Milli çizgideki Başbakan Ersin Tatar'ın cumhurbaşkanı seçilmesi, KKTC tarihi ve Kıbrıs'ın tümü için bir milattır. Kıbrıs Türk halkı, bizleri uçuruma götüren, felaketimizi hazırlayan, emperyalist batının bir dediğini ikiletmeyen, kanun-yasa- anayasa tanımayarak aklının estiği gibi kararlar alan, hiç bir liderin şimdiye kadar vermediği tavizler veren Akıncı'dan kurtulmuştur. Akıncı ile beraber Rumlarla birleşik bir devlet kurma, daha doğru bir deyişle adadaki eşit ortaklığa dayalı haklarımızdan vazgeçerek bir federal yapı kurma planı da tarihin çöplüğündeki yerini almıştır. Bundan böyle hiç kimse çıkıp da federasyonu ağzına almamalıdır. Kıbrıs Türk halkının iradesi egemen eşitliğimize dayalı bir düzenden yanadır, tercihi devletimiz KKTC'nin tanınması ve uluslararası toplum içerisinde çoktan hakettiği yerini almasıdır. Kıbrıs'ta adil ve kalıcı olacak çözüm yan yana iki ayrı devletin, KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin, dostluk ilişkileri içerisinde yaşamasıdır. Rum-Yunan ikilisinin adayı Elen yapma gayretleri hayaldir ve gerçekleşmesi mümkün değildir. Rumlar, Kıbrıs Türk halkı ile ya paylaşmayı, işbirliğini tercih edecek ya da ellerindekinden de olacaktır. Anavatan Türkiye'nin ve KKTC'nin sayısız kez uzattığı barış elini, Rum-Yunan ikilisi artık tutmalıdır.
***
Seçilmiş cumhurbaşkanı Tatar cumhurbaşkanı koltuğunu Akıncı'dan devir alır almaz Ankara'ya gidecek ve burada Anavatan yetkilileri ile izleyeceğimiz yol haritasını belirleyecektir. Bu aşamada ufak da olsa bir endişemi paylaşmak zorundayım. Bilindiği üzere Anavatan Türkiye makamları, Crans Montana'da çöken federasyon görüşmeleri sonrasında yaptıkları açıklamalarda federasyonun bittiğini, Rumların Kıbrıs Türkleri ile paylaşacak hiçbirşeyleri olmadığını,siyasi eşitliği kabul etmediklerinin ortaya çıktığını ve bu nedenlerle de alternatif yolun KKTC'nin egemen eşitliğinin ön plana çıkacağı, ada gerçekleri ile örtüşen bir yolun izlenmesi gerektiğini vurgulamışlardı. Bu siyaset değişikliğini o dönemde Akıncı kabul etmemiş, ve 'federasyondan başka birşey görüşmem' diye tutturmuştu. Bir süre önce BM Genel Sekreteri Guterres'in KKTC cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra tarafları gayrı resmi bir 5'li toplantıya çağıracağını açıklamasının ardından Anavatan makamları bir kez daha federasyonun artık masada olmayacağını vurgulamışlardı. Endişem, Batı'nın dolduruşuna gelip, telkinlerine kanıp yeniden federasyon görüşmelerinin başlamasıdır. 2010 KKTC cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan ve seçim propagandası döneminde, Rum'un ortaklık istemediğini bu nedenle de federasyon görüşmeyeceğini vurgulayan 3. Cumhurbaşkanı Eroğlu, maalesef Türkiye'den gelen telkinlerle 5 yıl masada federasyon görüşmek zorunda bırakılmıştı. Bu endişeyi taşımakla birlikte içimi rahatlatan Türkiye'nin eski Türkiye olmadığı gerçeği ve Rum-Yunan ikilisinin maskesinin tamamen düşmüş, niyetinin tam olarak anlaşılmış olmasıdır.
***
Anavatan Türkiye bölgemizde artık sözü dinlenen, kendi çıkarları doğrultusunda siyaset belirleyip bu siyaseti de yüreklilikle uygulayan bir konumdadır. Türkiye artık emperyalist batının dikte ettiklerini yerine getiren zavallı bir sömürge ülkesi hüviyetinden çıkmış, kendi siyasetini kendi belirleyen, haklarımızın korunması için elini masaya vuran ve fiiliyatta da blöf yapmadan dediklerinin arkasında duran, proaktif bir dış siyaset uygulayan güçlü bir ülke konumundadır. Ülkemizi tehdit eden hain PKK terörü ile mücadelede önemli adımlar atılmıştır. Terör odakları sınırlarımızın ötesine püskürtülmüş bunun için de gerekli sınır ötesi operasyonlar Suriye'de halen sürmektedir. Libya ve KKTC ile yapılan anlaşmalar ve Türkiye'nin kendi kıta sahanlığı çerçevesinde Mavi Vatan sınırlarımız belirlenmiştir. Türkiye, Doğu Akdeniz'de ve Kıbrıs'ta haklarımızı kararlı bir şekilde kollamaktadır. Rum-Yunan ikilisinin, başta ABD ve AB olmak üzere, İsrail, Mısır, BAE, Suudi Arabistan ile oluşturdukları şer ittifaklarına karşı Türkiye dimdik ayaktadır.
Türkiye'nin haklarımızı korumaktaki kararlı duruşu, geri adım atmayan siyaseti, yakın zamanda yaşanan tecrübeler, Rum-Yunan ikilisinin değişmeyen tutumu, Erdoğan-Tatar arasında gerçekleşecek Ankara toplantısına kesinlikle yansımalıdır.
Cumhurbaşkanı Tatar, benim gurur duyduğum çok yakın arkadaşımdır. Tatar'ın milli davamıza çok şey katacağına inancım sonsuzdur. Tatar çalışkandır, mücadelecidir, akıllıdır ve en önemlisi ebedi liderimiz KKTC'nin kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Denktaş ile Varoluş Mücadelemizin lideri rahmetli Dr. Fazıl Küçük gibi KKTC'ye ve Anavatan Türkiye'ye inanmaktadır ve sonuna kadar da bağlıdır. Tatar'ın liderliğinde, Anavatan Türkiye'nin desteği ile KKTC'nin tanınması artık hayal değildir.
Yaşasın KKTC, yaşasın anavatan Türkiye…
Kaynak Yeniçağ: Tatar liderliğinde KKTC tam yol ileri! - Hüseyin Macit YUSUF
YORUMLAR