NEREDEN TUTTUYSAK ELİMİZDE  KALDI...

Çok gecikmelide olsa, beklenen son gerçekleşti ve Şenol Hoca, gönüllü olmamasına rağmen nihayet Milli  Takım'dan gönderildi. Keşke böyle olmasaydı ve Hoca başka şartlarda kariyerini noktalasaydı, önce Beşiktaş şimdide Milli takımdan gönderilmesi hiç hoş olmadı. Maalesef ülkemizde, başarısızlık sonrası hiç kimse İstifa denilen bir erdem'i aklına getirmiyor.
Hollanda maçı sonrası, Şenol Hoca'nın uzun konuşmasına baktığımda hala takımda kalma isteğini açıkça gördüm, önümüzde dört maç daha var ve biz bunu başaracak güçteyiz tarzında açıklamaları gösterdiki, Hoca için başarı, gruptan çıkıp Dünya kupasına katılmak oluyor.
Avrupa Şampiyonasına katıldıkta ne oldu diye sormak lazım kendisine. Başta TFF, Şenol Hoca ve yağdanlık görevi yapıp Türk Futbol'una sürekli zarar varen, sayıları oldukça fazla olan, sözde Futbol yorumcuları ve yazarları sanırım, peşpeşe yaşanan Futbol rezaletine rağmen, gerçek sorunu hala anlayamamış durumdalar.
Şenol Hoca ve yanındaki göstermelik teknik kadro gitmeliydi ve gittiler, peki şimdi ne olacak, Milli Takım ve Türk Futbolu şahlanacakmı, tabiki hayır. Bir dolu sorun ve eksikler giderilmeden Futbolumuz kaldığı yerden aynı tas aynı hamam devam edecektir.
Kısa bir zaman öncesine kadar, TFF Başkanını tanımadığımı yazmıştım, daha sonra okuduklarımdan öğrenmiştim kim olduğunu ve böyle birşeyin sistemde yeri olmaması gerektiğini yazmıştım, benim yazılarım ve Futbol anlayışımda şahıslarla ilgim olmaz, ben yazılarımı bağımsız olarak sistemdeki aksaklıklar ve yanlışlar üzerine yazıyorum.
Bugüne baktığımızda, TFF’in yönetimini destekleyen tek bir kişiye rastlamak mümkün değil, kime sorsanız aynı cevabı alıyorsunuz, TFF Futbolumuzun çöküşünden sorumludur ve istifa etmelidirler diye. İşte en büyük sorun budur, TFF’in başına mutlaka hayatı Futbol olan kişiler gelmelidir, Milli Takım aynı yıllar önce yapılan ve büyük başarı getiren, Jupp Derwall tarzında ve o tecrübeye sahip bir Hoca'ya emanet edilmelidir.
Az da olsa, çok saygı duyduğum Futbol yazarlarının görüşlerine katılıyorum ve bunu defalarca bende dile getirmiştim, Futbol tüm dünyada çok hızlı bir değişim yaşıyor ve ne yazıkki, bizim Hoca'larımız bu değişimin şifrelerini henüz çözebilmiş değiller. Önemli bir misal ile devam etmek istiyorum, artık sistem değişmeli ve sahada 1. bölge 2. bölge saçmalığından ve takıntısından kurtulmak gerekir, Atatürk, Kurtuluş savaşında ne demiş,
“HATTI MÜDAFAA DEĞİL SATHI MÜDAFAA VARDIR VE O SATIH TÜM VATANDIR'' Futbol sahasındada her karışa pres Futbolu ile sahip olma anlayışına dönülmelidir, Hollanda takımı gibi bayrak direğende bile rakibe iki kişiyle basarak, nefes alma şansı bile bırakmayarak. Ayrıca başka bir saçma anlayışıda köşemde yazmıştım defalarca, ayağa pas, geri pas ve yan pas, yeterki top bizde kalsın anlayışı... İşte bu anlayışta çökmüştür.
Bir başka ve büyük sorun da Futbolcu seçimidir.
Hiçte söylenildiği gibi genç ve muhteşem bir jenerasyona sahip değiliz, genç olabilmesi için, takımın çoğunluğunun 19-20 ve 21 yaşlarında olması gerekir, 25 ve 26 yaşını geçmiş ve geleceği yere gelmiş ve ne yaparsanız yapın, daha fazlasını veremeyecek oyuncularla mucize yaratılamaz. Milli takım Avrupada kendi çapında  başarılı olmuş, sıradan Futbolcuları sadece Türk diye Milli takıma çağırıp toplama biir takım kurarak sahaya sürme yanlışından vazgeçmesi lazımdır !
Açık konuşmak gerekirse, bu Futbolcuların hiçbiri dünya starı değil ve bundan fazlasınıda veremezler, gurbetçi ve eski bir Futbolcu olarak, tek tek hepsini alkışladığımı defalarca yazmıştım, ama Güneş balçıkla sıvanmaz, her Futbolcunun yeteneği bir yere kadardır.
Milli Takımın ilk onbiri, 7/8 Süperlig'de oynayan Futbolculardan oluşmalı ve 2-3 en yetenekli Avrupa'da forma giyen gurbetçi oyuncularla takviye edilmelidir. Aynı eski günlende olduğu gibi. Şu an tam tersi söz konusu.
Hollanda maçından önemli bir örnek vererek, yazımı sonlandırmak istiyorum. Rakip takımın sağ ve sol kanat oyuncularının neler yaptığını hepbirlikte TV’den izledik, kaç depar, kaç çalım ve kaç orta yaptılar sayamadık bile, bizim sağ ve sol kanat oyuncularımıza baktığımızda, neden altı gol yiyen bir takım olduğumuzu anlamak hiç zor olmuyor. Futbolu yürüyerek oynayan, çizgiye inemeyen tek bir orta yapamayan, çabuk hızlı ve dayanıklı olmayan, ama şakşakçı bazı spor yazarlarının, büyük star dediği yedi numaralı formasıyla Cengiz Ünder'in kesinlikle Milli takıma katkısının olamayacağını düşünüyorum.
Ve bütün Futbolseverlere soruyorum, içinizden vereceğiniz cevap, Milli Takımımızın ne halde olduğunu gösterecektir. Sizler bir Hoca'sınız ve takım kuruyorsunuz, sol kanatta, Kenan'mı oynar yoksa Pelkas, N’Wakame yada Larin'mi oynar, sağ kanatta ilk onbirinizde Cengiz Ünder'emi yoksa Ekuban veya Ghezzal gibi oyuncularamı yer verirsiniz. Ben cevabın ne olacağını çok iyi biliyorum.
Evet Şenol Hoca gitmiştir ama tek sorumlu o değildir, TFF, yalaka spor yazarları ve Futbolcular toplu halde Futbolumuzu bu hale getirmişlerdir. Ciddi bir alt yapı oluşumu ve baştan aşağıya değişimle ancak Türk Futbolu ayağa kaldırılabilir. Aynı zihniyet devam ettikçe, yerimizde sayarız ve nal toplamaya devam ederiz. Bütün kalbimle Dünya kupasına katılmamayı ve yeniden yapılanmanın acil olarak başlatılmasını diliyorim ve umuyorum.


Tolga Güneş