15 yıl sürecek siyasi hayatım DYP ve Demirel yasaklıyken 1990 yılında başladı. Saygı ve rahmetle andığım Gazeteci Tanju Cılızoglu Taksim Sıraselviler’de buluşalım dedi…
Bir binadan içeri girdik…
DYP İstanbul il binasında kalabalığı yardık, ilk il Başkanı Orhan Keceli ilr karşılaştık. Sevecen, dost, güven veren bir yakınlık gösterdi.
Diger odaya gectik, Süleyman Demirel masadaydı, bütün el öpenler de etrafında.
O koca Baba Demirel “Gel bakalım Mustafa partiye davamıza hoş geldin” dedi.
Sonradan anladım ki,
yola cıktığın insanlar kaderin ve başarılarının temelidir.
Futboldan sonra Tek-Art Holding’de bana üst düzey görev veren ve iş hayatıma kapı aralayan M.Ali Yılmaz gibi, zeka ve karar refleksleri adam gibi adamlığı bana örnek olmuşsa….
Beşiktaş takım kaptanı, A milli olma gururunu körükleyen Süleyman Seba gibi…
DYP’ye katıldıktan 1 hafta sonra İstanbul İl yönetimine alan Orhan Keceli gibi…
Çok uzun bir hikayedir siyasi yolculugum. Dolu dolu, gün görmemiş hikayelerin şahidiyimdir…
DYP ve ANAP varken oy oranı asla yüzde 18’in üstüne çıkamamış AKP nasıl olmuş da onların oyunu da kendi oyu haline getirip sandıga yansıtmıştır.
1 no’lu sebep Demirel Baba’nın Cumhurbaşkanı olması bu süreci başlatmıştır.
Orhan Keceli gibi bir güçün iktidar partisinde milletvekilliği engellenmiş, Tansu-Özer Çiller partiye hakim olmuş ve o Tansu Çiller liderliğinde partiye İl Başkanı olarak atanan Celal Adan’ın da bu konuda elbet anlatacakları olacaktır.
Sonra dostların teşvik etmesiyle MHP İstanbul il Yönetim Kurulu Üyeliği İl Başkan yardımcılığı süreci,
“Ben bu siyaseti yapmam” kararı ile bitmiştir.
Kısa ve öz başlığı gördünüz…
İmamoglu’nun başkan adaylığı sürecini çok iyi biliyorum.
İmamoglu’nun aldıgı oyun İmamoğlu ile alakası olmadıgını, Akşener’in ve İyi Parti’nin de katkısı olmadıgını da cok iyi biliyorum.
Bütün her 2 secim kazanımında sadece tepki oyları olduğunu siz de biliyorsunuz.
CHP’ye sadece gecen İBB seçimlerinde oy verdim.
Bir şeyi çok iyi biliyorum.
CHP’yi, o mantığı, o kargaşayı idare eden güç Türkiye’yi de idare eder.
Ancak Türkiye’yi kimin idare edeceğine karar veren güçler buna izin vermeyecek senaryoları hep hazırda tutar.
Siyasi aklın hemen hemen hiç olmadığı ülkede
kepaze siyasi partiler yasası varken, bu konu hiç gündem olmazken,
şimdi soruyorum;
Tek adam rejimini degiştirmeye çalışan 6’lı masa
Tek adam savaşı mı veriyorsunuz? Cumhurbaşkanlığı adaylığını öne çıkartırken
Ya da
Yakaladığı algı ile Cumhurbaşkanı ısrarında olan zat ve onu destekleyen zat siz yeni senaryonun elemanı mısınız?
Hani 6 lı masa kurulurken Meclis eski haline gelecek kısa sürede Tek adam yetkisi kalkacaktı
Hikaye
Halk bu halde hiç secime gitmedi
Halka anlatılan sadece Cumhurbaşkanı kim olsun
Mahkumiyetler, saçma beyanlar
Neden bu halde halk seçime ilk kez gidecek anladınız mı?
Dogalgaz, elektrik, akaryakıt, marketlerdeki etiketler, işsizlik, kiralar, ev fiyatlarından sayamayacağımız binlerce sebepten…
Ne yaparsanız ne söylerseniz
Bu son Tangodur
Halkın iradesini gündem dışına taşıyanlar bilesiniz.
YORUMLAR