Hoca, Ekrem'e taktı!

Tarihte hiçbir belediye başkanına bu kadar soruşturma açılmadı. Ahmak Davası’ndan 2 yıl 11 ay, Ordu Valisi Davası’ndan 2 yıl, Büyükçekmece Davası’ndan 7 yıl, Bilirkişi Davası’ndan 4 yıl, Başsavcı Davası’ndan 7 yıl 4 ay cezası isteniyor.
Kimden bahsettiğimi anladınız tabii!
Ama bitmedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diploması hakkında soruşturma başlattı. İmamoğlu, “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla ifadeye çağrıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında diploma tartışmaları Eylül 2024’te başladı. Bir gazeteci, İmamoğlu’nun Kıbrıs’tan İstanbul Üniversitesi’ne geçiş sürecinde şaibeler olabileceğini öne sürdü. İddia şuydu: İmamoğlu Kıbrıs’ta Girne Amerikan Üniversitesi’nde okudu. Okuduğu bölüm mühendislik. Sonra İstanbul Üniversitesi’ne işletmeye geçti. O dönemde Girne Amerikan Üniversitesi YÖK onaylı değil!..
İBB yönetimi iddialara karşı İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi diplomasını paylaştı. İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun da yüksek lisans belgesini kamuoyuyla paylaşarak iddiaları yanıtladı.
 
Türkiye, bir süre Erdoğan’ın diplomasını tartıştı. Görmedi ama olsun.
Şimdi Ekrem İmamoğlu’nun diploması tartışılıyor.
Mesele sürekli tartışılır hale getirmek.
İstanbul karda çok kötü sınav vermiş, çünkü Ekrem Bey’in aklı fikri Cumhurbaşkanlığındaymış.
Yoo, İstanbul’da bütün yollar açık.
Metrolar da çalışıyor.
Evsizlere sıcak bir çatı, çorba hizmeti sunuluyor.
Ama önemli değil, çamur at izi kalsın.
Benim anlamadığım şu…
Benim bildiğim AKP’nin bir siyasi aklı vardı.
Bu tür davranışların eninde sonunda kendine olumsuz döneceğini tahmin ederdi.
Kendisi mağduriyet oyununu oynamış, bundan kazançlı çıkmıştı.
Şimdi bir başkasını mağdur ederek, yine kazançlı çıkacağını düşünüyor olamaz değil mi?
İmamoğlu’nu ilk mağdur edişleri de değil.
Her mağduriyet İBB Başkanı’na yaradı.
AKP’nin kendi seçmeni bile gidip sandıkta ‘İmamoğlu’ dedi.
Belki de AKP’nin bu katkısıyla Erdoğan’ın çekindiği, ‘Erdoğan’ı yenebilecek tek aday’ olarak algılandı.
Peki bugün neden aynı hatayı yapmayı sürdürüyor?
Neden sanki sandığa gidilmeyecek, sanki oy istenmeyecek, sanki hiç seçim olmayacak gibi davranılıyor?
Bu soru üzerine düşünelim, haftaya devam edelim.
Mustafa Özbey