TOLGA GÜNEŞ

TOLGA GÜNEŞ

GOL VURUŞU
[email protected]

FUTBOL HADDİNİ BİLMEKTİR… !

01 Ekim 2022 - 08:56

Uzun bir aradan sonra, Milli takımımız zorlu rakipler arasında sıyrılıp grubunda birinciliği elde edip, B ligine yükselmeyi başardı. Gazeteler ve fanatik futbol yorumcuları hop oturup hop kalkıyorlar, Lüksemsurg'tan nasıl üç gol yermişiz ve Faroe adalarına nasıl yenilirmişiz.


Ben yediğimiz üç golü ve hazırlanışlarını hayranlıkla izledim ve gol nasıl yenirmiş çok şey öğrendim, ayrıca Lüksemburg'a nasıl üç gol attık onada oldukça şaşırdım, Faroe adalarının neler yapabildiğini görünce, içimden alkışlamak geldi.


İşte bu yüzden Milli takımımız
''ZORLU RAKİPLER''
arasından sıyrıldı diyebildim. Eğer bu iki takımı farklı yenerek grupta birinci olsaydık, manşetlerin nasıl olacağını bende herkes gibi görebiliyorum.
''BU TAKIMDA HAYAT VAR''
"EN BÜYÜK BİZİZ'' ve
''BEKLE BİZİ AVRUPA''


Milli takım sorumlusu Hamit Altıntop, tam bir Alman mantığı ile durumu şöyle özetlemiş, “Kötü bir görüntü verdik ama hedefimiz birinci olmak ve B ligine çıkmaktı bunuda başardık” diyerek.


Türk futbolunun nerelere düştüğünü ve neleri konuşur olduğumuzu gerçek anlamda kimler görebiliyor bilmiyorum ama bildiğim tek şey, Lüksemburg ve Faroe adalarının bize futbolda haddimizi bildirdiği gerçeğidir.


Beşiktaş'ın eski yöneticilerinden değerli futbol adamı Affan Keçeci'nin dünkü yazısını ve muhteşem tespitlerini okuyunca çok mutlu oldum ve birilerinin futbolumuzdaki acı gerçekleri dile getirdiğini görünce yalnız olmadığımı anladım.


Evet yıllardır savunduğum tespitlerimin, böyle değerli ve futbolu çok iyi bilen, sorunları vede reçeteyi ortaya koyan biriyle tamamen örtüşmesi, beni oldukça motive etti.


Milli takımımızın yıllardır en dip noktalara gelişi, tamamiyle kulüp takımlarımızın yanlış uygulamalarından ve günlük başarıların peşinden koşmaktan kaynaklandığını artık kabul etmeliyiz, evet Türk futbolunun KOÇ BAŞLARI sayılan ve olmazsa olmazı diye bildiğimiz üç büyüklerin son yıllardaki başarısızlıkları Milli takımıda olumsuz etkiliyor.


Şampiyon olamıyorlar, Türkiye kupasında yoklar, ligde ilk üçten uzak kalıyorlar, uçak dolusu futbolcu alıp, devre arasında yada sezon sonunda çoğunu gönderip sil baştan yapıyorlar, dolayısı ile sürekli bir borçlanma içindeler, Avrupa kupalarında yoklar, bazı takımlarımız UEFA'nın icat ettiği konferans liginde, bence tam tabiriyle palavra lig dediğim bir turnuvada teselli oluyorlar.


Benim düşünceme göre günlük başarılar peşinde koşmayı bırakıp, futbolda fabrika ayarlarına dönmek zorundayız. Tabiki her takımın ilk hedefi şampiyon olmaktır. Ancak bu başarıların kalıcı olabilmesi için kulüplerin ayakları üzerinde sağlam durabilme gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. Çocukluğumdan beri Almanyada futbol dünyasında kafama kazınmış harika bir futbol tabiri vardır, aynen şöyle derler, futboldaki ana gerçek
“ÖNCE OYNADIĞINIZ LİGDE YERE SAĞLAM BASABİLMEKTİR !!!”


Üç büyüklerimiz cesur davranıp, radikal kararlar almalıdırlar, Avrupada bircok ünlü takımın yaptığı gibi, üç dört yıl şampiyonluk ve Avrupa kupaları önceliğimiz olmayacak, kendi gençlerimiz ile sabırlı bir şekilde yeni bir yapılanma ile borçlarımızı azaltarak yolumuza devam edeceğiz deseler ve böyle bir kararı uygulasalar, kesinlikle hem kulüp takımlarımız hemde Milli takımımız beş yıl sonra Avrupa'da her kulvarda söz sahibi hale gelebilir, dünyada bunun sayısız örnekleri var.


Neden üç büyükler deyip Trabzonspor'u ayrı tutuyorum hemen söyleyeyim, son üç sezondur benim Şampiyonluk adayımın Trabzonspor olduğunu herkes biliyor, çünkü çok doğru işler yaparak bu duruma gelindi ve kupalar havaya kaldırıldı. Ama otuz küsür sene sayısız yanlışlar ve sabırsızlıklar sonunda tek bir Şampiyonluk ile dünyanın hiçbir ülkesinde büyük takım olunmuyor. Trabzonspor şu anda Karadenizin en büyük takımıdır ve bu sezonda benim, Fenerbahçe ile en büyük Şampiyon adayımdır.


Demekki doğru işler yapılırsa ve sabırlı olunursa, Trabzonun başardığını Ülke futbolu olarak başarabiliriz. Siyaset futboldan elini kesinlikle çekmelidir herkes bildiği işi yapmalıdır. Kulüpler özkaynaklarına dönmeli, yabancı futbolcu enflasyonu bitmeli, kulüplerimiz borç yükünden kurtulmalıdırlar. Bunlar yapılmazsa sürekli olarak havanda su döveriz ve dönüp dolaşıp, Lüksemburg'dan yediğimiz şahane üç golü konuşuruz.


Son olarak bir başka önemli soruna dikkat çekmek istiyorum. On sene önce oynanan futbol artık yok ve on sene önce sahip olduğumuz bilgili ve değerli hocalarımızda yoklar. Futbol süratle değişti ama ne yazıkki bizdeki tecrübesiz hocalar bu hızlı değişimin çok gerisinde kaldılar, tabi ben bu yorumu yaparken Abdullah Avcı hocayı çok ayrı tutuyorum. Diğer genç hocalarımızın hızlı bir şekilde yeni futbol sistemine ayak uydurmalarını diliyorum. Futbol öyle bilgisayar üzerinden ve kitaplardan öğrenilecek bir oyun değil. Ayrıca günlük yada sezonluk başarı peşinde koşmak hiç bir şekilde futbolumuza katkı sağlamaz. Sonrasında küçük Ülke takımları bile karşınıza gelip futbol dersi verirler, giderlerkende ''HADDİNİ BİL'' derler.

Tolga Güneş
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum