TÜRK FUTBOLU NEREYE GİDİYOR... ?

Bugünkü yazımda, yine altyapı eksikliğimiz, yabancı futbolcu yanlışlığı ve daha önce işaret ettiğim gibi olmayan Milli Takım'ımızdan bahsetmek istiyorum. Ancak bugün bir gazetede gördüğüm üzücü bir başlıktan sonra, kısada olsa yine sezon başlarken en büyük favorim olan Fenerbahçe ile ilgili bazı şeyleri dile getirmek istiyorum.
Son yazımda detaylı olarak yazdıklarımı tekrarlamak istemiyorum. Gazetede aynı şöyle bir başlık yer alıyor, RUH YOK, HIRS YOK, UMUT YOK.. ve hemen yanında Emre Belözoğlu'nun eşofmanlı resmi. Bence yazıya ilaveten, LİSANS YOK, ANTRENÖR DİPLOMASI YOK, TECRÜBE YOK ilavesi, dünya kulübü olan Fenerbahçe'nin en önemli yanlışının tam tarifi olurdu. Birçok şey yazılıyor ve söyleniyor, bunların içinde en üzücü olanda, Erol Hoca'nın takımdan gönderildiği gün birçok futbolcunun, sosyal medyada takip listesinden Hoca'yı çıkarmalarıdır.
Siyasetten, çarpık ilişkilerden, torpilden ve bazı hatırlı kişilerin memnun edilmesi için yapılan transferlerden hiç anlamadığımı bu köşemde defalarca dile getirmiştim, ne yazıkki geçte olsa bazı şeyleri ağzım açık bir şekilde ve şaşkınlıkla öğreniyorum.
Arda Turan, Mesut Özil ve Emre Belözoğlu transferlerinin çok yanlış ve gereksiz oluşunu, sportif açıdan bakıp değerlendirmiştim, şimdi görüyorumki ben yanılmışım, meğerse başka açılardan bu transferler gerekliymiş. Fenerbahçe'lilerin söylediği bir tabir herzaman çok hoşuma gitmiştir, burası FENERBAHÇE CUMHURİYETİ'dir diye. İşte bu noktada söyleyeceğim tek şey, hiç kimsenin bu Cumhuriyeti’in üzerinde olamayacağı gerçeğidir !
Bir süre önce Milli Hoca'mız Şenol Güneş'i merak ettiğimi ve boş zamanlarını nasıl değerlendirdiğini, ayrıca olmayan Milli Takımımızı yazmıştım. Aklıma Dünya üçüncüsü olduğumuz günler, ve her maçı izleyip, kendi Topraklarımızdan yetişen birbirinden değerli yetenekleri biraraya getirip harikalar yaratan Şenol Güneş ile şimdi hazıra konan Şenol Güneşi karşılaştırıyorum.
Milli maçlarda ortaya çıkan bir Hoca oldu artık, ama tabiki bu durum Şenol Hoca'nın suçu değil. Ülkemizin yabancı futbolcularla oynanan Futbol ligini değiştirebilmesi mümkün değil. Eskiden 3 büyük takımımızın 6-7 futbolcu verdiği Milli Takımımızda şu anda yabancı ülkede doğmuş, orada büyümüş, küçük yaşta alt yapıya girmiş ve o ülkenin ekolünde yetişmiş Futbolcular oynuyor, maçlar bittikten sonrada hepsi uçağa binip yetiştikleri ülkeye dönüyorlar. İşte bu yüzden ben, olmayan Milli Takımımız diye yazıp, gelinen noktanın nekadar büyük bir çöküş olduğunun anlaşılmasını istiyorum. 
Bu çocuklarımız gelip Ay Yıldızlı formayı gururla sırtlarına geçirip, Aslanlar gibi Milli Marşımızı söyleyip mükemmel mücadele edip Ülkemize puanlar kazandırıyorlar, hepsi alınlarından öpülecek Türk çocukları, ama hiçbiri Türk Futbolcusu değil, en önemli yerde burası zaten. Hemen kendimden örnek vererek, bu konuda gerçeğin ne olduğuna tam bir açıklık getirmek istiyorum.
Ben Almanyada doğdum, orada büyüdüm ve okula orada gittim, 8 yaşında Berlin'in önemli kulüplerinden birinde Futbol eğitimi almaya başladım, ilk ders olarak Futbolun FAİR PLAY çerçevesi içinde üç neticeli bir oyun olduğunu öğrettiler. Her iki senede bir yükselerek, tam 29 yaşıma kadar Alman Futbol dünyasının içinde, Alman vatandaşlığına geçmem için gelen bildiriyi çöpe atıp, onurlu bir Türk çocuğu olarak, Futbola devam ettim. Ama ben Türkiye Süper liginde bir Alman Futbolcusuydum, çünkü burada hiçbirşey öğrenmemiştim ve Ülkemin Futbol anlayışı benim için yabancıydı, altı yıl Ülkemde Futbol oynayıp bir Türk çocuğu olup, Alman Futbolcusu olarak Futbola veda ettim. İnce çizgide işte tam burası, Futbolcularımız ailelerinin büyük emek verip gurur duydukları Türk çocukları ama hiçbiri Türk Futbolunun eseri değiller. Bu Ülke kendi ligine ve Milli takımına kendi topraklarında Futbolcu yetiştiremediği sürece Türk Futbolundaki çöküş devam edecektir. Tam üç yılldır alt yapıda yatırım, plan ve kalkınma projesinin hayata geçirilmesi gerekliliğine vurgu yapıyorum. Kısa bir süre öncede ,Balıkesir Beşiktaş Futbol okulunu, Futboldaki görünmez kahraman sayılacak kişilerden, Antrenör Musa Karaoğlan'dan örnekler vermiştim, en kısa yoldan Ülkenin çeşitli bölgelerinde TFF destekli pilot bölgeler kurulmalı, ve çeşitli yaş guruplarından genç yetenekler bu alt yapılarda Futbol ile tanışmalıdır. Hiç vakit kaybetmeden, Avrupadaki alt yapıları aratmayan Balıkesir Futbol okuluda bir örnek olarak bu çalışmalarda başı çekmelidir.
Bu arada bir tespitimi üzülerek söylemek istiyorum, Beşiktaş kulübünün, özellikle  gençlere önem veren Başkanı, Sayın Çebi'nin ve yönetiminin bu Futbol okulunada sadece manevi değil, maddi destek sağlamalarınında zamanı geldiğine inanıyorum. Hayal kurmak bedavadır diye bir söylem vardır, bende hiç bıkmadan Türk Futbolu için hayallerime devam edeceğim. Belki birgün bir bakmışız, üç büyük kulübümüz, Milli Takımımıza yine 6-7 Futbolcu verir hale gelmişler. Gerçeğe kavuşmanın yolu önce hayal etmekten geçer.


Tolga Güneş