TOLGA GÜNEŞ

TOLGA GÜNEŞ

GOL VURUŞU
[email protected]

İşte Futbol İşte Final

22 Ağustos 2019 - 10:35

Evet tatil bitti ve ligler başladı. Sezon içerisinde nekadar değişik, ayrıca saçmasapan manzaralarla karşılaşsak bile, yinede liglere verilen aralar oldukça sıkıcı geçiyor. Özelliklede uzun süren yaz tatili. Neyseki başladı artık, bakalım bu sezon nelerle karşılaşacağız.

Yeni sezonun tüm takımlarımıza hayırlı olmasını diler, hepsine başarılar dilerim.

Ama öncelikle, yeni sezonun başlamasından çok daha önemli bir şeyden bahsetmek istiyorum. Geçen hafta İstanbulda Beşiktaş Arena da oynanan UEFA Super Cup maçı !

Yani UEFA Şampiyonlar ligini ve UEFA Avrupa ligini kazanan iki büyük takımın kozlarını kora kor paylaştığı karşılaşma, prestijin tavan yaptığı bir maç. Bir çoğumuz mutlaka izlemiştir bu maçı, tabiki bende izledim, böylesine özel maçlar kaçmaz.

Beşiktaş Arena da adeta bir Futbol şöleni yaşandı, inanılmaz bir performans ortaya koydu her iki takım. Bir Futbol severin özellikle Ülke Futbolumuzda aradığı, özlediği herşeyi içeren bir karşılaşmaydı. Kapasitenin en üst düzeye ulaştığı bu karşılaşmada, Liverpool olsun Chelsea olsun, iki takımda kendi içlerinde müthiş bir disiplin ve uyum içindeydiler.

Hızlı ve çekişmeli geçen maçta oldukça sert ikili mücadeleler izledik. Her İki takım da kupayı çok istedi, bunu maçı izleyen milyonlarca kişi bu isteği hisedebildi. Takımların daha birkaç gün öncesinde, kendi liglerinde oynadıkları karşılaşmalardan dolayı yorgun olacaklarına dair spekülasyonlar yapılmıştı basınımızda, ama bu durum onlar için hiçte önemli değildi. Bizde olsa bir hafta boyunca TFF gündemden düşmezdi ve bir sürü komplo teorileri üretilmiş yazılar yayınlanırdı… Neyse, dönelim kupa finaline.

Güç, kuvvet, hız, tempo, oyun zekası, 120 dakika süren maçta hiç eksik olmadı. Avrupa sahnesinde oynanan maçlar için ‘’Avrupa Sertliği’’ denilen bu farklı kapasite içinde nekadarda çekişmeli geçtiyse maç,

hep Fair Play çerçevesi içindeydi.

Hatta sert ve çekişmeli geçen karşılaşmanın uzun bir bölümünde hakem varmı yokmu belli bile değildi. Kadınlardan oluşan hakem kadrosunuda ayrıca tebrik etmek lazım, çok başarılı bir performans sergilediler. Sahada olan herkes görevini çok iyi yerine getirdi ve bence dünyaya futbol dersi verildi.

Aslında bu maçı izledikden sonra, bizim ligimizde nelerden mahrum bırakıldığını çok net anlıyor insan.

Peki bir maçtan öğrenilecek okadar çok şey varken, Ülkemizin Futbol piyasasında olup, yüksek paralar kazanan oyuncular, antrenörler ve hakemler acaba hangi dersleri çıkarttılar,

ya da çıkartabildilermi çok merak ediyorum.

Mesela üst düzey performans 90ı bırakın 120 dakikaya nasıl yayılır, konsantrasyondan nasıl kopulmaz, sert geçen ve kaybedilen ikili mücadele sonrası hakemlere ya da rakibe bağırp çağırmadan nasıl maça devam edilir, hata oranı nasıl en düşük düzeyde tutulur, bunun gibi daha bir çok konu var sayabileceğimiz ama buna sayfa yetmez.

Özellikle her sene Avrupa kupaları ya da Milli takımımızın grup kuralarında çıkan güçlü isimler belli olduktan sonra verilen ‘’Bizim bunlardan neyimiz eksik’’ vs vs demeçler yayınlayan basınımız, umarım aslında nelerimizin eksik olduğunu, ve her sene neden Avrupada olamadığımızı ve de neden olamayacağımızı sanırım görmüştür artık, çünkü görmemek için görme engelli olmak lazım,

ya da Futboldan hiç nasibini alamamış olmalılar…

Evet, gelelim kendi ligimize Futbolumuza ve sorunlarımıza. Ligimiz başladı, ilk haftayı atlattık. Genelde manzara hep aynı, üç büyüklerimiz transfer olsun, lige hazırlık olsun süekli gecikiyor ve sezon başlarında önemli puanlar kaybediyor. Böylece Galatasaray Süperlige dönen Denizlispora karşı 2:0,

Beşiktaş da Sivasspora karşı 3:0 mağlup oldu.

Sivassporun lige iyi bir giriş yapacağını ve Beşiktaşı yeneceğini, Sivasın bir hafta önce Fenerbahçeyi yendiği maçta sergilediği performans ve havasından, Beşiktaşında hazırlık maçlarında gösterdiği kötü performanslardan sonra ben şahsen hisettim ve maçdan bir gün önce bu düşüncemi sosyal mesyada paylaştım. Tekrar ediyorum Beşiktaşın işi çok zor, eksiklerin ve borçların teşkil ettiği sorunların dışında, bence hala en büyük handikap, daha öncede dile getirdiğim gibi, Camianın bir türlü yaşayamadığı heyecan...

Ligler başlamadan üç ay önce değerli hoca Ersun Yanal Fenerbahçeyi şampiyon ilan etmişti. 5:0 kazanılan Gazişehir karşılaşması sonrası hoca verdiği demeçte takımım bu sene kesinlikle şampiyon olacaktır düşüncesini yineledi. Hemen arkasından, daha eksiklerimiz var bir ay sonra takımım istenilen düzeye gelip gerçek futbolunu oynayacaktır diye ilave etti. Bu iki çelişkili açıklamann yorumunu değerli okuyucularıma bırakıyorum. Bence Süperligde ilk defa deplasmanda ve Fenerbahçe gibi büyük bir takıma karşı oynayan Gazişehir gibi tecrübesiz bir takım karşısında üçü penaltıdan oluşan farklı galibiyetin en azından deneyimli bir teknik direktörü yanıltmaması gerektiği inancındayım. Bekleyip göreceğiz.

Yazımı Liverpool Chelsea maçında gördüğüm ve hayran kaldığım bir detayı paylaşarak bitirmek istiyorum. Beşiktaş Arenada belki bir daha gerçekleşmeyecek böylesine bir karşılaşmada yer alan her iki takımdaki büyük isimleri dikkatlice izledim, dünya çapındaki her iki takımın teknik direktörlerine baktım özellikle ağır çekimlerde futbolcuların birbirlerine karşı olan yüz ifadelerine ve vücut dillerine dikkat ettim, Futbol oynamış her insanın gözünden kesinlikle kaçmayacak profesyomelliğe şahit oldum. Yazımın başında belirttiğim gibi sahada her şey vardı ama bir tek şey yoktu, böylesine büyük paralar kazanan şöhretli Futbolcuların mütevazı davranışları bir çok şeyi aşmış olmaları sonunda sahada eksik kalan “EGO” sorununa hiç sahip olmamalarıydı. Uzun yıllar futbol oynamış biri olarak bu sporcuları yürekten alkışladım.

Tolga Güneş

YORUMLAR

  • 0 Yorum