EYVAH SAMET… !

Hafta sonu oynanan Derbi maçını televizyondan seyrettim. Takım kadrolarını gördüğümde ilk sözüm yine “Eyvah Samet” oldu. Daha önce defalarca yaşananlara bir yenisi daha eklenecekmiş hissi  oluştu bende. Son iki sezon Fenerbahçe'nin niye Şampiyonluğu kaçırdığını herkes tabiki çok iyi biliyor. Hangi ülkede olursa olsun, en üst liglere kadar yükselmiş hiçbir futbolcuya kötü oyuncu denmez, hatta ikinci ligde oynayan futbolculara bile saygı duymak ve alkışlamak gerekir. Çünkü profesyonel seviyeye gelmek hiçte kolay birşey değildir. Ancak her futbolcunun kendine göre bir kapasitesi vardır, çok çalışıp o belirli seviyenin üstüne çıkılmadıkça, bircok oyuncu orta seviyede futbol hayatını sürdürür, çok az oyuncuda yeteneklerini katlayarak patlama yapar ve tüm dikkatleri üstüne çekerek, kendisine Star özellikli oyuncu dedirtir.

Söylemek istediğim, Fenerbahce'de çok önemli ve hayati puanların kaybolmasına sebep olan, tüm taraftarlardan büyük tepki alan Samet'in kesinlikle büyük takım oyuncusu olmadığı gerçeğidir. Büyük bir Hoca olan, uzun yıllardır kendisini saygıyla alkışladığım Mourinho'nun hangi düşünce ile Samet'i oynatması hiç anlayamadığım bir tercih oldu.

Son iki sezonu bir kenara bırakalım, sadece geçen sezon Trabzonspor'un İstanbulda Fenerbahceyi üç golle yendiği maçı birileri Mourinho'ya seyrettirseydi, acaba Hoca son haftaların en formda ve diri oyuncusu olan Becao'yu kulübede oturtup, Samet'i ilk onbirde oynatırmıydı.

Tekrar ediyorum, Samet kesinlikle kötü bir futbolcu değildir, Süperlig'de birçok takımda forma giyebilir ama ne yazıkki, hem Avrupa ligi hemde Süperlig'de iddialı olan Fenerbahçe gibi çok büyük bir takımın oyuncusu değildir ve bunu son üç sezonda yeterince kanıtlamıştır. Haliyle tabiki Milli Forma giyecek kapasiteyede sahip olmadığı ortaya çıkıyor, adam yokluğundan’da mecburen forma veriliyor Milli takımda.

Dünyadaki bütün takımların yedek oyuncuları birgün kendilerine şans gelecek beklentisiyle sürekli hazır durumda olmaya çalışırlar ve o gün geldiğinde yüksek performans göstermek isterler, en son üç sezondur Samet bu tür şansı defalarca yakaladı ama sonuç ne yazıkki hiç olumlu olmadı.

Beşiktaş maçında kaleye yerden dümdüz gelen topa, alt yapıda oyrayan genç bir stoper bile rahatlıkla o gelen topa hamle yapıp ayağının içiyle topu uzaklaştırabilir yada taça atabilirdi. Defalarca o pozisyonu seyrettim ve kaybedilen üç puanın nelere mal olacağını düşünüp, sonrasındada bu yazıyı yazma gereğini duydum. Dünyada hiçbir Hoca ve futbolcu dokunulmaz değildir, nasılki futbolda alkış ve omuzlarda taşınmak varsa, yeri geldiğinde eleştirilere katlanmak bir futbol gerçeğidir.

Geldiğinden beri, Hoca için tek bir eleştiride bulunmadım, ama Beşiktaş maçındaki zincirleme yanlışlar sonrasında ilk defa Mourinho'nun Fenerbahçe'deki en formsuz eleman olduğunu gördüm. Bir Beşiktaş'lı olmama rağmen üç sezondur Şampiyon adayımın Fenerbahçe olduğunu sürekli köşemde yazdım. Umarım bu sezonda yanılmam düşüncesiyle gördüğüm yanışları dile getirmek istedim.

Dzeko tüm Avrupada herkesin uzun yıllar hayranlıkla seyrettiği büyük bir golcüydü, Tadic ise çok zor yetişen, gerçek bir futbol Deha'sı olarak tarihe asist kralı olarak geçmiştir. Hep söylediğim gibi ne yazıkki futbolda geçerli olan tek şey ''BUGÜNDÜR'' ve bugün siz sahaya, artık çok yavaşlamış ve yaşlanmış böyle iki oyuncuyla çıkarsanız, takımı eksik bırakırsınız, bütün yük orta sahada Fred ve Amrabat'ın üstüne biner ve oyunun genelinde maçın tamamında üstünlük kuramazsınız, eğer birde geride Samet gibi her an hata yapma riski yüksek bir stoperiniz varsa, elinizden uçup giden üç puanın arkasından baka kalırsınız ve sonrada ister istemez düşünürsünüz, acaba bu kaçan üç puan tüm sezonu kaybettirirmi diye.

Beşiktaş büyük bir krizin içinde olmasına rağmen iyi savaştı, tüm oyuncular Aslan'lar gibi giydikleri formanın hakkını verip haklı  bir galibiyet elde ettiler. Benim adım Mourinho ve ben ne yaparsam doğrudur anlayışını net bir şekilde ortaya koyan Hoca'ya birileri bazı şeyleri hatırlatmalı diye düşünüyorum. Beşiktaş'ta doksan dakika durmadan koşan, Svensson, Rashica, Rafa Silva ve özellikle sahada basmadık yer bırakmayan Gedson Fernandes gibi oyuncuların karşısına, Dzeko Tadic, Samet gibi ağır çekim oyuncularla çıkmak ve ne yazıkki herkesten çok koşan ve direnç ortaya koyan Szymański’yi kulübede tutmak, sanırım Morinho'nun bile eleştiriyi hakettiği yeterli bir sebeptir. Hiç kimse futbolda herşeyi bilemez, sadece dili olmayan ama büyük bir ruhu olan ''FUTBOL TOPU'' herşeyi, herkesden daha iyi bilir ve yapılan her yanlışa cezayı keser.


Tolga Güneş