Kimlik değil, değerler siyaseti zamanı

Türkiye, 21 yıllık AKP iktidarında kutuplaşmayı en üst seviyede yaşadı. Komşu komşunun kimliğine bakmaya başladı.
Kürt, Alevi, dindar, ateist, milliyetçi, liberal vs.
Daha sayılabilir…
Otoriter yönetimlerin dünyada da sıkça başvurduğu bu yöntem iktidarlar için her zaman daha yönetilebilir oldu. Böl, parçala ve yönet. Fakat AKP ve Erdoğan’ın kutuplaştırma siyaseti artık taşınamaz hale geldi.
Altı partinin uzlaşması ve bunu tüm uyaranlara karşın bugüne kadar istikrarlı ve kararlı şekilde bugüne getirmeleri de yurttaşa ‘barışabiliriz’ umudu aşıladı.
Barışabilir ve dostça yaşayabiliriz… Benden olmayana hayat hakkı tanıyabiliriz.
Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliği üzerinden seçime kısa süre kala büyük bir kampanya yürütüleceği iddiaları da yine CHP lideri tarafından boşa çıkarıldı. Aslında üç günde 100 milyonun üzerinde izlenen, 20 bin kez alıntılanan 90 milyonun üzerinde izlenen ve her kesimden övgü alan konuşmasıyla Kılıçdaroğlu bir putu yıktı diyebiliriz rahatlıkla.
CHP Lideri ve Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı, bu videoyla sadece bir putu yıkmadı, aynı zamanda kaybettiğimiz değerleri de hatırlattı. Ve bir mesaj verdi: Kimlikler değil, değerler üzerinden siyaset yapacağız.
Gençlere ödev verdi: “Ülkeyi can yakan mezhep tartışmalarından, Ortadoğu’dan çekip çıkaracaksın, ait olduğu yere taşıyacaksın! Alevi olmaz diyen bu sisteme, doğru olan, dürüst olan, ahlaklı olan olur, diyecek misin? Son bir el verecek misin? Bu ayrıştırıcı sistemi kökünden yıkmaya hazır mısın? Gelin gençler, gelin bu eşiği hep birlikte aşalım.”
Aslında Kılıçdaroğlu da biliyor. 14 Mayıs’ta oy kullanacak yeni 6 milyon genç seçmenin böyle dertleri yok. Onlar için kimlik siyasetinin hiçbir anlamı yok. Bunu zaten aşmış genç seçmenden çok ailelerine seslendi CHP Lideri. 50 milyona değerleri hatırlattı. Peki neydi o değerler?
Mutlu ve güçlü bir ülkenin onurlu yurttaşı olmak, hak ettiğimiz yere kavuşmak, kul hakkı yememek, harama el uzatmamak, Cumhuriyet’in bize verdiği fırsatlara sahip çıkmak, iyi bir insan olmak, dürüst, ahlaklı, vicdanlı, erdemli ve adil olmak…
Daha iyi bir yaşamı, özgür ve zengin bir ülkede yaşamayı hak ettiğimizi bilmek…
Değişmek!
Kimlikleri değil, başarıları…
Ayrışmaları ve farklılıkları değil, ortaklıkları, ortak hayalleri konuşmak…
Bakmayın siz MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Kılıçdaroğlu’nun karanlık ağzı bölücü terör örgütü PKK’nın ağzıdır” demesine…
Bakmayın siz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Seccade, secde nedir bilmeyenlerin, ağzından çıkandan bihaber olanların seçim öncesi başlattıkları bu istismar siyaseti ülkemizde zemin tutmaz. Kıblesi Kabe olmayanın seccadesi de bu şekilde olur” demesine…
Bakmayın siz İçişleri Bakanı Soylu’nun “Kılıçdaroğlu mağduriyet inşa etmeye çalışıyor” demesine…
Kutuplaşmaktan mutsuzlaşan, yüzü gülmeyen halk Kılıçdaroğlu’nun ne dediğini anladı.
12 anketin verdiği ortak sonuca göre; 14 Mayıs’tan sonra barışın dili, yukarıdan aşağıya yayılacak… Değişim başlıyor.
MUSTAFA ÖZBEY