BAZEN GİTMESİNİ BİLMEK GEREKİR...

Geçen sezon sık aralıklarla Fikret Orman’ın ve Şenol Güneş’in Beşiktaşa verebilecekleri hiç birşeyin kalmadığını yazmıştım.

Şenol Güneş’in Milli Takıma yeni heyecanlarla beraber çok yakışacağını dile getirmiştim, ve öylede oldu. Fikret Orman’dan önceki, Başkan Demirören, uzun yıllar Kulübün Başkanı olarak çok kötü bir yönetim sergilemişti, ama başarılı iş adamı sayın Demirören Beşiktaş Kulübünde sanırım ömür boyu Başkan olarak kalacağını düşünmüştü ve Taraftarların şiddetli tepkisine kadar hiç bir zaman ayrılmayı planlamamıştı.

Daha önce belirttiğim gibi, şahıslar asla Kulüplerden büyük değildir, gitmesini bilmezseniz sizi o Camia öyle ya da böyle gönderir. Demirören gittikten sonra uzun yıllar arkasında bıraktığı ENKAZ sürekli konuşulmuştu. Sanırım şimdide Fikret Ormanın gitmemekte ısrar ederek son iki yılda Beşiktaşın başına sardığı büyük borçlar konuşulacaktıır çünkü o da bir ENKAZ bırakmıştır.

Yeni Başkan ve Yönetim bu kötü durumu temizlemek için mutlaka çok büyük çaba sarfedeceklerdir. Şenol Güneş’in sportif açıdan bıraktığı ENKAZ’ıda Abdullah Avcı düzeltmek durumundadır. Nekadar başarılı olacak tabiki bunu zaman gösterecektir. 

Söylemek istediğim, kişilerin tepki alarak gitmek zorunda kalmalarından önce durum tespiti yapıp egolarını arkaya atarak çok seviyoruz dedikleri Kulüplerini zor duruma düşürmeden ve tepki alarak bazende yuhalanarak gönderilme durumuna düşmemelerini bilmeleri ve anlamaları gerektiğine inanıyorum.

Geçen sezonun Şampiyonu Ülkemizin en değerli Takımlarından biri olan Galatasaray’ın kadrosunda bulunan iki değerli futbolcunun bu hafta itibarı ile kadro dışı bırakılacakları ve ara transferde başka bir kulübe gönderileceklerini yazılı basında okuyoruz, bu futbolcular Belhanda ve Nagatomo.

Şimdi kendime soruyorum ve cevap arıyorum, bu iki futbolcuda geçen sezon Cimboma büyük katkı sağlamış olan iki üst düzey futbolcudur, ve şu anda futbolda öğrenebilecekleri pek birşey kalmamıştır.

Bu tarz futbolcuları çok kısa sürede, şayet problem yaşıyorlarsa özel bir çalışma ile ve motivasyonları arttırılarak hazır hale getirmek tek kelimeyle büyük paralar kazanan Teknik Kadronun işidir.

Benim kendime sorduğum sorularım devam ediyor, niçin bu iki futbolcu ocak transferinde takımdan gönderilecekler ? Acaba bu futbolcular kadroda tutulsa ve onların yerine son zamanlarda çakma İmparator denilen ve düşünceme göre artık emekliliği gelmiş olan, geçmişte başarılı günler yaşamış bir Fatih Terim neden gitmez ya da gönderilmez ??

Bence aynı Beşiktaştaki Şenol Güneş gibi, Fatih Hocanın Cimboma verebileceği pek birşey kalmamıştır. En iyisi gitmeyi bilmek ve çok sevdiği kulübünün önünü açması kendisine yakışacaktır. Çünkü sürekli olarak 11 yabancı futbolcu ile oynayıp Avrupa Kupalarında söz sahibi olamamak, sonra günah keçisi arayıp, isim vererek başarısızlığı bazı futbolculara yıkmak bence hiç etik bir davranış değildir futbolda.

Takımlarımız arka arkaya oynadıkları maçlar sonunda 12 karşılaşmada sadece tek bir galibiyet alabilmişlerdir. Bu sonuçlar Ülke Futbolumuzun nerede olduğunu açık ve net göstermektedir, şimdide bazı spor yazarlarına ve çok bilmiş tv yorumcularına buradan sormak istiyorum, hani hep söylerler ya, bu kuralar tam bize göre, ya da lokum gibi kura, BİZİM BUNLARDAN NEYİMİZ EKSİK ?!

 

O arkadaşlar bu soruma cevap veremeyecekleri için sorumun cevabını kendim veriyorum,

“Bizim bunlardan neyimiz eksik değilki” ?!

Umarım izledikleri maçlar sonrasında gerçekten ne eksiklerimizin olduğunu nihayet kavramışlardır.

Galatasaraydaki bence en önemli sorun bukadar çok yabancı futbolcunun kadroda oluşudur. Bu üst düzey futbolcular, bizim futbol yorumcularının ve de özellikle Teknik Direktörlerin tam olarak anlayamayacakları bir alt yapı döneminden geçmiş futbolculardır, öğrendikleri, futbolda yaşadıkları ve futbol mantaliteleri çok değişik ve üst düzeydir.

Bir Teknik Direktörün elinde bulunan çok kaliteli Türk Futbolcularına monte edilen 3 ya da 4 yabancı futbolcu ile çalışmak çok farklıdır, örneğin Cimbomun Avrupada fırtına gibi estiği yıllarda başta Hagi olmak üzere o  muhteşem kadroda sadece dört yabancı futbolcu vardı. Demekki alt yapıya ve Türk Futbolcularına önem verilirse bir kaç kaliteli yabancı ile başarı elde edilebiliyor. Şimdiki durumda müthiş bir alt yapıya sahip 14 yabancının ağırlığı, Fatih Hocaya çok gelmiş görünüyor. Buna şaşırmamak gerekir çünkü ne Fatih Hoca ne de başka bir Teknik Direktör maalesef o futbolcuların öğrendiklerini yaşamamışlardır. Bununda tek çaresi, bukadar yabancı futbolcuyu bünyesinde barındıran Galatasaray gibi tüm Avrupada tanınmış bir Kulübün hocasının mutlaka hedefleri ve hırsı olan yabancı biri olması kaçınılmazdır.

Bir örnek ile devam etmek istiyorum,

gerçekten Fatih Hoca bir İmparator ise, deplasmanda Galatasarayı yenen Real Madridin ünlü hocası Zinedine Zidane acaba nedir ?? Bununda cevabını şu şekilde vermek istiyorum, Dünya Futbolunda başta Pele ve Maradona olmak üzere sayısız Star Futbolcular hepimizin hafızalarında yer almıştır, ama tüm Futbol Dünyası bugüne kadar sadece tek bir futbolcuyu “İMPARATOR” olarak tanımış ve kabul etmiştir, bu İmparator maalesef Fatih Terim değildir. Unutulmayanlar dünyasında yerini alan o muhteşem kişi Almanların yıldız futbolcusu olan Franz Beckenbauer’dır !

İşte bu muhteşem kişi futbolun zirvesindeyken, Alman Milli Takımını Dünya Şampiyonu yapmışken ve de Bayern Münihin Başkanıylen hiç tepki görmeden ve yuhalanmadan kendi iradesinle ayrılmayı başarabilmiş ender insanlardan biri olarak futbol tarihine imza atmış gerçek bir İmparatordur.

Sanırım yazımın sonundaki bu örnek yazı başlığının ne anlattığına yardımcı olacaktır.