Bundan tam 60 yıl önce, 4 Mart 1964 tarihinde, BM Güvenlik Konseyi, bugünkü sürdürülmesi mümkün olmayan statükoyu yaratan 186 sayılı kararı almıştı. Kıbrıs tarihinde kara bir dönüm noktası niteliğinde olan bu adaletten, haktan, hukuktan ve insanlıktan yoksun kararla, bir taraftan Kıbrıs Türklerine karşı soykırıma girişen Rum saldırılarını önlemek için adada BM Barış Gücü görevlendirilirken, diğer taraftan ise iki halkın egemen eşit haklarını kollayarak kurdukları 1960 ortaklık Cumhuriyetini silah zoruyla yıkarak Kıbrıs Türklerini yönetimden atan Rum liderliği, uluslararası anlaşmalar çiğnenerek adanın tek meşru idaresi olarak kabul edilmişti.
Adada sürdürülmesi mümkün olmayan statükoyu yaratan bu hukuksuz kararın 60. yıldönümünde, Rum devletine dönüştürülen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “Kıbrıs’ın tek meşru hükûmeti” olarak kabul görmesi, Kıbrıs Türk halkının haklarından mahrum edilerek hak gaspına uğraması sebebiyle Kıbrıs sorunu bir türlü çözülememektedir.
21 Aralık 1963 gecesi Akritas Planı’nı devreye sokarak Kıbrıs Türk halkını topyekûn ortadan kaldırmaya yönelik, tarihe Kanlı Noel olarak geçen, soykırım teşebbüsünün başarısız olması, eli kanlı EOKA teröristlerinin hedeflerine ulaşamaması ertesinde, daha fazla kan dökülmesini önlemek üzere adaya gönderilen BM Barış Gücü bugüne kadar hiçbir varlık göstermezken, alınan hukuk dışı siyasi kararla Kıbrıs Türk halkının hakları Rumlar tarafından gasp edildi.
Buradan BM Güvenlik Konseyi’ne bir kez daha sesleniyorum; 60 yıldır uluslararası hukuku çiğneyen 186 sayılı kararı geri alın, 60 yıldır sürmekte olan dayatmacı statükoyu sonlandırın, Rumların işgali altındaki 1960 Cumhuriyeti’nde gasp edilen müktesep haklarımızın iade edilmesini sağlayarak, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü talebimizi kabul edin, adaleti sağlayın. BM Güvenlik Konseyi’nin 186 nolu kararı ve bu karara atıfta bulunularak alınmış tüm diğer karar ve raporları iptal ederek Rum işgalini sonlandırın, hiçbir işe yaramayan BM Barış Gücü’nü geri çekin…
Hatırlayacak olursak, Kıbrıs'taki çatışmaların NATO üyeleri Yunanistan ve Türkiye arasında bir çatışmaya yol açabileceği korkusu, adaya bir Barış Gücü gönderilmesini zorunlu kıldı ve Haziran 1964 itibarıyla adada yaklaşık 6,500 BM Barış Gücü askeri konuşlandırıldı.
Üç ay için görevlendirilen ve şu anda 975 askerden oluşan BM Barış Gücü, dünyanın en uzun süre görev yapan en işlevsiz barışı koruma misyonu olma özelliğini taşımaktadır. Özellikle 1974 Mutlu Barış Harekâtı sonrasında Garantör Türkiye’nin Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin adaya gelmesi ile adada sağlanan huzur ve barış ortamıyla, BM Barış Gücü’nün adada bulunmasına gerek kalmadı. 50 yıldır adadaki Türk askeri varlığı herhangi bir çatışma çıkmasını önleyen tek güçtür. Yıllık yaklaşık 60 milyon dolar maliyeti olan BM Barış Gücü’nün bütçesinin yarısını Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan karşılarken, Rum-Yunan ikilisi BM Barış Gücü’nün olası bir Türk saldırısı karşısında, mevcut 975 askerle ne tür bir varlık göstereceğini artık sorgulamalıdır. Türkiye ve KKTC’nin adadaki barış ve huzurun devamı için verdikleri mücadele açıktır. BM Barış Gücü’nün ve BM’nin genelde Kıbrıs’ta hiçbir varlık göstermediği ve tek kelime ile tükendiği gerçeği artık kabullenilmelidir. 4 Mart Günü adadaki BM Barış Gücü misyon şefi, Rum destekçisi Colin Stewart’ın önderliğinde tören düzenlendi. Ara bölgedeki etkinliklerde anıt açtılar, madalya dağıttılar, yaptıkları konuşmalarda BM Barış Gücü’nü göklere çıkardılar. Bir tek zil çalıp oynamadıkları kaldı. Adadaki barış ve huzura hiçbir katkısı olmadığı halde Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün (UNFICYP) adadaki varlığının 60. yılını ve Kıbrıs’ta bugüne dek görev yapmış barış gücü ülkelerinin adadaki sözde ‘barışa katkısını’ simgeleyen anıtın açılışı tam bir rezalettir. UNFICYP Misyon Şefi Colin Stewart törende yaptığı konuşmada tarihî gerçekleri bir kez daha çarpıtması; 1964-74 arasında EOKA teröristlerinin adayı kana bulayan eylemlerini önleyemeyen, sadece seyreden BM Barış Gücü’ne övgü düzmesi, hızını alamayarak adaya barış ve huzuru getirenin kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri olduğu gerçeğini gizleyerek, son 50 yıldır yaşanan barışçıl ortamın başarısını BM Barış Gücü’ne mal etmesi büyük bir skandaldır. Konuşmasında, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın temaslarına işaret eden Stewart’ın, BM’nin 60 yıldır çözüme ulaşmadaki başarısızlığını unutarak, “Bu son çabamızın başarılı olup olmayacağını bilmiyoruz, ancak hepimiz bunu desteklemek için her türlü çabayı göstermeliyiz” ifadelerini kullanması yakın tarihteki Rum uzlaşmazlığını, adayı Yunan yapma hedefini görmezden gelmek ve aklımızla alay etmek, değil de nedir?
YORUMLAR