ARDA VE JESUS..

Fenerbahçe'de iki müthiş futbol insanı var, biri artık öğreneceği hiçbir şey kalmamış ve kendini futbol dünyasına kanıtlamış bir Hoca ve futboldan daha çok şey öğrenmeye ihtiyacı olan tecrübesiz ama Allah vergisi bir yeteneğe sahip olan, geleceğin ''STAR'' adayı genç bir futbolcu.

Dokuz yaşımdayken, Berlin'de çok önemli bir kulüpte, alt yapıda futbola başlamıştım, Süperlig'e transfer olduğumda ise yirmi dokuz yaşındaydım, tam yirmi yıl hem Alman futbol dünyasını hemde tüm avrupa liglerini çok yakından izledim ve aynı zamanda o dünyanın içinde yaşadım.

Bu uzun zaman içerisinde neredeyse görmediğim hiçbir şey kalmadı, sayısız yetenekler gördüm, birçoğu ile aynı takımda diğerleri ilede karşılıklı oynadım. Futbol yöneticilerinin ve çok deneyimli Kurt hocaların, bu yetenekleri üst düzey olan 16/17 yaşlarındaki oyuncuları nasıl bilinçli olarak koruduklarını gördüm ve yaşadım.

Bir de tam tersi olarak, aceleciliğe, bilgisizliğe ve plansızlığa şahit oldum. Birçok kulübün radarında olan ve herkes tarafından geleceğin yıldızı olarak gösterilen sayısız yeteneğin birkaç sene içinde kaybolduklarını ve sonrasında alt liglerde futbol oynadıklarını hem hayretle hemde üzülerek gördüm.

Çok inandığım bir büyüğümün, aceleci ve sabırsız olduğum günlerde bana söylediği bir sözü hatırladım, futbolcu oynadıkca tecrübe kazanır ama öğrenmek için en kestirme ve sağlıklı yol, seyretmektir ve seyrederek en iyi öğrenilen şeyde, futbol ve bilardo demişti.

Taraflı tarafsız her futbolsever çok yakın bir zamanda, uzun yıllar ARDA adındaki bir süper starı hayranlıkla ve doya doya seyredecektir, Allah bu çocuğu sakatlıklardan korusun diyorum. Evet bu ÇOCUK dedim, çünkü Arda henüz 18 yaşında bile değil ve o bir çocuk, bazen tribünde, bazen yedek kulübesinde, bazen ilk onbirde ve bazende şimdilik en sağlıklısı olarak maça sonradan girerek devamlı öğrenecek ve tecrübe kazanacak, oynamadığı zamanlardada her genç gibi daha fazla hırslanacak, içinden kızgınlıklar yaşayacak ama bu hisler onda hiçbir gevşeme yaratmayacak, çok erken havalanmayacak tamam artık ben Kral'ım demeyecek ve birçokları gibi kaybolup gitmeyecek, harcanmayacak, Türk futbolunun ''ARDA'YA'' VE  onun gibi yeteneklere çok ihtiyacı var.

Büyük Hoca Jesus, ARDA'yı devamlı oynatmayarak, bu genç çocuğun omuzlarına çok erken olduğu için büyük sorumluluk vermeyerek hem Fenerbahçe'ye hem Arda'ya ve en önemlisi hemde Türk futboluna büyük bir iyilik yapıyor.

Tabiki ilerleyen haftalarda Arda daha fazla oynama şansı bulacak ve mutlaka önümüzdeki sezon farklı bir sorumluluk üstlenecek.

Bu yazıyı yazmak ihtiyacını duydum, çünkü bazı aklıevvel kişiler başladı kalem sallamaya ve Jesus'u eleştirmeye, yok efendim Hoca işi bilmiyormuş, Arda harcanıyormuş, Hoca gidici Arda kalıcıymış gibi zırvalarla kendilerini tatmin etme ve gündem yaratma peşindeler, bu zihniyet var oldukça, biz daha çok yanlışlıklara şahit olacağız Türk futbolunda.

Bazı kişiler ne yazıkki hala kendi egolarını ve bilgisizliklerini, futbolumuzun içine sokarak dikkat çekme alışkanlıklarından kurtulamıyorlar. Bir örnek daha vermek istiyorum, Beşiktaş çok üzücü bir şekilde Türkiye kupasından elendi ve kimseden çıt cıkmadı, 3 gün sonra ligde maç kazandı ve gazete başlıklarına, Beşiktaş'ta GÜNEŞLİ GÜNLER diye  yazıldı.

Şimdi soruyorum o arkadaşlara, Beşiktaş herzamanki gibi kupadan elendi, halbuki bu çok büyük bir şanstı ama yine olmadı ve bunun adı tek kelimeyle başarısızlıktır, ama kimseden ses çıkmıyor, çünkü cesur değiller. Beşiktaş şampiyonluğa çok uzak ve kupa avantajını kaybetmemeliydi, eğer şempiyonda olamazsa acaba bu günlük değerlendirmelerle zaman geçirenler, yazılarının başlıklarını nasıl atacaklarını hiç düşündülermi diye gercekten merak ediyorum. Gerceklerin üstünü örtmek ve birilerine yağdanlık olmak hiç kimseye birşey kazandırmaz.


Tolga Güneş