazetesinde bile bu rakamların on misli hatta yüz misli konuşuluyor madem bir şey ortaya atacaksınız bunu onla, yüzle çarpın bari.”
Özdemir, konuşmasında Kılıçdaroğlu’na aslında çok fena çatıyor CHP’yi kontrolü kaybetmekle suçluyor.
Özdemir’e göre CHP bu gidişle 3’üncü, 4’üncü hatta 5’inci parti olacak.
Hepsi bir yana, bütün bu eleştiriler içinde “Bu rakamları bari on misli, yüz misli açıkla” bölümü var ya, işte orası çok önemli.
Özdemir’e göre halk AKP’lilerin anormal miktarlarda paraları yok ettiklerine inanıyor.
Bu gerçekse sarayın bu algıyı ortadan kaldırması çok zordur.
Ama olsun, AKP’liler böyle durumlarda meşhur tekerlemeye sarılarak teselli buluyorlar nasıl olsa: “Ama çalışıyorlar…”
BUNU YAZMAK GEREK
Kılıçdaroğlu açıklamasının asıl etkili tarafı bürokratlara söylediğidir
Kimi AKP’liler “Bu muydu?” diye alay edebilirler, kimi muhalifler de “Dağ fare doğurdu” görüşünde olabilirler ancak Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının asıl etkili bölümü bürokratlara yönelik bölüm.
O sözleri aynen sunuyorum;
“Sarı bürokratlar. Sizler devleti, kanun dışı talimatlara uyarak adeta bitkisel hayata soktunuz. Bu süreçte kendinizi de bitirdiniz. Öncelikle birazdan açıklayacağım şey, skandalla yolsuzluklara dikkat çekmek değildir. Bunların ne olduğunu sağır sultan da biliyor. Amacım, komaya sokulan bu devleti uyandırmaktır. Komaya sokulan bu devi uyandırmak, çalışır hale getirmektir. Ama size de bir iyilik yapıyorum, ‘sarılar.’ Sizi bu suç gemisinden indirmek istiyorum. İnin kurtarın kendinizi. Çok geç olmadan, küçük cezalarla kurtulabileceğiniz bir aşamada kurtulun. Çünkü, hiç gündemlerinde yoksunuz.”
Aslında AKP’yi asıl paniğe iten bölüm budur.
Parasal tarafı “Yasal yollarla yapıldı, belgeler ortada” gibi sözlerle geçiştirirler ama bürokratlara yönelik gözdağını püskürtmeleri kolay değil.
Çünkü bürokrat kesimi, bir iktidarın “gitmekte olduğunu” görürse anında tavır değiştirir.
Saray kendi adamlarını bile “emir komuta” içinde tutamayabilir.
Bu durumda nasıl paniklemesinler?
CANIMI SIKAN ŞEYLER
Elon Musk uzaya turistik gezi yapıyor parasını bizim devlete ödetiyorlar
Müjde vermeyi çok seven AKP genel başkanının son müjdelerinden biri “Uzaya bir Türk gönderileceği” oldu.
Erdoğan “İlk insanlı uzay görevi için harekete geçildi. Gerekli şartları taşıyan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 10 gün geçirecek” dedi.
Daha sonra ilk Türk uzay yolcusunda aranacak nitelikleri de söyledi.
45 yaşını geçmeyecekmiş, yer çekimsiz ortamda göreceği derslerde başarılı olacakmış.
Tabii AKP kitlesi çok sevindi buna.
Öyle ya artık biz de uzaya çıkıyoruz, daha büyük müjde mi olur.
Tabii işin gerçeği başka.
Öyle uzaya falan gidildiği yok.
Daha doğrusu bir uzay çalışması sonucu bilimsel bir atak falan değil bu.
Saray kamuoyunda çok prim yapar düşüncesi ile bir süredir uzay çalışması yapan ülkelerle temas halinde.
Bütün amaç uzaya gidiş programlarına bir Türk’ü katmak.
Bu konuda daha önce Japonlarla görüşmeler yapılmış. Ama olumlu sonuç alınamamış.
Uzaya insan gönderen diğer ülkeler Amerika, Çin, Rusya.
Saray öncelikle Amerika’yı tercih ediyor, zaten Çin ve Rusya şu anda bu programları yürütmüyor.
Peki Amerika’da kim var.
Elon Musk’ın SpaceX firmasının bir uzay üssü var.
Şirket burada bilimsel çalışmalar yaptığı gibi buraya “turistik amaçlı” geziler de düzenliyor.
İşte Erdoğan’ın “müjde, müjde, uzaya ilk Türk’ü yolluyoruz” dediği bu.
Elon Musk’la anlaşmışlar belli ki.
Bu gezinin maliyeti 70 milyon dolar civarında.
Yani bastıracaklar parayı Elon Musk’a o da bir Türk’ü alıp 10 günlüğüne uzay üssüne götürecek.
Al sana “Türkler uzayda” masalı.
Ayıp ama.
NOT: Erdoğan’ın açıkladığı koşullar arasında arasında uzaya gidecek Türk’ün uzay alanında çalışmalar yapan bir bilim insanı olma koşulu yok. Yani sıradan biri sırf hava olsun diye uzaya gönderilecek. Bu gezinin ne Türkiye’ye ne de bilimsel çalışmalara bir yararı olmayacak.
YOUTUBE GÜNLÜĞÜ
Kemal Kılıçdaroğlu gece 22.00’de açıklamasını yapar yapmaz konuyu iki dakika sonra canlı yayında değerlendirdim. Eğer izlemediyseniz öneririm. Bugün ise Erdoğan’ın dış dünyada elinin kolunun nasıl bağlandığını anlatıyorum.
YORUMLAR