Yazılarımda birkaç defa, Dede'den Karagümrüklü, Baba'dan Beşiktaşlı olduğumu, ama hiçbir zaman bir futbol Fanatiği olmadığımı belirtmiştim.
Çok küçük yaşlarda ailemdeki büyüklerimden nasıl Beşiktaşlı olunur diye, bu şanlı kulübün tarihini defalarca dinledim, kulübün kurucusu Şeref beyi, büyük Başkan BABA HAKKI'yı ve onların nasıl bir Beşiktaşlı olduklarını masal dinlermiş gibi dinledim ve onları resimlerde tanıdım, sonrasında hayal meyal efsane Başkan Süleyman Seba'nın dönemini yaşadım.
Bilinçli ve profesyonel bir futbolcu olarak ilk yakından takip ettiğim Başkan ise Demirören oldu, Beşiktaş kulübünü milyonlarca borca sokup, arkasını dönüp giden biri olarak aklımda kaldı, daha sonrada arka arkaya diğer Başkanların neler yaptığını herkes gibi bende üzülerek takip ettim.
Süleyman Seba'dan sonrasında Başkanlık ve yöneticilik anlayışı her geçen gün bambaşka bir şekil aldı ve bu büyük kulüp sürekli borçlanarak kan kaybetti. Artık futbolda üçüncülük bile büyük bir başarı kabul edilir hale geldi.
Her futbol kulübünde, zamanı geldiğinde kongreler yapılır, medeni ölçülerde tartışmalar yaşanır, kulübünü seven ve hizmet etmek isteyen kişiler ortaya çıkarlar ve herşeyin en iyisini yapmak için bütün üyeler birlik içinde olurlar, çünkü herkesin içindeki istek çok sevdikleri kulüplerinin üst seviyeye ulaşmasıdır.
Son zamanda Beşiktaş kulübüde arka arkaya Başkan değiştirmek için kongre yaptı ve geçen hafta yapılan kongrede yaşananlar, Beşiktaş tarihine kara bir leke olarak geçti.
Daha küçük bir çocuktum ve Beşiktaş forması giymiş olan babam bana Beşiktaş yeminini ezberletmişti, "REMZİN KARAKARTALLAR GİBİ MANİLERİ YEN AŞ, LAYIKTIR BU VASIFLAR SANA EY ŞANLI BEŞİKTAŞ”
Evet iptal edilen son kongrede ne yazıkki maniler aşılamadı ve iyi yada kötü bu şanlı kulüpte Başkan olmuş bir Beşiktaşlı, hiç adını duymadığım bir başka Beşiktaşlı tarafından yumruklandı, işte sonradan kim olduğunu öğrendiğim ve adı Yamantürk olan bir Divan kurulu üyesi, gerçek Beşiktaşlılığı anlayamamış bir ruh haliyle koskoca Beşiktaş tarihine ihanet ederek bu şanlı tarihi lekeledi. Tanıdığım sayısız Beşiktaşlı gibi bende sabırsızlıkla bu adamın kulüpten ihracını yada istifasını bekleyenlerdenim, bu kabul edilemez magandalık havada kalmamalıdır, hiç kimse bu büyük kulübün üzerinde değildir ve olamaz, böyle kabul edilemez bir davranışa sebep olan herkimse, mutlaka yaptığının bedelinide ödemelidir. Küçük yaştan beri öğrenip içime sindirdiğim Büyük Beşiktaş ruhuna asla uymayan bu şiddet olayını güçlü bir şekilde kınıyorum ve lanetliyorum.
Hiçbir Başkanı tanımam, yumruklu saldırıyı yapanıda gazetelerden tanıdım, şahıslar umurumda değil, sanırım duygularımı yeterince anlatabildim, benim umurumda olan tek şey, Centilmenlik ve Beşiktaşlılık ruhu, bu güzelliği bozmaya kimsenin hakkı yoktur ve olamaz. Sebep olanlarında bu kulüpte yeri olmamalı.
Saha içinde, yada saha dışında olsun, mutlaka "ŞEREFİMİZLE YARIŞALIM, HAKKIMIZLA KAZANALIM”
Tolga Güneş
Çok küçük yaşlarda ailemdeki büyüklerimden nasıl Beşiktaşlı olunur diye, bu şanlı kulübün tarihini defalarca dinledim, kulübün kurucusu Şeref beyi, büyük Başkan BABA HAKKI'yı ve onların nasıl bir Beşiktaşlı olduklarını masal dinlermiş gibi dinledim ve onları resimlerde tanıdım, sonrasında hayal meyal efsane Başkan Süleyman Seba'nın dönemini yaşadım.
Bilinçli ve profesyonel bir futbolcu olarak ilk yakından takip ettiğim Başkan ise Demirören oldu, Beşiktaş kulübünü milyonlarca borca sokup, arkasını dönüp giden biri olarak aklımda kaldı, daha sonrada arka arkaya diğer Başkanların neler yaptığını herkes gibi bende üzülerek takip ettim.
Süleyman Seba'dan sonrasında Başkanlık ve yöneticilik anlayışı her geçen gün bambaşka bir şekil aldı ve bu büyük kulüp sürekli borçlanarak kan kaybetti. Artık futbolda üçüncülük bile büyük bir başarı kabul edilir hale geldi.
Her futbol kulübünde, zamanı geldiğinde kongreler yapılır, medeni ölçülerde tartışmalar yaşanır, kulübünü seven ve hizmet etmek isteyen kişiler ortaya çıkarlar ve herşeyin en iyisini yapmak için bütün üyeler birlik içinde olurlar, çünkü herkesin içindeki istek çok sevdikleri kulüplerinin üst seviyeye ulaşmasıdır.
Son zamanda Beşiktaş kulübüde arka arkaya Başkan değiştirmek için kongre yaptı ve geçen hafta yapılan kongrede yaşananlar, Beşiktaş tarihine kara bir leke olarak geçti.
Daha küçük bir çocuktum ve Beşiktaş forması giymiş olan babam bana Beşiktaş yeminini ezberletmişti, "REMZİN KARAKARTALLAR GİBİ MANİLERİ YEN AŞ, LAYIKTIR BU VASIFLAR SANA EY ŞANLI BEŞİKTAŞ”
Evet iptal edilen son kongrede ne yazıkki maniler aşılamadı ve iyi yada kötü bu şanlı kulüpte Başkan olmuş bir Beşiktaşlı, hiç adını duymadığım bir başka Beşiktaşlı tarafından yumruklandı, işte sonradan kim olduğunu öğrendiğim ve adı Yamantürk olan bir Divan kurulu üyesi, gerçek Beşiktaşlılığı anlayamamış bir ruh haliyle koskoca Beşiktaş tarihine ihanet ederek bu şanlı tarihi lekeledi. Tanıdığım sayısız Beşiktaşlı gibi bende sabırsızlıkla bu adamın kulüpten ihracını yada istifasını bekleyenlerdenim, bu kabul edilemez magandalık havada kalmamalıdır, hiç kimse bu büyük kulübün üzerinde değildir ve olamaz, böyle kabul edilemez bir davranışa sebep olan herkimse, mutlaka yaptığının bedelinide ödemelidir. Küçük yaştan beri öğrenip içime sindirdiğim Büyük Beşiktaş ruhuna asla uymayan bu şiddet olayını güçlü bir şekilde kınıyorum ve lanetliyorum.
Hiçbir Başkanı tanımam, yumruklu saldırıyı yapanıda gazetelerden tanıdım, şahıslar umurumda değil, sanırım duygularımı yeterince anlatabildim, benim umurumda olan tek şey, Centilmenlik ve Beşiktaşlılık ruhu, bu güzelliği bozmaya kimsenin hakkı yoktur ve olamaz. Sebep olanlarında bu kulüpte yeri olmamalı.
Saha içinde, yada saha dışında olsun, mutlaka "ŞEREFİMİZLE YARIŞALIM, HAKKIMIZLA KAZANALIM”
Tolga Güneş
YORUMLAR