Çok üzüldük…
Kendimiz için, ülkemiz için, çocuklarımız için, geleceğimiz için üzüldük.
Önce çok umutlandık, çünkü artık kazanmamak mümkün değildi.
Herkes bu kadar açken;
Barınacak ev bulamazken,
Depremde çadıra ulaşamazken,
Çocuğunun, anasının, babasının cansız bedenine ulaşamıyorken,
Tenceresi kaynamıyorken,
Tweet attı diye cezaevinde yatıyorken,
Sevdiği kadına bir kahve bile ısmarlayamıyorken,
Çocuğunun beslenmesine yemek koyamıyorken,
Çöpten patates topluyorken,
Mahkeme mahkeme dolaşıyorken,
Cehennem ile tehdit ediliyorken,
İşsizken,
Maden göçüğündeyken,
Mutsuzluktan ilaçlara sığınmışken,
Çocuğunu uyuşturucu çetelerine kaptırmışken,
Okuyup, doktor olup ülkesinde barınamıyorken
Nasıl olur da iktidar olana ‘yine seni seçiyorum’ diyebilirsin ki…
Oturup düşünmemiz gerekiyor.
Sandıktan üç beş oy çalmakla, yoksulluğu yönetmekle, milliyetçiliğin prim yapmasıyla, güvende hissetmekle açıklanabilir mi?
Hepsi bir araya geldiğinde bir anlamı olabilir mi?
Ağlayıp sızlanmaya gerek yok.
Boşuna erken seçim beklemeye de başlamayın derim.
Meclis’i ve cumhurbaşkanlığını kazanan biri neden erken seçime gitsin ki…
Umalım ki Erdoğan’ın dediği gibi 85 milyon kazanmış olsun.
Umalım ki o herkesi kıran dil düzelsin…
Umalım ki memleket iyi olsun, yurttaş mutlu olsun…
Olmuyorsa… Dert etmeyin.
O kadar da az değiliz… Direne direne kazanabiliriz…
Yeter ki küsmeyin.
Yeter ki vazgeçmeyin.
MUSTAFA ÖZBEY
YORUMLAR