Covid -19 ile birlikte evde kalmaya devam edip etrafımızdaki insanları ve kendimizi korurken, sıkıcı
ev halimizi biraz heyecanlı hale getirelim istedim. Oynadığı sezonlar arasında izlemediğim, çok
merak ettiğim, “7 Şekspir” adlı müzikalin Youtube üzerinden yayına konması ile birlikte izleme
şansını yakaladım. İzler izlemez de sizlerle paylaşmak üzerine hemen klavye başına geçtim. Müzikalin
Yönetmen koltuğunda, Kemal Aydoğan’ın oturuyor. Oyuncu kadrosunda ise; Haluk Bilginer, Evrim
Alasya, Selen Öztürk, Zeynep Alkaya ve Tuğçe Karaoğlan oluşuyor. William Shakespeare’in çoğu
kişi tarafından bilinen “Bütün dünya bir sahnedir ve kadın-erkek birer oyuncu, sırası gelen girer…”
sözü üzerine kurulan oyun insanın 7 evresini anlatıyor. Bebeklik, çocukluk, aşk, askerlik, yargıç,
yaşlılık ve ölüm evreleri ile 7 sahneden oluşan 2 perdelik oyunu Youtube üzerinden izleyebilirsiniz.
Zamansız bir yazar olan Shakespeare’i ve onun dehasını, oyunlarında barınan alt metini ve söz
ustalığını anlamak, karakterlerini keşfetmek ve onu ustaca sahneye taşımak da ustalık ister. Bu
müzikal hem Kemal Aydoğan hem de Haluk Bilginer’in ustalığı ile ortaya konuyor. Oyunda doğum ve
ölüm arasındaki yaşam çizgisinin erkek oyuncu üzerinden anlatılmasının yanı sıra, erkek egemen
toplumuna göndermelere yer veriliyor. Bebeklik evresi ile başlayan, çocukluk evresi ile devam eden
oyunda çoğumuzun bildiği oyunların sözlerini duyuyoruz. Oyunun en dikkat çeken evrelerden biri de
karakterimizin âşık olma evresi diyebilirim. Erkek karakterimize oyunun başından beri eşlik eden dört
soytarı karaktere hayat veren kadın oyuncularımız aslında oyunun en dikkat çekici detayı diyebilirim.
Malum Shakespeare’in döneminde kadın oyuncular sahneye çıkamaz, kadın karakterleri de erkek
oyuncular oynarlardı. Kadınların sahneye çıkması bir hakaret kabul edilirdi. Müzikalin içinde yer alan
dört kadın oyuncu sanki o döneme bir gönderme başkaldırış niteliğinde. Müzikal içerisindeki her
evrenin özelliklerine göre bir gönderme barındırıyor. Son evre ise hayatın sonu yani ölüm. Müzikalin
finaline yaklaşırken, Shakespeare’in simgesel mezarı ve 66.Sonesi finalde seyirci ile buluşuyor. Benim
için ayrı bir yere sahip olan 66. Sone birkaç sene önce oynadığım oyun içerisinde yer verdiğimiz,
sonelerden biri yeniden bu oyunda karşıma çıkıyor. Can yücel çevirisi ile Haluk Bilginer’in ağızından
dökülüyor kelimeler ve diyor ki;
“Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.”
Sahne dekoru ve kostümlerinde sade ve yalın tercihler yapılmış. Oyun içerisinde tercih edilen
müziklerde tanıdık ezgiler seyirciye eşlik ediyor. Türk sanat müziğinde, Rock müziğine kadar geniş
bir yelpaze kullanılmış. Oyun içerisinde zaman zaman düşen tempo ise asla sıkıcı değil, aksine hayatın
içinde yer alan tempoyu anımsatıyor. Değerli usta Haluk Bilginer’e eşlik eden tüm kadın oyuncular
ayrı ayrı çok etkileyicilerdi. Ses, mimik ve jest kullanımlarıyla mükemmel bir performans ortaya
koyuyorlar.
Bu müzikali Oyun Atölyesinde izlemeyi çok isterdim. Ama hiç izleyememekten daha iyidir.
Kendinize evdeyken kaliteli bir zaman yaratın ve “ 7 Şekspir Müzikalini” seyredin derim. Aklımda en
kalıcı olan şeylerden biri de Haluk Bilginer’in "Shakespeare'in ve Oyun Atölyesi'nin hayır duası
üzerinize olsun" cümlesi oldu. Şimdiden hepinize İyi seyirler... Oyunda emeği geçen herkesin
emeğine, yüreğine sağlık. Evde tiyatrodan bizi uzak bırakmayan herkese bin teşekkür. Sevgiyle ve
Sağlıkla Kalın.
Sevgilerle,
Merve ÖZGÜNEŞ
OYUNCU
YORUMLAR