Her sabah uyandığımızda, hem Ülkemizde hemde Futbol dünyamızda, yepyeni gündemlerle karşılaşıyoruz. Siyaset ile Futbol artık tam anlamı ile birbirine geçmiş durumda. Sürekli sataşmalar, atışmalar havada uçuyor, hiçbir Ülke'de rastlamayacağımız konular hepimizi şaşırtıyor, yorum yapmakla, yazmakla bitmeyecek kısır çekişmeler hepsi.
Bugüne baktığımızda, bana göre en önemli gündem, Fenerbahçe'nin geldiği noktadır. Yeni sezon başlarken, iyi bir Beşiktaş'lı olarak Şampiyonluk adayımın ilk sırada Fenerbahçe olduğunu yazmıştım, yalnız Ülkemizde değil, dünyaca tanınmış bir Ailenin başarılı çocuğu, çok inandığım ve saygı duyduğum Başkan Sayın Ali Koç'un, sezon başında yaptığı büyük hamle, 22 yeni Futbolcu ile kurulan güçlü kadronun, sezon sonu Şampiyonluk ipini göğüsleyeceğine çok inanmıştım. Fenerbahce için, çok şey değil, herşey yapabilecek bir Başkan olduğunu tüm Futbol kamuoyu görmüştü. Birçok kişi gibi bende böyle bir kadro, Antrenörsüz bile Şampiyon olur diye düşünmüştük. Başkan Sayın Koç ve yönetiminin, Erol Bulut kararıda çok yerinde bir karar olmuştu. Nezaman Teknik Danışman olarak Emre Belözoğlu ismi gündeme geldi, işte o anda bence Fenerbahce ve Sayın Koç'un büyük emekleri için alarm zilleri çalmaya başladı.
İşte o günlerde, maçlar başlamadan ben bu konudaki görüşlerimi köşemde yazdım ve tehlikeyi işaret ettim. Futbolcu Emre, aynı Tugay Kerimoğlu ve diğer bazı örnekler gibi, Futbol tarihine geçmiş, çok zor bir başarıya imza atmış bir sporcudur demiştim. Kariyerine ve büyük futbolculuğuna atıfta bulunmuştum. Ancak, agresif kişiliği, tecrübesizliği, eski futbolculardan oluşan ekibiyle, Erol Bulut'un üzerine çıkacağını ve takımdaki harmoninin olumsuz etkileneceğini, Emre'nin önce bir süre altyapıya emek vermesinin en doğru karar olacağına dikkat çekmiştim.
Sayın Ali Koç, bilgisiyle yönetim başarısı ile örnek alınacak çok değerli bir insandır ve Fenerbahçe sevdalısı olduğuda nettir. Ancak gelinen noktada açıkca görülmüştürki, Sayın Koç'ta birçok kulüp Başkanı ve yöneticileri gibi, Futbol'dan pek anlamayan Başkan durumundadır. Dünyanın en iyi futbolcusu olmak, çok iyi bir Teknik Adam olabilmek değildir ve bircok örnekleri vardır. Futbol yönetimide çok başka yeteneklere sahip olmaktan geçer. Sayın Koç, maalesef ilk geldiği günden beri, sürekli yanlış kararlara imza atmıştır ve Fenersahçemiz maalesef geçen sezon tüm sporseverleri üzmüştür. Avrupa'da olmamak, Şampiyonluk düşünememek, Türkiye kupasına uzak kalmak ve ilk üçe girememek, Kulübün tarihinde kara bir tablo olmuştu.
Bugün gelinen üzücü noktanın bence iki önemli sebebi var, birincisi şanssızlık, ikincisi ise sezon başında alınan yanlış ve gereksiz karar. Takımın beyni ve dinamosu olan, Gustavo ve Pelkas'ın aynı anda sakatlanıp takımdan ayrı kalmaları, tüm dengeleri bozmuştur ve Fenerbahçe'nin arka arkaya çok basit puanlar kaybetmesine sebep olmuştur ve bu her takım için önemli bir şanssızlık olarak kabul edilir.
İkinci ve en önemli sebep, Emre ve Teknik kadrodaki eski takım arkadaşlarıdır. Birkaç hafta önce bu konuyu yazmıştım, gazetelerde birçok yazar da aynı konuyu işlemişti, Emre'nin her antrenmanda ne işi vardı, oyuncularla niye birebir ilişki kurma gereği duymuştu, diğer hocalar niçin futbolcularla kendi inisyatifleri ile ilişki içindeydiler, işte takım içindeki bu kısır döngü, Erol Bulut'un futbolcular üzerindeki otoritesini yerle bir etti.
Caner'in sahadan çıkarken olumsuz tavırlarıda, tüm söylenenlerin doğruluğunu kanıtlamıştı. Malatyaspor ve Alanyaspor'da kısıtlı imkanlarla, Erol Hoca'nın neler yaptığını hepimiz görmüştük, aylar önce yine köşemde, Erol Hoca istediğini yapamıyor, özgüvenini kaybetmiş, saha kenarında önceden olduğu gibi etkili olamıyor çünkü rahat olmadığı açıkca belli oluyor diye yazmıştım.
Çok daha öncede, Devlet içinde devlet olmaz diye görüşümü dile getirmiştim. Keşke ben yanılsaydım ve Sezon başlarken Şampiyonluğun en büyük adayı olarak gördüğüm Fenerbahçe puan farkıyla liderliğini devam ettirseydi ve buna paralel olarak, saygı duyduğum Başkan ve güçlü altyapı bilgisi olan Erol Hoca'nın çalışmaları, emekleri ve hayalleri karşılık bulsaydı.
Bugün yaşanan durum, yazımın başlığındaki, hatalar zincirinin son halkasıdır. Haftalardır Erol Hoca'nın gitmesi gündemdeyse ve sonunda takımdan gönderilmişse, aynı gün Dünya kulübü olan Fenerbahçe'nin hocası, mutlak surette tarınmış, kariyer sahibi, tecrübeli yabancı bir hoca olmalıydı, böyle bir kriz anında verilecek en doğru ve yerinde karar bu olurdu. Oynanacak olan 10 maçın karşılığı 30 puandır, eldeki kadro tam motive olsa, bunu başarabilecek kapasiteye sahiptir, sezon sonuna kadar Emre ve ekibi ile devam, yeni sezonda yabancı bir Hoca ile yeni başlangıç kararı, bu sezonu gözden çıkarmak ve önümüzdeki sezonuda tehlikeye atmaktan başka bir şey değildir. Sezon başlarken verdiği emekler, Sayın Ali Koç’un alkışlanacak bir çalışmasıydı, ancak aylar öncesi kendini gösteren tehlikeyi görememesi, önlem alamaması ve Emre ile ilgili verdiği son yanlış karar, umarım Başkan'ın emeklerini sezon sonunda sıfırlamış olmaz.
Yazımın sonunda tekrar hatırlatmak istiyorum, Fenerbahçe kupada yok, Şampiyon olamazsa yine Avrupa'da olamayacak, en kötü senaryo ise, ya geçen sezon olduğu gibi, ilk üçede giremezse, acaba kimler büyük Fenerbahçe camiasından özür dilemek zorunda kalacak ?!
Tolga Güneş
YORUMLAR