Dünya kupası bütün hızıyla devam ediyor, bende herkes gibi zevkle ve heyecanla maçları izliyorum. Aynı anda gözümün önünden geçmişteki Dünya kupası maçları geçiyor. Eskiden her takımda sayısız Star futbolcular olurdu ve hangisine bakacağımızı şaşırırdık. Çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği ve futbol alt yapısından profesyonelliğe kadar, Almanya'daki yıllarım aklıma geliyor ve bir kıyaslama yaptığımda Alman futbolunu ve oyuncularını tanıyamaz hale geliyorum. Koşan mücadele eden birileri var ama hiçbiri bana bir Oliver Kahn, Lothar Mathäeus, Stefan Effenberg ve Thomas Hässler'i hatırlatamıyor, ne üzücüki büyük bir futbol ekolüne sahip Almanya sanki sıradan bir takıma dönüşmüş. Genel olarak maçlar çok zevkli, kaliteli ve müthiş tempolu oynanıyor, futbolcuların oyun disiplini dayanıklılığı ve kişisel becerileri insanda hayranlık uyandırıyor.
Özellikle birçok takımın üst düzey teknik kadroları ve Hoca'ları dikkat çekiyor, oyunun gidişine göre yapılan hamleler ve sistem değişikliği saygı duyulacak cinsten doğrusu. Tabi bütün bunlar olurken, Türk futboluna gönül vermiş ve son yıllardaki, acı veren durumlara üzülen biri olarak, Avrupa şampiyonasındaki tarihi rezaleti ve bu Dünya kupasında olmayışımızı düşünmeden edemiyorum. Ayrıca aklıma sık sık eleştirdiğim ve kızdığım bazı kravatlı ve torpilli sözde futbol yorumcuları geliyor. Hani insanları gaza getirmek için sürekli başlık atıp,''BİZİM BUNLARDAN NEYİMİZ EKSİK'' diyen futbol cahilleri. İzlediği maçlardan ders çıkarabilecek kapasiteye sahip her futbolseverin söyleyeceği tek şeyin, yazımın başlığındaki gibi olacağına inanıyorum. Maalesef ''ÇOK ŞEYİMİZ EKSİK'' Herzaman savunduğum ve ısrarla önerdiğim gibi, alt yapı ağırlıklı bir futbol devrimi yapamazsak ne yazıkki bulunduğumuz yerden bir adım ileriye gidemeyeceğiz. Bugünlerde tüm dikkatler Dünya kupası maçlarında, Ülke içinde futbol ile ilgili pek dikkat çeken gelişmeler yok, takımlarımız çalışıyor ve eksiklerini giderme çabasındalar, ama iki açıklama benim çok dikkatimi çekti. Fenerbahçe kulübünün Başkanı ve yöneticilerinin almış olduğu bir karar beni müthiş gururlandırdı. Stad isminin değiştirileceği ve ATATÜRK isminin kararlaştırılması kararı karşısında ceketimi ilikliyor ve bu harika karar önünde eğiliyorum. Birde Şenol Güneş'in sürekli mutsuz ve eleştirel açıklamalarını okuyorum gazetelerin spor sayfalarında. Aklıma sadece tek birşey geliyor, sanki Hoca olası bir başarısızlığa şimdiden mazeret üretiyor gibi. Umarım yanılıyorumdur ve Beşiktaş'ım kupaları kaldırır, ama düşündüğüm gibi olurda sezon sonu Şenol Hoca şimdi yaptığı gibi açıklamalara başvurursa, bilsinki bu şekilde hiç kimseyi kandıramaz, çünkü tek sorumlu kendisidir. Son olarak, Trabzonspor için görüşümü söyleyeceğim, bilindiği gibi son üç sezondur bu takıma olan inancımı sürekli dile getirdim ve geçen sezon lig bitmeden tam üç ay önce Trabzonsporun şampiyonluğunu kutladım Müthiş bir kadro, çok yerinde takviyeler, harika bir yönetim ve Başkan, tecrübeli bir Hoca ve arkalarında futbol sevdalısı bir şehir, ama işler iyi gitmiyor bunun bence tek bir sebebi var, o da aşırı özgüven ve hala devam eden Şampiyonluk sarhoşluğu, eğer bu uzun aradan sonra, aynı geçen sezon olduğu gibi fırtına esmeğe başlamazsa ve kasırgaya dönüşmeyip gereksiz puan kayıplarını önleyemezse, bu sezonu büyük bir hayal kırıklığı ile kapatması kaçınılmaz olur. Benim bu sezon’da Fenerbahce ile aynı ölçüde Şampiyon adayı olarak gördüğüm fırtınanın yeniden eseceği ve lige renk katacağı inancım tabiki kaybolmuş değil. Dediğim gibi yeterki tüm camia geçen sezonki şampiyonluğu artık geçmişte bırakabilsin. Tolga Güneş
YORUMLAR