Futbol dünyamızda, özellikle son iki senedir ciddi anlamda her bakımdan rahatsız edici bir kaos ortamı içindeyiz. Başta yöneticiler, bunlara ilaveten amigoluk yapan sözde futbol yorumcuları ve ne yazıkki saha içindeki bazı futbolcuların tavırları ve diğerlerinin de saçma sapan açıklamaları, sürekli olarak gergin bir ortamda yaşamamıza neden oluyor. Huzurlu, mutlu ve barış ortamı içersinde geçen bir haftamız bile yok.
Sporun dostluk ve barış olduğunu tamamiyle unutmuş durumdayız ve bu durumdan aklı başında olan hiçbir sporsever memnun değil.
Milli takımımızın oynadığı Macaristan maçından sonra, taraflı tarafsız herkesin saygı duyduğu, ve yazılarıyla saygı duyulan Sayın Fatih Söylemezoğlu bugün köşesinde alkışlanacak bir tespitte bulunmuş
"YÖNETİCİ SUSTU FUTBOL KONUŞTU” diyerek, Milli maç arası ve Macaristan galibiyeti bu gerçeği ortaya çıkardı diye devam ediyor, ve futbolumuzdaki yaraya parmak basarak, kimsenin itiraz edemeyeceği bir tespitte bulunuyor.
Uzun, düşündürücü ve yol gösterici yazısındaki en çarpıcı kısım ise bence yazının müthiş özeti olan söylemi. Şöyle devam ediyor usta yorumcu,
"HAKEEEM diye beyanat veren yok, Rakibi düşman gören yok, Uluslararası federasyonu, basını suçlayan yok, Sahada külhanbeyi gibi dolaşıp sağa sola posta koyan futbolcular yok, Çünkü konuşan YÖNETİCİ yok.”
Daha birçok anlamlı tespitten sonra, usta yorumcu yazısını şöyle bitiriyor.
"Pazar günü kazansak da kaybetsek de keşke bu ılıman iklimi bundan sonra yaşatmayı başarabilsek...”
Sürekli itiş kakışın olduğu bir futbol ortamında, sinirlerin gerildiği olaylara şahitlik etmek, futbolumuzu ve dostlukları provoke eden bir çok futbol cahilinin sorumsuz davranışları içersindeyken, böylesine güzel yorumlarda ve tespitlerde bulunan değerli ve çok az sayıdaki insanların oluşu gercekten alkışı hakediyor. Milli maçtan sonra, usta yazarın temenni ettiği ılıman ortamı gercekten yakalayabilirmiyiz diye sorulacak olursa, herkes gibi bende üzülerek böyle bir şansımızın ve futbol kültürümüzün olmadığını söyleyebilirim. Çünkü mutlu bir spor ortamına kavuşmak için, önce bilinçli Yöneticilere, reyting uğruna ortalığı karıştırmayan futbol yorumcularına, Dünya kulübü olan Fenerbahçe'ye asla yakışmayan ve hiçbir gerçek taraftarın onaylamadığı Mert Hakan tarzı oyuncuların olmadığı kadrolara sahip olmalıyız. İşte o seviyeyi bulduğumuzda gerçek bir futbol ülkesi olabiliriz. Böyle bir ortam, önce kulüplerimize, spor basınımıza sonrada sporcularımıza çok şey kazandırır.
Tolga Güneş
YORUMLAR