İktidarı veya gücü elinde tutan insanların abartılı bir gurur ve kendine aşırı güven duyması; bununla birlikte başkaları için küçümseme duygusu yaşamasına 2009 yılından itibaren Tüm dünyada “Hubris Sendromu” denmektedir.
Bu sendromu günlük dilde güç zehirlenmesi ve aşırı kibirli olmak olarak da tanımlayabiliriz.
Hubris, antik Yunan’da kibir anlamına gelir.
Yapılan tanımlamalara göre sendrom, öncelikle kişinin gücü tatmaya başlamasıyla ve olayların merkezinde bulunmaktan keyif almasıyla başlar. Başarı ve gücü elinde bulundurma hissinin verdiği hazla devam eder.
Zamanla bu narsizm, gerçeklikten kopuş ve hatta akli dengesizliklere varan seviyelere ulaşabilir.
Ki, bu hal artık narsizm olmaktan çıkmış ve Hubris Sendromu oluşmuştur.
Bu seviyelere ulaşan sendrom ile artık bağımlılık yapan gücü bırakmak kişi için çok zorlaşır ve kişi bunu kaybetmemek için her yolu denemeye hazır hale gelebilir.
Hubris terimine eşanlamlı olarak bu kişilik bozukluğuna ‘Kibir Sendromu ve Tanrısal Ego Sendromu da denebilmektedir.
Kısaca Hubris Sendromu bir güç zehirlenmesi ve diktatörlük eğilimi gösteren kişilik bozukluğudur. On yıldan uzun süredir iktidarda kalmış olan siyasileri hedefleyen bir tablo olmakla beraber, büyük firma yöneticilerinde, hatta ünlü ve çok varsıllaşmış sporcular da dahi ortaya çıkabilmektedir.
Ama özellikle demokratik ülkeler de tekrarlayan seçim zaferleri Hubris Sendromuna eğilim sağlamaktadır.
Bu nedenle birçok demokratik ülke, ülke liderliği için geçerli süreyi iki dönemle kısıtlamıştır.
Çünkü Robertson’un saptamasına göre on yıl ve fazlası iktidarda kalan liderlerde artan güç ve başarı kazanmak olgusu aynen kokaine benzer bir etki ile beyni etkilemekte ve dopamine artışı ile narsistik eğilimleri aşan gelişmeler Hubris (Kibir- Tanrısal Ego) saplantılarına fırsat tanımaktadır.
Günümüzde sadece ABD ve İngiltere de değil, dünyanın birçok ülkesinde halen etkin olan bazı liderleri de bu şemsiye altında kabullenmek olasıdır. (Hatta bana sorsanız Messi, Ronaldo gibi sporcuları da bu grupta kabul edebilirim.
Bir Örnek; son aymaz davranışlarını izlediğimiz Arda Turan için aynı yargıya varmamız olasıdır.)
Hubris sendromu yaşayan liderlerde aşağıdaki belirtiler görünmeye başlar ki, bunlardan üç tanesinin var olması bile tanıya varmak için yeterli sayılmaktadır.
1. Bulunduğu makamda güç gösterisinde bulunmanın ve zaferler kazanmanın çok önemli olduğunu düşünmek.
2. Hakkındaki algıyı iyileştirmek için kendisini hep iyi gösterecek durumlarda bulunmaya eğilim, kötü gösterecek durum ve yerlerden kaçınma.
3. İmaj ve görünümle ilgili orantısız kaygı.
4. Basit eylemlerinden bile imkânsızı başarmış edasıyla ve abartarak bahsetmek, yüceltilmeye ihtiyaç duyma.
5. Kendisiyle ulusu ya da kurumu özdeşleştirmek, kendi bakışı ve çıkarlarıyla ulusunu ve kurumunkini özdeşleştirmek.
6. Kendisinden üçüncü tekil şahıs zamiriyle ya da “biz” diye söz etmek.
7. Kendi yargılarına aşırı güven, aynı zamanda başkalarının öneri ve eleştirilerini küçümsemek ve dikkate almamak, aynı fikirde olmayanları ötekileştirmek.
8. Her şeyi kişisel olarak başarabileceğine dair mutlak inanç.
9. Çevresindeki insanlara ya da halka veya yargıya değil, sadece tarih ve tanrı’ya hesap vereceği inancının saplantı boyutuna varmış olması.
10. Tanrı ve tarih karşısında haklı bulunacağına dair sarsılmaz inanç.
11. Sıklıkla artan bir yalnızlaşmanın eşlik ettiği gerçeklik duygusunun kaybı.
12. Huzursuzluk, acelecilik, düşünmeden kararlar alma.
13. Kibirli tarzından dolayı rasyonel kararlar alamama ve dolayısıyla başarısızlık.
YORUMLAR