HERŞEY YOLUNDA DEĞİL !

Küçük yaşta Futbol okuluna başlayıp, öğrenilecek herşeyi en iyi şekliyle öğrendiğim Alman Futbol dünyasını, tv spor programlarını ve spor dergilerini alışkanlık olduğu için aksatmadan takip eden biriyim. Birlikte yetişip, aynı takımlarda oynadığım ve şu anda bir çoğunun, çeşitli altyapılarda, bazılarının Teknik Direktör olduğu çocukluk arkadaşlarımla, Almanyadaki Futbolu analiz ederek yaparak, her türlü yeniliği gecikmeden öğrenebiliyorum. Ayrıca tüm yabancı ülkelerde yaşananlarda herzaman ilgi alanımda kalmaya devam ediyor. Oralarda neler oluyor demekten çok, oralarda neler olmuyor diye bilgi edinme peşindeyim herzaman.

Futbolu, sadece futbol dünyasından gelen kişiler yönetiyor, aileler ile bütünleşmiş güçlü altyapılara yapılan yatırımlar her geçen gün artıyor ve olmayan tek şey, başta Futbol Federasyonu olmak üzere, hiçbir kulüp siyasete bulaşmıyor. Ayrıca hergün kavgalar, atışmalar, imalı laf sokmalar ve bitmeyen kaos ortamı hiç yaşanmıyor, hafta sonu maçlar bitiyor ve herkes işinin başına dönüp, huzurlu ve sakin bir şekilde gelecek haftanın çalışmalarına başlıyor. Bilinçsiz ve biryerlere bağımlı, tv yorumcuları, spor yazarları yok oralarda. Oynanmış ve bitmiş bir maçın tek bir karesini ofsayt mı değilmi diye 40-50 kere tekrar ederek gösteren tv kanallarıda göremiyor insan.

Sonra kendi ülkeme dönüyorum ve büyük üzüntü duyuyorum, hala yabancı Futbolcu enflasyonu devam ediyor, kendime soruyorum acaba bukadar yabancı oyuncu ne işe yarıyor diye, kulüplere inanılmaz yük bindiren ve iflas noktasına getiren büyük miktarlarda borçlanmak kime ne fayda sağlıyor diye cevap arıyorum ama bulamıyorum.

Ülke futbolu UEFA listesinde 13. sıraya düştü, önüne gelen bizim takımlarımıza yenilgi tattırıyor, bu sezon bir takımımız Şampiyon olacak, ancak direk olarak Şampiyonlar ligine katılamayacak, yani Türk Futbolu hala yanlış kararlar ile beraber ''HAVANDA SU DÖVÜYOR'' ve müthiş zaman kaybı devam etmekte. Federasyondan ve Başkanından kimse memnun değil, gazetelere bakınca insanların içi kararıyor, tek bir gün mutluluk veren haberlere rastlamak mümkün değil.

Galatasaray ve Beşiktaş'ta sorunlar devam ediyor, Cimbom'un Başkanı ve Fatih Hoca, “HERŞEY YOLUNDA” dediler, Beşiktaş Başkanı, Hocamızın yanındayız dedi, Sergen Hoca kendimize geldik diye ekleme yaptı. Bu açıklamalara kimse inandımı, tabiki hayır.

Sorunlar bir süreliğine ertelendi ve halının altına süpürüldü yine. Olası kötü sonuçların hemen arkasından yaşanacak olanları, futboldan anlayan herkes şimdiden görebiliyor. Türk Futbolunda devam eden bu karmaşık ortam ne zaman son bulacak kimse bir tahminde bulunamıyor. Bu konuda benim değişmeyen görüşüm aynen devam ediyor. Yabancı sayısı acilen beş oyuncu ile sınırlandırılmalı, ücretler düşürülmeli, güçlü ve bilimsel altyapı anlayışı hakim  kılınmalı ve mutlaka Türk Futbolu siyasetten arındırılmalıdır, bütün bunlar gerçekleşmeden Futbolumuz çağdaş bir yapıya asla kavuşamaz.

Kulüpler birliği tek vücut halinde Futbolumuzun kalkınması için etkili rol üstlenmelidir. TRT 1 spor kanalındaki çağdışı program acilen gözden geçirilmeli ve faydalı bilgiler aktaran bir spor programı haline getirilmelidir. Bütün bunları özetlersek, Futbolumuzun kalkınması için, çok ciddi ve kararlı bir REFORM'a ihtiyaç vardır. Yoksa şimdiye kadar olduğu gibi yerimizde saymaya devam edeceğiz.

Yazılarımda çok sık kullandığım ve Sembol haline getirdiğim bir cümle var, Spor basınının Avrupa futbolunu küçümseyip, bizim futbolumuzu güya daha yükseğe taşıyacak anlamlı bir benzetmesini tekrar hatırlatmak istiyorum.

''BİZİM ONLARDAN NEYİMİZ EKSİK'' İşte zamanında yanlış ve Futbolumuza zarar veren bu cümle, bence yıllar sonra tamda bugün çok önemli bir anlam kazanmıştır. Futbol dünyamız topyekün ve elele verip, kararlı bir şekilde, bizim onlardan neyimiz eksik sorusunun tam cevabını araştırır ve sebepleri tespit ederse, kalkınma o andan itibaren başlamış olur, bunu başarabilirsek Avrupada'ki hiçbir takımdan, zerre kadar eksiğimiz yok noktasına ulaşabiliriz. Sporun hangi branşı olursa olsun, başarı günlük yada sezonluk hesaplarla elde edilemez. Önce ciddi karar vermek, plan yapmak, plana sadık kalarak uygulamak ve mutlak sabır göstererek, arzu edilen REFORMLAR gerçekleşebilir.

 

 

Tolga Güneş