Seçimlerin üzerinden sadece 10 gün geçti. Piyasalar alt üst oldu. Dolar aldı başını gidiyor. Birileri müthiş para kazanırken, bu ülkenin yoksul halkı bir günde yüzde 7.5 daha fakirleşti. Halı kaldırılınca altına süpürülenler ortaya saçılıverdi. Kallavi zamlar kapıda. Kendi halkın domatesi taneyle almaya başlarken, paraları TL karşısında değer kazanan Bulgarlar ve Gürcüler, ülkemize akın ediyor. Artvin ve Edirne’deki çarşı pazarda sadece yabancıların olduğunu yazıyor gazeteler.
Bagajlarını doldurup evlerine dönüyorlar. Ev sahibi ve kiracı karşı karşıya. Şiddete başvuranlar oluyor. Türk Tabipleri Birliği çoktan unuttuğumuz deprem bölgesinde binlerce kişinin kayıp olduğunu söylüyor. Gençler deseniz umutsuz, vize kuyruğunda ülkeden kaçıp geleceğini kurtarmanın peşinde…
Peki.
Çok değerli siyasetçilerimiz ne yapıyor?
Dün biraz TBMM’yi izleyeyim dedim.
Sanki hiçbir şey olmamış, muhalefet ‘kesin kazanacağı’ seçimi kaybetmemiş, iktidar bugün milletin maaşı, cebindeki üç kuruşu da erimemiş gibi, adeta ‘hababam sınıfı’ gibi davranıyor.
İçişleri eski Bakanı Süleyman Soylu kürsüdeyken ‘Hoş geldin, oh, ohh’ diye laf atıyorlar…
Nurettin Nebati yemin ederken ‘gözlerin ışıldıyor mu’ diye sataşıyorlar…
Vedat Bilgin ve Mahmut Özer, iki eski bakan yemin metnini hatasız okuyamıyor.
Duyuyorum ki, kuliste eski Bakan Süleyman Soylu’ya büyük ilgi var. Bürokratlar ve partililer Soylu’yla selfie çektiriyor.
Erdoğan’a “Bir adam ki bir üzülür, milyonlar üzülür/ Bir adam ki bir sevinir milyonlar sevinir’ diye şiir yazan ASELSAN Başkanı Haluk Görgün Savunma Sanayi Başkanı oluyor.
CHP deseniz zaten Allah’a emanet…
Her köşeden ayrı ses çıkıyor. Bazılarından hiç çıkmıyor. Bu seçim sonuçlarını artık halkın karşısına çıkıp değerlendirmesi gereken Genel Başkan Kılıçdaroğlu’ndan ses yok…
Onun karşısında 2 yıldır aday olmak için şifreli mesajlar veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, şifreyi kırmaya başladı, ‘Ben hazırım’ mesajını daha güçlü vermeye başladı. Yani bir baba-oğul kavgasına hazır olun. Zaten ihtiyacımız olan da bu değil mi?
İYİ Parti kongreye hazırlanıyor. GİK’e genç isimleri seçeceği, bu yüzden de partideki ülkücüleri de Meclis’te görevlendirdiği konuşuluyor.
Yani dostum…
Herkes kendi derdinde, kendi koltuğunda…
Kimsenin senin derdini dinlemeye niyeti yok.
Maaşına zam yapıp seni bir gün mutlu edecekler, sonra ertesi gün iğneden ipliğe her şeyin fiyatını artırıp onu misliyle geri alacaklar.
Bir gün önce seni kucaklayacaklarını söyleyecekler, bir gün sonra evine tebligat gelecek.
Öfkenden tırnaklarını yerken, yerel seçim yaklaşacak.
Sana düşen yine verilen bonuslarla umuda boğulmak olacak.
Sonra o da bitecek, yine koltuk kavgaları başlayacak.
Sana düşen yine aynı şey olacak: Çocuğunun beslenme çantasına ne koyacağını düşünmek.
O yüzden söylüyorum. Sen değişmeden, Türkiye değişmez… Sen değiş dostum, sen değiş.
Mustafa ÖZBEY
www.pressturk.com
YORUMLAR