Rum yönetimi lideri Anastasiadis Rum tarafının ne istediğini açıkça ortaya koymuştur. Olası bir anlaşmada Türkiye'nin garantörlüğünü istemediğini, karar almada yönetime etkin katılımımızı öngörmediğini, toprak -mülkiyet konularında KKTC topraklarının Yüzde 25'ini geri istediğini, Kıbrıs Türklerinin azınlık hakları ile yetinmesinin şart olduğunu defalarca söylemiştir. Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Rum tarafında yayınlanmakta olan Politis gazetesine verdiği mülakatta federal modelin çöktüğünü, Akıncı'nın ise federal çözümde ısrarının kendi şahsi görüşü olduğunu açıklamıştır. Türkiye'ye rağmen Kıbrıs'ta bir çözüm üretilebileceğini düşünen varsa bundan hemen vazgeçmelidir!
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Türkiye ile problemler yaşadığını aylar önce bu köşede paylaştım. Belki de Türk basınında bu konuyu, tesbiti ilk yazan da benim. Akıncı'nın tuttuğu yolun doğru yol olmadığını, Kıbrıs Türkünü felakete doğru götürdüğünü ise uzunca bir süredir yazmakta ve uyarmaktayım... Akıncı maalesef etrafındaki danışmanlarının da yanlış telkinleri ile 'çıkmaz bir sokağa' girmiştir... Akıncı federal çözüm modelinin başarılı olması için hakikaten elinden geleni yapmış, verilmemesi gereken tavizleri bile vermiş ancak ne var ki, onun 'maksimalist' diye nitelendirdiği Rum tarafının talepleri nedeniyle sonuca ulaşmak mümkün olmamıştır. Crans Montana'da çöken federasyonu yeniden canlandırmak isteyen Akıncı, son dönemde Anastasiadis ile 2 kez görüşmüş ve şu anda BM Genel Sekreteri Guterres'in Geçici Özel Danışmanı Lute'nin taraflarla birkez daha görüşüp olası müzakereler için 'referans şartlarının' belirlenmesini beklemektedir. Akıncı hala daha 'federasyon' deyip, başka birşey dememektedir. Bu arada Lute'nin yalnız Kıbrıs Türk ve Rum taraflarından değil, bütün taraflardan referans şartlarında anlaşma istediği de Rum basınına yansıyan haberler arasındadır. Yani Akıncı'nın kendi kafasına göre hareket etmesi mümkün değildir. Kıbrıs Türk halkını, hükümeti, KKTC Meclisi'ni ve Anavatan Türkiye'yi hesaba katmadan Akıncı'nın bundan sonrası için adım atması oldukça zordur. Akıncı alternatif fikirlerin tartışılmasını kabullenmek zorundadır.
Anastasiadis hidrokarbon siyaseti nedeniyle sıkışmıştır; Türk tarafı ile anlaşmadığı sürece petrol ve doğal gaz çıkarılması konusunda problemler yaşayacağını görmüştür. Bu nedenle merkezi hükümetin yetkilerinin desantralizasyonuna dair öneri ortaya koymuştur. Bu önerinin her ne kadar da işlevselliği yok ise de Anastasiadis alternatif fikirlere açık olmak zorunda olduğunu anlamıştır… Kısaca Anastasiadis Türkiye ile anlaşmak zorunda olduğunu anlamıştır ve ne yazık ki Akıncı bunun idrakı içerisinde değildir. Bildiğini okuyarak adeta meydan okumaktadır.
Gelelim Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Politis ropörtajında söylediklerine… Kıbrıs'ta başarısız olan federasyon çözümü yerine iki devletli bir çözümün de konuşulması gerektiğini, bu nedenle önce Rum tarafının nasıl bir çözüm istediğini artık ortaya koyması gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, Politis gazetesinin Cumhurbaşkanı Akıncı'nın federasyon dışındaki alternatif çözümlere karşı olduğunun hatırlatması üzerine şöyle konuşmuştur: "Bu onun şahsi görüşü olabilir. Akıncı Kıbrıs Türklerinin seçilmiş lideri olabilir, ancak hem Kıbrıs Türk Hükümetinin hem de Kıbrıslı Türklerin de söz hakkı vardır. Ancak Crans Montana'da, Cenevre'de, Annan Planı'nda da, bütün federasyon çabaları başarısız oldu. Federal çözüm başarısız oldu. Türkiye olarak bu çözümü hariç tutmuyoruz. Federasyon da olabilir ancak kişisel olarak, bunca yıllık deneyimimiz nedeniyle hep birlikte başka seçenekleri incelememiz gerektiği görüşündeyim....".
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun bu açıklamaları, Akıncı'nın Türkiye'nin garantörlüğünün iptalini ve Güzelyurt'un da Rumlara verilmesini içeren bir federal çözüm öngören Guterres belgesini "Anastasiadis ile stratejik bir anlaşma olarak imzalamayı" önerirken Türkiye'yi Meclisi ve Hükümeti dışladığını ve Anavatana emrivaki yaptığını ortaya koyan yorumlarımın doğruluğunu kanıtlamıştır. Bu durumda Akıncı ya iflas eden federasyon politikasından vazgeçmeli ya istifa etmeli ya da Meclis'e giderek bundan sonra izlenecek milli politika konusunda Meclis'in karar vermesini istemelidir.. Cumhurbaşkanı Akıncı bunları yapmaz da kişisel takıntısı olan federasyonda ısrar ederse müzakerecilik görevi Meclis tarafından geri alınmalı ve yerine Meclis hükümet ve Anavatanla uyumlu çalışacak başka bir müzakereci atamalıdır.
Kaynak Yeniçağ: Akıncı'nın anlaması gereken gerçekler... - Hüseyin Macit YUSUF
YORUMLAR