17-18 Mart tarihinde Cenevre’de gerçekleşen 5+1 gayriresmi Kıbrıs Zirvesi’nde üzerinde mutabakat sağlanan Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) ile ilgili KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis 2 Nisan tarihinde BM Genel Sekreteri Guterres’in Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın Lefkoşa’da ara bölgedeki ikametgahında bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Tatar, Hristodulidis ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında açıklamalarda bulunarak, gayri resmi Cenevre toplantısında uzlaşılan 6 başlık üzerine istişarelerde bulunduklarını söyledi. Tatar, Guterres’in yeniden kişisel temsilcisi olarak atayacağı Holguin'in 6 başlığın uygulanması noktasında kendilerine yardımcı olacağını vurguladı. Görüşmenin başında EOKA’nın 1 Nisan’da yapılan kuruluş etkinliklerinde konuşma ve açıklamalardan duydukları rahatsızlığı ifade ettiğini ve Türk tarafı olarak bunu kınadıklarını dile getiren Tatar, bu anlayışa sahip olanların samimiyetini sorguladığını belirtti. Tatar, “Biz, her zaman komşuluk ilişkileriyle iki halkın yan yana yaşayabilmesi için iyi niyetimizi ortaya koyuyoruz.” dedi. Tatar, federasyon temelinde bütün çabaların boşa çıkmasından dolayı yeni bir anlayış ve siyasetle, her iki halkın da faydasına olabilecek bir takım önemli projelere imza atabileceklerini görüşmede yeniden ifade ettiğini dile getirdi. “Karşı tarafın pozisyonu; kendi egemenlikleri, otoriteleri ve Kıbrıs Türk halkının da bütün bunlara biat etmesi yönünde bir yaklaşım içerisindedir.” diye konuşan Tatar, AB finansmanıyla ara bölgede kurulacak olan “Güneş Enerji Sistemi konusunda da Rumların bu anlayışla hareket ettiğini söyledi. Güneş enerji sistemi her iki tarafın da faydasına olacak ama diyorlar ki orada üretilen elektrik Güney Kıbrıs’a verilecek. Enterkonnekte sistem olduğu için bizim payımızı yüzde otuz beş olur, kırk olur, anlaşılacak bir oranı Güney Kıbrıs bize kendisi verecek. Halbuki ne diyoruz? Kıbrıs’ta madem ki iki eşit taraf vardır, iki eşit halk vardır, iki yapı vardır. Neden iki ayrı grid olmasın?” ifadesinde bulunan Tatar, geçiş kapılarıyla ilgili Rum tarafından maalesef herhangi bir açılımın olmadığını da dile getirdi. Tatar, Gençlik Teknik Komitesi kurma anlayışının teyit edildiğini ve üyelerin isimlerinin 15 Nisan’a kadar BM’ye teslim edileceğini bildirdi. Rum tarafı ile yapılan bu ve benzer tüm diyaloglar boşunadır, beyhudedir, zaman kaybıdır. 1 Nisan’da EOKA’nın 70. kuruluş etkinliğinde “Kıbrıs Yunandır” sloganı atanlarla, Türkleri taşlayıp küfredenlerle anlaşmak ve uzlaşmak olası mıdır?Rum tarafının düşmanca tutumu sınır tanımamaktadır.
Hatırlayacağınız üzere KKTC, Özbekistan’ın Semerkant kentinde 11 Kasım 2022 tarihinde gerçekleşen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) 9’uncu Zirvesi’nde teşkilata gözlemci üye olarak kabul edildi. 3 Kasım 2023’te gerçekleşen Kazakistan’ın başkenti Astana’da gerçekleşen 10. Zirve’ye KKTC davet edilmedi. O tarihte yazdığım yazılarda Türk Devletleri’nin ekonomik çıkarlarını kardeşliğe tercih edeceğinin anlaşıldığını, bu konuda Türkiye ve KKTC’nin diplomatik yollarla ilişkilerin gelişmesi için çaba harcaması gerektiğini, TDT üyeliğinden hoşnut olmayan Rum Yönetimi’nin başta AB ve ABD’yi devreye sokacağından hareketle bazı tedbirlerin alınmasının önemine dikkat çektim. Son dönemde Kazakistan, Özbekistan ve en son da Türkmenistan’ın Güney Kıbrıs’ta Büyükelçilik açmalarını üzülerek izledik.3-4 Nisan tarihinde Avrupa Konseyi’nin, tarihin cilvesine bakın, KKTC’nin TDT gözlemci üyelik kararının alındığı Özbekistan’ın Semerkant şehrinde gerçekleşen AB-Orta Asya 1.Zirve’sinde ihanetin daniskasına şahit olduk. Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile yakınlaşmasının nedeni Zirve’de net bir şekilde ortaya çıktı.. . Zirvede açıklamalarda bulunan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen AB'nin 5 Orta Asya ülkesine "stratejik ortaklık" kapsamında 12 milyar Euro'luk yatırım yapacağını duyurdu.2 gün süren Zirve’nin sonunda AB'ın, TÜRKİSTAN Devletleri ile “yeni bir stratejik ortaklık kurduğu, ilişkileri STRATEJİK ORTAKLIK seviyesine çıkarmayı ve enerji geçişi ile karbonsuzlaşmayı hızlandırmayı kararlaştırdıkları" açıklandı. Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in ev sahipliğinde düzenlenen zirveye, AB Konseyi Başkanı Antonio Costa ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in yanı sıra Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadık Caparov, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhammedov katıldı. Kardeş saydığımız Devletler, KKTC 'nin, kendileri için de bir güvenlik şemsiyesi olan Türkiye'nin güvenliği için ne denli önemli olduğunu göz ardı ettiler. Türkiye ve Türk Dünyasının savunmasının KKTC 'den başladığını görmezden geldiler. Bu zirvenin yapılması ve ilk etapta 12 milyar euro yatırımın gelmesi için Yunanistan ve Rum yönetiminin dayattığı şartları kabul ettiler...Rum-Yunan ikilisi, AB içinde VETO hakkına sahip olmalarının verdiği avantajı kullanarak yaptıkları, "AB'den para isterseniz (sözde) Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adanın tek meşru devleti olduğunu, toprak bütünlüğünü tanıyacaksınız, Büyükelçi atayacaksınız, Türkiye'nin işgalci olduğunu kabul edeceksiniz, KKTC'yi tanımayacaksınız, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT)'na tam üye yapmayacaksınız" dayatmasına boyun eğdiler. Türk devletlerinin para karşılığında AB’nin dayatmalarına karşı çıkamadığı ve tek kelime ile KKTC’yi sattığı nettir. Türkiye ile ilişkilerinin bozulmasını ve hatta TDT’nin dağılmasını göze alan Türk Devletleri ile ilişkilerimizi gözden geçirmek ve rayına sokmanın yollarını aramamız, pes etmeyerek meydanı Rum’a, Yunan’a ve AB’a boş bırakmamamız şarttır.
YORUMLAR