Futbol sezonu bittikten sonra, her sene kendi yazılarımla ilgili özet bir değerlendirme yaptığımı, yazılarımı okuyan değerli okurlar bilirler, geçen sezon sonunda kendime not bile vermiştim. Koca bir sezon neler yazmışım, hangi eleştirilerde yada uyarılarda bulunmuşum, benim için en önemlisi ise, sezon başlamadan neleri öngörmüşüm.
Bu köşemde daha öncede belirttiğim gibi, oynanan maçlar ve olmuş olaylar üzerine ahkam kesmeyi hiç sevmediğimi. Süper lige yeni çıkan Karagümrük ve Hatay'ın çok kişiyi şaşırtacak olduklanı, istikrar abidesi Alanyaspor'un lige yine ağırlığını koyacağını, fırtınanın esmeye devam edeceğini, geçen sezonki tarihi başarısızlıktan sonra Fatih Hoca'nın artık emekliliği tercih etmesi gerektiğini ce başarılı olamayacağını, Cimbom'da kazanın kaynadığını tek tek ve detaylı olarak yazmıştım. Şimdi bunları tekrar gözden geçirdiğimde, yorumu çok değerli okurlarıma bırakıyorum.
Bu sezon bitmeden çok önce, bir yazımda şöyle demiştim, Beşiktaş yada Fenerbahçe Şampiyon olursa bu sadece Sergen Hoca ve Emre Belözoğlu'nun başarısı olarak kabul edilmemelidir, çünkü çok zor şartlar altında hem sezon başında hemde ara transferde, inanılmaz başarılı kararlar alan ve uygulayan, gözü kapalı taşın altına elini sokan Başkan Çebi ve yönetiminin başarısı olacaktır öyle bir durumda, Sayın Çebi'ninde bu başarının mimarı olacağını yazmıştım. Yazılı basını takip ediyorum ve mutlu oluyorum, deneyimli kişilerin şimdi benimle aynı görüşü paylaşmalarından. Dünkü SÖZCÜ gazetesinin spor sayfasında Başkan ÇEBİ için şöyle bir başlık vardı, “ZAFER'İN BİR NUMARALI KAHRAMANI”.
Şayet Fenerbahçe Şampiyon olabilseydi, mutlaka aynı başlık Sayın Ali Koç için geçerli olacaktı, çünkü sezon başlarken Başkan Fenerbahçe için gerekli her şeyi taşın altına elini sokarak gerçekleştirmişti, büyük bir istek ve özveri ile, ancak bazı yanlışlarında devam edeceği kendini belli etmişti, ben yazılarımda, Fenerbahce'nin gündemine aldığı Emre Belözoğlu ile ilgili arka arkaya yazılar yazmıştım, böyle bir çalışmanın boşa gitmemesi için epey görüş belirtmiştim, sonrasında neler olduğunu hep birlikte yaşadık ve gördük. Geçen yazımda sezon başında yapılan Emre yanlışının, Şampiyonluğa nasıl mal olduğunu açık bir şekilde dile getirmiştim. Sayın Koç, üç saati aşan bir basın toplantısı yaptı ve müthiş açıklamalarla birlikte takdir edilecek özeleştirilerde bulundu, yanlışlardan ders çıkardık dedi, ve en önemlisi biz bir Aile olamadık diye ilave etti, yanlışlardan ders alındığınıda hemen kanıtladı, Belözoğlu ve kalabalık ekibinin takımdan gönderilmesi kesinlikle yapılması gerekli bir uygulama oldu, yabancı hoca ile yeni sezona başlama kararıda bir sene gecikmelide olsa çok doğru ve yerinde bir karardır.
Uzun yıllar sonra tekrar Süperlige dönen İzmir'in değerli Kulüplerinden Altay'ı yürekten kutluyorum ve Süperlige Hoşgeldin diyorum. Tabi bütün kalbimle kutlamak istediğim bir başka değer daha var, hiçbir zaman hazıra konmayan, çeşitli liglerde çeşitli kulüpler çalıştıran, Türkiye'de 3 büyükleri Şampiyon yapan tek Hoca olan bir kişi. Birçok Sporseverin kalbinde hissettiği duygunun aynısını bende hissediyorum ve ayakta alkışlayarak kendisine saygılarımı sunuyorum, herkesin gönlünde ayrı bir yeri olan bu kişi, Türk Futbolu'nun gerçek İMPARATORU Mustafa Denizli Hoca'dır.
Tolga Güneş