Bitmeyen Yanlışlar,

Futbolda bu sezon hiç alışık olmadığımız bir ilk yarı yaşadık, sezon başında yapılan transfer hatalarının bedelini oldukça ağır ödedi üç büyükler. Yanlış anlaşılmasın, bunlar sadece bu sezon yapılan hatalar değil, neredeyse her sezon bu tür yanlışları tekrarlıyorlar, şu anda bulundukları durum inanılmaz hataların sonucudur.



Güneş balçıkla sıvanmaz, sezon başından beri yazıyorum, takımların transfer politikalarına artık şiddetle karşı çıkıyorum, biri bana bu durumun mantığını açıklamalı. Sezon başı yapılan transfer hataları ve gecikmeler ikinci transfer dönemindede aynı hızla devam ediyor ama kimsenin bu yapılan yanlışları kaleme aldığını göremiyorum. Birçok köşe yazarı var, tv programlarında yorumcular var ama büyük bir bölümü maalesef sadece günü kurtarmak için ılımlı yazılar ve yorumlar yapıyorlar, asıl hatalara değineceklerine sadece göz boyuyorlar, hastalığı teşhis edemiyorlar birde para kazanıyorlar, dokunmayan yılan bin yaşasın misali davranışlarla ilerleniyor ve çok yazık olyor ülkemizin futboluna.



Ülke futbolu demişken, bizim Ülkenin futbolu falan yok zaten, Akhisar Belediye bile 8 yabancı ile sahaya çıkıp 6 yabancıyı kulübede oturtuyorsa, kural hatası yapacak kadar yabancı barındırabiliyorsa bünyesinde, bence geçmiş olsundan başka birşey söylenemez. Ayrıca Ülkemizin futbol konusunda çok üzüldüğüm iki ayrı husus var, biri alt yapılardan yetişip parlamak isteyen genç futbolculara yer olmaması, bir de Milli takımın başındaki teknik kadro ve özellikle Mircea Lucescudur. Bu değerli hoca Milli maçlar başladığında hangi futbolcuyu hangi takımdan Milli kadroya davet edecektir, lütfen biri bana bunun açıklamasını yaparsa kendimi mutlu hissedeceğim.



Galatasaray ikinci yarının ilk maçında 6:0 galip gelmiş olsa bile bence bu yanıltıcı bir galibiyet olmuştur. Galatasarayda hiç bir sorun henüz bertaraf edilemediği gibi üstelik yeni sorunlarda eklendi, tabi çok büyük bir çabayla dışarıya taşmamasını sağlamaya çalışıyorlar. Daha önceki yazılarımda dile getirdim, yine getiriyorum, sezon başı Gomis’i göndermekle yapılan, amatör liglerde bile görülmemiş inanılmaz hatanın sancıları sezon sonuna kadar süreceği açık ve net görülmektedir. Tüm camia dört gözle golcü alınmasını beklerken, Sarı Kırmızılı kulübün ikinci Başkanı olan Abdürrahim Albayrak’dan talihsiz bir açıklama geldi, bir muhabirin "Transferle ilgili ne söyleyeceksiniz? Taraftar çok merak ediyor." sorusuna Albayrak "Transferi biz de çok merak ediyoruz." sözleriyle karşılık vermişti.

Alaymı etti yada çaresizliğin söylettiği bir açıklamamı oldu kimse anlamadı, sanırım sadece kendisi biliyor verdiği yanıtın anlamını. Tüm bu durumlardan dolayı Ankaragücü maçında taraftarlardan tepki yağması bu yüzden bence gayet normal.



Bir talihsiz açıklamada Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’dan geldi. Bir mekan açılışına katılan Orman takımının bu durumunda “Transfere ihtiyacımız yok” diye bir açıklama yapabildi. Bu açıklamaya anlam veren yada katılan biri varmıdır açıkçası çok merak ediyorum. Şu an ihtiyacın yoksa, nezaman ihtiyaç duyulacak ? İhtiyaç duyulması için daha neler olması gerekir ? 



Yazımı bitirmeden değinmek istediğim bir konu daha var, yine bir talihsiz açıklama, ayrıca bence haddini çok aşan bir yorum oldu. Bu Yorum, daha önce bir çok yazımda övdüğüm Abdullah Avcıdan geldi.

Avcı, “Kulüplerin sahipleri olmasına karşı değilim, umarım kulüplerin sahipleri olur” diyerek bence son senelerin en can alıcı açıklamasını yaparak haddini fazlasıyla aştı. Bu açıklamayı duydukdan sonra çok düşündüm, ve bu konuda bir misal vermek istiyorum. Beşiktaş olsun Fenerbahçe, Galatasaray yada Trabzonspor olsun, bu kulüplerin önce zengin iş adamlarına satılması gerekirki, o kulübün sahibi olsun. Başakşehirin camiası, taraftar kitlesi olmayabilir ama bu misal olarak saydığım kulüplerin sahipleri, yalnızca ismini taşıdığı semtler ve vefakar taraftarlarıdır, bence satılamazlar, ve asla satılmamalıdırlar !!!

Düşünsenize şanlı Fenerbahçeyi, bir Galatasarylı yada bir Beşiktaşlının parayı basıp kulübü satın almasını.... bu mümkün değil ve olamaz !!

Bugüne kadar yapılan büyük yanlışlardan dolayı içine düşülen borç batağından kulüpleri kurtarmak için o kulüpleri satarak değil, başlarındaki yöneticilerin ciddi planlar yaparak sağlıklı çözümler bulmaları gerekir.

Bence herkes işini yapmalı, nekadar başarılı olursa olsun, kimse haddini aşan yorumlarda bulunmamalıdır.





Tolga Güneş