FUTBOLUMUZDAKİ ÖNLENEMEYEN ÇÖKÜŞ DEVAM EDİYOR... !

Yeni sezon başladı ve göz açıp kapayıncaya kadar dört haftayı geride bıraktık, takımlar bütçelerine göre yeni transferlerini tamamladı, yine aynı tas aynı hamam misali, Futbolumuzun genel yapısında zerre kadar değişiklik yok, kaos ortamı gittikçe genişliyor ve değişim için hiç kimse parmağını bile oynatmıyor. Yenilgiler, elenmeler, artık tüm kesimlerde normal karşılanıyor.

Geçen sezondan kalma son Avrupa kupası maçında, Şampiyon Başakşehir sessiz sedasız elendi, hemen sonrasında Milli Takımımız iki zayıf rakibe karşı çok kötü sonuçlar aldı, önce Beşiktaş, ardından Alanya ve Galatasaray peşpeşe Avrupa Kupalarından elenip gittiler ve kimseden çıt çıkmadı. Beşiktaş geçen hafta Konyaspor maçında hezimete uğradı bu hafta sahasında yine yenildi, aynı başarısızlık Galatasaray içinde geçerli, bütün bunlardan sonra bakıyoruz Sergen Hoca yönetimi suçluyor, Fatih Hoca herzamanki gibi herkesi suçluyor. Yorgun Futbolculardan bahsediyor takımın ruhuna uymadı bu Futbol diyor ve herkesce eleştirildiği, müthiş bir yanlışa imza atıp maçın son beş dakikasında sahayı terkediyor.

Hiç bir Teknik Direktör kötü gidişi başkalarına yükleme hakkına sahip değildir, tam yetkiyle görev yapan insanlar, işler iyi gittiğinde artı puanları kendine yazıp, kötü gittiğinde başkalarına mal edemez. Sergen Hoca Beşiktaşa geldiğinde, bu transferin erken olduğunu ve Hocanın Beşiktaş'tan önce çalıştırdığı altı takımdada istikrarı sağlayamadığını dile getirmiştim, bir ilave yapmak istiyorum, Hoca doğal bir yetenek olmasına rağmen, hiç bir zaman Futbolculuğundada istikrarı yakalayamamıştı ve hiç bir sezon 30/40 maç oynayamayıp Milli takımda bile, büyük yeteneğine rağmen sürekli yer bulamamıştı, ayrıca Avrupa takımlarındanda bu yüzden hiç teklif alamamıştı. Çok fazla detaya girmek istemiyorum, geçen yazımda belirttiğim gibi ben Beşiktaş'a ve Sergen Hoca'ya inanmıyorum. Hoca böylesine büyük bir kulübü uzun seneler taşıyamaz. Futbolculuk başka şey, Hocalık çok başka şey. Hem Dededen hem Babadan özbeöz bir Beşiktaş sevdalısıyım, ama dost acı söyler diyede bir laf vardır.

Geçen sezon birkaç defa Fatih Hoca içinde görüş belirtip, artık Hocanın Cimboma vereceği birşey kalmamıştır diye yazmıştım, nitekim öylede oldu, Cimbom Avrupadan silindi, müthiş kadrosuna rağmen ligte ilk üçe giremedi, Türkiye kupasında Finale bile kalamadı ve bu senede kaliteli bir kadroyla, bıraktığı yerden devam ediyor, Avrupa kupalarında yine hüsran, lig maçlarında yine hüsran. Dünyada hiç bir kulüp çalışanına bukadar sınırsız kredi tanınmaz çünkü şahıslar hiçbir zaman kulüplerin üstünde olamazlar, buna ne yönetimler nede o kulübün taraftarları izin vermezler. Daha öncede defalarca belirttim, Hocanın geçmişi, başarıları ve kariyerini tartışmak kimsenin haddi değildir, ancak hiç kimsede geçmiş başarılarına sığınıp bugünü riske atmamalıdır.

Bu sezon Karagümrük, Alanya, Antalya ve Kasımpaşa Süperlige çok farklı bir renk katacaklar, haftalar önce bu sinyali vermişlerdi, bu takımlarda, transferden sorumlu kim varsa hepsini yürekten kutluyorum ve alkışlıyorum, nasıl bir çalışma yürütüyorlar kısıtlı bütçeleriyle, harika oyuncuları nereden buluyorlar çok merak ediyorum. Böylesine Profesyonelce çalışmaya ancak Şapka çıkarılır. Mümkün olsada üç büyüklerede bu konuda yol gösterseler.

Tabi unutmadan hemen belirteyim, aynı şey Trabzonspor içinde geçerli, onlarda harika transferler yapıyorlar ''İŞ BİLENİN KILIÇ KUŞANANIN'' 

Yine daha önceki yazılarımın birinin başlığı, Fenerin Işığı yanmıyor şeklindeydi ve Sarı Kanaryalar zar zor sezonu tamamlamışlardı, Futbolda dün yoktur bugün vardır söylemini her zaman benimsemişimdir, geçen yazımın başlığı ise ''Fenerbahçenin Ayak Sesleri'' idi. Bu sezon başlarken açık ve net olarak görülmüştü, ve bu benim çoktandır beklediğim bir hamleydi, çok inandığım Başkan Sayın Ali Koç, bocalama ve kulübü tanıma sürecini tamamlayıp, elini taşın altına soktu ve Fenerbahçe'yi uzun yıllar başarıya götürecek çalışmayı başlattı, mükemmel transferler yaparak, takımın eski ruhuna kavuşmasının önünü açtı. Bu sene Fenerbahçe'yi tutmak çok zor olacak, benim kesin favorim başta Fenerbahçe, ardından Trabzonspor'dur.

Sayın Ali Koç sözünü yemeyen bir kişi olarak bilinmektedir, bir iki ay önce Türk Futbolunun alt yapı  sorunuyla ilgili harika şeyler söylemişti, bu sözünüde tutacağına yürekten inanıyorum. Bu sorunu üç senedir köşemdeki yazılarımda dile getirmiştim, bir başka yazıda tekrar detaylı olarak görüşlerimi ve Almanyada öğrendiğim gerçek alt yapı çalışması nasıl yapılırı, katkı sağlamak amacıyla yazıya dökeceğim.

Futbolumuz ancak sağlam bir çalışmayla tekrar ayağa kalkar ve işte o zaman, yıllardır gerçekleri örtbas eden spor gazeteleri, Avrupa Futboluna karşı ''BİZİM ONLARDAN NEYİMİZ EKSİK'' manşetini atabilirler, Gazetelerinin baş sayfalarına. Umarım herkes gibi, o tip Futbol yazar çizerleride, nelerimizin eksik olduğunu artık anlamışlardır. Milyonlarca Futbol taraftarına, gercekleri anlatma zamanı gelmiş vede geçmiştir. Bir yerlere hoş görünmek için Yağdanlık olmak hiç kimseye birşey kazandırmaz. Olan Türk Futboluna olur, bugün olduğu gibi.

Avrupada ilk onbirin dışında kaldık, Ülkemizin puanları düştü belkide Şampiyon olan Takımımız, Şampiyonlar ligine katılamayacak. Biz nasıl bu durumlara düştük, herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir. Ancak o zaman anlaşılır nelerimizin eksik olduğu.

 

Tolga Güneş