Üç kadın ve bir erkekten kurulu Alman müzik topluluğu Boney M’in yetmişli yıllarda dillerden düşmeyen “Rasputin” isimli parçası aylarca liste başı kalmıştı. Az sonra, bu parçaya playback yapan ve kostümü ile Rasputin’i taklit eden grubun erkek solisti Bobby Farrell ile siyasi hırslarının kurbanı, seks düşkünü, mistik papaz Rasputin’in hayatlarının 96 yıl sonra nasıl kesiştiklerine tanık olacak ve hayretler içinde kalacaksınız.
Tam adı Grigori Yefimovich Rasputin. 1869’da Ural Dağları’nın yakınındaki Pokrovskoye köyünde toprak zengini bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelir. Küçük yaşlardayken iki kardeşinin boğularak ölmeleri kendisini derinden etkiler. Bu olay, renkli rüyalarını kabuslara dönüştüren yolun başlangıcı olmuştur. Boğulma korkusu artık onun için bir karabasandır.
Rusya’nın şehirlerini dolaşıp vaazlar veren, 1,93 m. boyunda, okuma yazma bilmeyen, genç ve sıradan vaiz, 1905’de St.Petersburg’da büyük bir dini toplantıya katılır. Genç Rasputin, orada, saygın din adamlarıyla tanışarak kendisine bu çevrede yer edinir.
Nihayet 1907 yılına gelindiğinde yaşanan bir olay ona sarayın tüm kapılarını, kendisinin bile hayal edemeyeceği ölçüde, ardına kadar açar. Çar II.Nikolay’ın oğlu Aleksey hemofili hastalığına yakalanmıştır ve doktorlar iç kanamalarını durduramazlar. Çar’a oğlunun yakında öleceğini bildirirler. Son çare olarak Rasputin Çariçe tarafından saraya çağrılır ve hipnotizma tekniğiyle çocuktaki kanamaları durdurur. Çar ve Çariçe’nin karanlık günlerine son veren bu ışığın, kendisini ölüme götüren yolu aydınlattığından ise habersizdir.
Bundan sonra artık, Rasputin’in yolunda diken, önünde yokuş kalmaz. Kavuştuğu prestijin kazandırdığı özgüven ile Çar’a siyasal konularda fikirler vermeye, Çariçe aracılığıyla devlet ve ordu yönetimine karışmaya başlar. Rus Ordusu’nu adeta kendi ordusu haline getirir. Bu dönemde Rusya, cephelerde I. Dünya Savaşı’nın zor günlerini yaşamakta; içeride ise iç karışıklıklarla boğuşmaktadır. İhtilalin alevi ise tünelin ucunda parlamaktadır.
“Devrim yaklaşıyor”
Alman yanlısı, mistik papaz, olur olmaz her yerde Rusya’nın savaştan çekilmesini, zira devrimin yaklaştığını söyler. Bu durum, haliyle İngilizlerin dikkatini çeker ve İngiltere siyasetinin vazgeçilmez unsuru olan suikastçilik ve işbirlikçilik derhal devreye girer. İngiltere, Çar’ın yeğeniyle evli olan Prens Yusupov ile işbirliği yapar.
Prens, 30 Aralık 1916 tarihinde St. Petersburg’daki sarayında verdiği bir davete Rasputin’i de çağırır. Fakat onu, özel görüşmek bahanesiyle davetten önce getirtir. Rasputin’i bodrum katında bir odaya indirirler; ikramda kusur yoktur. Kendisine ince ince hazırlanmış siyanürlü kurabiyeler ve içine siyanür katılmış şarap ikram edilir. Merakla Prens’in ne anlatacağını bekleyen Rasputin, bir yandan kurabiyeleri yer diğer yandan şarabını içer.
Yusupov Sarayı'ndaki temsili suikast…
Bir türlü konuya girmeyen ve lafı eveleyip geveleyen prens, Rasputin’e bir şey olmadığını görünce telaşa kapılır ve yan odada bekleyen İngiliz ajanından yardım ister. Ajan ona silahı verir ve işi bitirmesini söyler. Prens tekrar odaya döner; silahla iki el ateş eder; Rasputin’i başından ve boynundan yaralar. Artık bu işin bittiğini düşünen yakışıklı prens yukarı çıkar ve diğer işbirlikçileri çağırır. Komplocular odaya girdiklerinde ise mistik papaz, Simurg kuşu gibi küllerinden yeniden doğmuştur ve ayaktadır.
Bu kısa şaşkınlıktan yararlanan Rasputin bahçeye atlayıp kaçmaya başlar. Katiller de peşine düşerler ve tam bahçe duvarını aşacak iken ateş edip onu vururlar. Öldürdükleri bu tehlikeli adamın cesedini de Neva Nehri’ne atarlar. Ceset birkaç gün sonra nehirden çıkarılır; otopsi yapılır. Otopsi raporuna göre Rasputin, kurşunlardan değil ciğerine dolan sudan dolayı boğularak ölmüştür. Sonu adeta korku filmi finali gibidir. Hayatı boyunca peşini bırakmayan karabasanı, onu hayatının son gününde yakalamıştır.
Ve yıl 2010, tam 94 yıl sonra…
Bir zamanlar Rasputin’e can veren Boney M’in solisti 61 yaşındaki Bobby Farrell bir konser için St. Petersburg’a gider. Yusupov Sarayı’na 500 m. uzaklıktaki Ambassador Oteli’ne yerleşir. Konserin ertesi günü, yine bir 30 Aralık günü oteldeki odasında ölü bulunur. Silahla vurulmamıştır ama ölüm sebebi tıpkı Rasputin gibi solunum yetmezliğine bağlıdır.
Acaba Grigori Rasputin’in karabasanı, Bobby Farrell’in de karabasanı mıydı; o bilinmez.
HAYATIN İÇİNDEN HİKAYELER (FACEBOOK)
YORUMLAR