Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, geçtiğimiz 5 Nisan Cuma günü New York'taki Birleşmiş Milletler(BM) Genel Merkezi’nde BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile önemli bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası basına açıklama yapan Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri’ne Kıbrıs konusu ile ilgili Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü pozisyonunu bir kez daha anlattığını ifade etti, haksız izolasyon ve ambargoların kaldırılması gerektiğini vurguladı. Tatar, müzakerelerin Crans Montana’dan kaldığı yerden başlamasının mümkün olmadığını federasyon zemininin tüketildiğini de söyledi. Kıbrıs’ta iki devlet ve iki halk bulunduğuna işaret eden Tatar, 60 yıldır sürdürülen müzakerelerden bir sonuç elde edilemediğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta iki devletin iş birliğine dayalı gerçeklerden yola çıkılarak bir çözüm bulunabileceğini işaret ederek Kıbrıs Türk halkının sonsuza dek bir çözüm için beklemeyeceğini, devleti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile yola devam edeceğini söyledi. Tatar, BM ve AB’nin Kıbrıs’taki politikasını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Tatar, yaptığı görüşmelerde bu konuları anlattığını, bir taraf devlet bir taraf toplum muamelesi gördükçe soruna çözüm bulunamayacağını kaydetti. Tatar, ortaklık cumhuriyeti Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bozulmasının ardından müzakerelerin yıllarca sürdüğünü, en son Crans Montana’da çözüm bulunamadığı tespiti sonrası da federasyonun tüketildiğini anlattı. Bu süreçte birçok BM temsilcisinin değiştiğini, şimdi de BM Genel Sekreteri'nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın yeni ve resmi bir sürece geçilebilmesi için ortak zemin var mı yok mu araştırması yaptığını ifade eden Tatar, Kişisel Temsilci’yi görev tanımının belirlediği çizgiler kapsamında destekleyerek uyum içinde çalıştıklarını kaydetti. Kıbrıs Türk halkına yönelik uygulanan doğrudan uçuş, doğrudan ticaret, spor, kültürel ve diğer ambargoların haksızlığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, bu ambargoları kabul etmediklerini vurgulayarak uluslararası camiadan bu haksızlığa son vermesini istedi. Tatar, Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti’nin statüsünü tek başına kullandığını, adanın tek hükümeti gibi kabul edildiğini, Annan Planı’na “Hayır” demesine rağmen AB’ye kabul edildiğini, ancak Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı halk bulunduğunu, bunun da tüm kesimler tarafından bilindiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, soruları da yanıtladı. Tatar, Genel Sekreter’e Kıbrıs’taki gerçekleri, Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunu anlattığını ifade ederek, görev süresinin sonunda Holguin’in raporunu bekleyip göreceklerini söyledi. Tatar, ambargoların haksızlığına işaret ederek, AB ve diğer uluslararası camia tarafından verilen sözlerin tutulmamasını eleştirdi. Tatar, Kıbrıs sorununun; Rumların Kıbrıs’ın hükümeti gibi kabul edilip, Kıbrıs Türk halkının görmezden gelinmesi ve ambargolar altında tutulması olduğunu söyledi. Tatar, tüm bunları Genel Sekreter’e anlattığını, Türkiye’nin desteğiyle iki devletli çözüm vizyonunu sürdürdüklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreterinin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın temaslarını da değerlendirdi; Holguin’in iki tur görüşme yaptığını, üçüncü tur yapacağı ziyaretinin de Mayıs ayında olacağını ifade ederek, şu ana kadar her hangi bir ortak zemin bulunamadığını dile getirdi. Tatar ABD’de bulunduğu süre içerisinde birçok ABD’li yetkili, sivil toplum örgütü ile görüşmeler gerçekleştirirken birçok ajansa da açıklamalarda bulundu. Tatar "Artık Kıbrıs'ta oyunun kurallarını değiştirmek lazım" diyerek mevcut siyasetimizden geri dönüş olmayacağını da net bir şekilde ortaya koydu.BM genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Holguin’in görev süresi Haziran sonu bitecek ve raporunu yazacaktır. Guterres’e düşen görev ve sorumluluk, kendi tecrübeleri ve rapor doğrultusunda Kıbrıs’ta ortak zemin bulunmadığını ve BM’nin iyi niyet misyonunun tamamen tükendiğini ilan etmek ve görevi iade etmektir. Guterres’in deklarasyonu sonrasında dünya kamuoyu ada gerçeklerini daha iyi anlayacak, KKTC’nin tanınması önündeki BM engeli aşılırken, Temmuz ayından itibaren KKTC’nin uluslararası tanınması da mümkün olacaktır.
YORUMLAR