Son dönemde faşist Eokacı/Enosisçi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi(GKRY) Başkanı Nikos Hristodulidis’in izlediği siyasete Rum halkı da isyan ediyor. Birçok şey yanında, özellikle adayı silahlandırarak barut fıçısına çevirmesi, askeri üslerinin kapılarını ABD ve AB’ye sonuna kadar açması neticesinde Kıbrıs ve bölgedeki barış ve huzuru bozacak zemin hazırlamasına tepkiler artıyor. GKRY’nin ABD ile stratejik ortaklığı çerçevesinde askeri üslerini açmasına tepkiler sürerken, Hristodulidis Yönetimi ısrarla yanlış üstüne yanlış yapmayı sürdürüyor. GKRY ile ABD arasındaki askeri işbirliği son aylarda ivme kazandı. Amerikalı bir askeri heyet “savunma iyileştirmesinin” parçası olarak geçtiğimiz günlerde Baf Andreas Papandreu Hava Üssü’nde incelemelerde bulundu. Rum Savunma Bakanı Vasilis Palmas, üssün genişletilmesi ve iyileştirilmesi için önerilerde bulunacaklarını belirtti. Projenin 14 milyon Euro’ya mal olması ve 18 ay sürmesi bekleniyor. Açıklamasında hava üssünde yapılması gerekli çalışmalar ve tahmini maliyet konusunda Amerikalı uzmanların değerlendirmelerini bekleyeceklerini ifade eden Palmas, yapılacak çalışmalar arasında daha fazla uçağa ev sahipliği için üs alanın genişletilmesinin yanı sıra bugün sahip olduklarından daha büyük uçakların uçabilmesi için pistin düzeyinin yükseltilmesinin bulunduğunu da belirtti. Palmas, iletişim, işlevsellik ve güvenliğin iyileştirilmesi için üs binasının düzeyinin yükseltilmesi gerektiğini de söyledi. Projenin maliyetiyle ilgili soruya karşılık ise Palmas, üssün Amerikalıların ihtiyaçlarına da hizmet edeceği için, ABD’nin muhtemelen üssün düzeyinin yükseltilmesi için teknik bilgi sağlayacağını hatta para vereceğini kaydetti.
Bu arada Palmas’ın tahrikleri de sürmektedir. Palmas, katıldığı bir televizyon programında İsrail ile ilişkileri konusunda sorulan bir soruya çarpıcı bir yanıt verdi ve "Yunanlılar bizim kardeşimiz olabilir ama İsrail bizim komşumuzdur. İsrailliler tamamen bizim tarafımızda. 3 dakika içinde Kıbrıs'a uçabilirler. Yunanistan'ın destek için zamana ihtiyacı olur…’’ İsrail’e askeri üslerde ayrıcalık sağlanacağını da belirten Palmas, “Üsler ABD'nin yanı sıra diğer dost devletler veya AB tarafından da kullanılacak. Mısır, İsrail ve Ürdün gibi’’ dedi. ABD tarafından modernize edilecek Andreas Papandreou üssüne Patriot hava savunma sistemi kurulacağı mesajını veren Rum Bakan, “Üssün savunma sistemleri ile birlikte bölgede aşılmaz bir koruma kubbesi oluşturacağını’’ söyledi. Mari Deniz Üssü’ndeki çalışmalarla ilgili de açıklamalar yapan Palmas, “Üssün savaş gemilerini ve denizaltılarını barındırmasını istiyoruz’’ dedi. Rum Bakan, üslerin kendilerini NATO'ya daha da yaklaştırdığını iddia etti. Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos’un Türk düşmanlığında Palmas’tan geri kalır yanı yoktur. AB Dış İlişkiler Konseyi toplantısına katılan Kombos, Türkiye ile Suriye arasında olası bir deniz yetki anlaşması yapılmaması için 27 AB ülkesi olarak birlikte hareket etmeleri gerektiğini söyledi. Toplantıda Suriye konusunda konuşan Kombos, Rum medyasına göre; ''Suriye'de yapılacak bir anlaşmanın Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarına müdahale anlamına geleceğini'' ileri sürdü. Kombos, 27 AB ülkesi birlikte hareket ettiklerinde Suriye üzerinde etkili olabileceklerini savundu ve ''Suriye'ye ve egemenliğine tam saygı duyulması gerekiyor'' dedi.
Bu arada Rum Yönetimi’nin yıllardır sürdürdüğü insan hakları ihlalleri, ayrımcılık ve ırkçılık da sabırları taşırırken, KKTC ve GKRY arasındaki sınır geçişlerinde eşitsizlik tartışmaları sürüyor… Güney Kıbrıs vatandaşları, Güney Kıbrıs’ta oturum izni olanlar ve turistler rahatlıkla sınır kapılarından Kuzey’e geçebilirken Kuzey’den Güney’e geçmek için oturum izni veya iş kurma izni yeterli değil; KKTC vatandaşı olmak bile yetmiyor. Rum Yönetimi, sadece Kıbrıs Cumhuriyeti döneminden kalan vatandaşlarına ve onların ailelerine kapıları açıyor. Önce Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, ardından ziyareti sırasında Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bu konudaki eşitsizlikten duyduğu rahatsızlığı paylaştı. Ardından KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarının Güney’e geçememesi kabul edilemez” dedi. Bu konuyu hem Rum mevkidaşı Hristodulis’e, hem de BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs’taki BM Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart’a aktardığını belirtti. Hristodulidis Yönetimi’nin Türkiye ve KKTC düşmanlığı zirve yaparken, KKTC’deki azılı federasyon yanlıları bile yeniden birleşmeye kuşku ile bakmaya, bu kafadaki Rumlarla yol yürünmez demeye başladılar. Aklı başında hiç kimse Rum tarafı ile yeniden bir araya gelmeyi düşünemez. Rum’a mecbur olmadığımız net bir şekilde bilinmeli, iyice anlaşılmalı, devletimize ve anavatanımız Türkiye’ye sarılmalıyız. Aklın yolu budur..
YORUMLAR