Süperlig 2018/19 sezonunun ilk yarısı bu hafta tamamlandı, ve bu yarının şampiyonuluğu bileğinin hakkıyla Başakşehirin oldu. Açıkcası hiç alışık olmadığımız ve çok tuhaf 17 maçlık bir period izledik. 3 büyükler var ama yok, bu nedenle anadolu takımları daha bir güçlenmiş gibi göründüler ama pek öyle bir durum yok, anadolu takımları herzamanki gibi aynı, sadece 3 büyüklerin değişik sorunlarından ve hatalarından dolayi oluşan ve bu nedenle hiçbir büyüklük gösteremedikleri bir sezon yaşanıyor.
Galatasarayda iç problemler oldukça büyük, dışa pek yansıtmama çabalarına rağmen, duyduklarımız sadece buz dağının görünen bölümü. Fatih Terimin geçen gün
“what can i do sometimes ?!” diye attığı tweet i ben herkes gib
“ben daha ne yapabilirim” anlamında algıladım. Şahsen bir “imparatorun” en son sarfedeceği bir cümledir bu. Bence asıl böylesi durumlarda bir “imparator” bu lakabın hakkını vermesi gerekir. Burada sanki biraz bahane aranmış gibi bir durum oluşmuş, takımın hocası olarak sen görev verdiğin oyuncularını motive edemiyor ve istediğin gibi oynatamıyorsan işte bu imparatorluk tartışmaya açık bir hale gelir.
Fenerbahçeye gelince, sezon başından beri şaşkınlıkla izlerken, üstüne yeni bir şaşkınlık daha eklendi. Ersun Yanal gibi biri resmen “kurtarıcı” ilan edildi, sanki takımın başına Mourinho getirilmiş havası yaratıldı, Fenerbahçeyi daha önceki çalışmasında bir defa şampiyon yapmış olmasına rağmen ben açıkca Yanalın 3 büyüklerin hiçbirini çalıştırmaması gereken bir hoca olduğunu düşünüyorum.
Asıl şaşırtan konu ise, Başkan Ali Koç’un sarf ettiği lafları sonradan nasıl yemiş olmasıdır. “...net söylüyorum, Ersun Yanal hoca bizim planlarımızda yok, kendisiyle konuşmayı planlamıyoruz, Ersun Yanal ile ilgili yapılan yoğun medya kampanyasından ben şahsen etkilenmem....” dediği Ersun Yanal ile nasıl aynı ortama girebildi ?!?
Tüm yazılarımda çok beğendiğim ve kişiliğine saygı duyduğum vede Fenerbahçe kulübüne çok yakıştığına inandığım sayın Ali Koç bu davranışı ile acemi bir kulüp başkanı görüntüsü vermiş ve sportif açıdan bence karizma kayıbına uğramıştır. Ama inancım seneler geçtikce Fenerbahçe taraftarlarının Ali Koç’a mutlaka büyük başkan diye alkış tutacaklarına inancım tamdır.
Beşiktaşta durumlar vahim, Şenol Güneşi artık hiç yazmak istemiyorum, bence artık başka takımlarda yeni heycanlar yaşamaya gitmelidir, ama hiç böyle bir isteğinin olduğunu göremiyorum, benim gördüğüm, koca Beşiktaş kulübünü geçen sezonki başarısızlığından bu yana sanki babasının çiftliğimiş gibi görüyor olmasıdır.
Bu arada ortada dolaşan ciddi bir söylentiye değinmek istiyorum. Yönetimin dünyaca ünlü Fabio Cannavaro ile acil olarak bir görüşme yaptığı söyleniyor.
Şenol Güneşin yerine düşünülen ve görüşme yapıldığı iddia edilen Cannavaro bugüne kadar Çin liginde 3/4 sezonluk antrenörlük tecrübesi edinmiş. Şu an Çin liginde çalıştırdığı Evergrande kulübünün hocası Cannavaro Gerçekten BJK nin başına hoca olarak düşünülüyorsa, bence çok gereksiz bir karar alınmış olur. Cannavaro büyük bir isim olabilir ama o futbolculuğu için geçerli bir durumdur, Antrenör olarak şu an sadece “beginner” yani çömezdir ve Beşiktaşın içinde bulunduğu bu duruma yardımcı olabileceğine kesinlikle inanmıyorum.
Abdullah avcı ve Başakşehirin başarısına düşürülen gölgeyi kesinlikle kınıyorum, sporun politikadan uzak kalmasını herzaman savunmuşumdur, son haftalarda yazılan ve yukardan bir yerlerden destek var söylentileri, bence hiç yerinde değil. İyi kaliteli ve doğru yapılan işe saygı gösterilmesi gerekir, bir takım eğer 17 maçta sadece 8 gol yiyorsa çok şeyi başarmış demektir ve boşuna uzak ara liderlik koltuğuna oturmuş değildir !!!
Bu Kasımpaşanın yüksek tecrübeli hocası olan mustafa denizli içinde geçerli, Kasımpaşa - Beşiktaş maçında bence beyaz mavi formalı takım asıl BJK nin oynaması gerektiği gibi oynadı, agresif kendinden emin oyuncularla dolu bir takım, ama BJK de herkes mesuliyeti başkasına verme peşindeydi, BJK li futbolcuların vücut dillerinden ve birbirlerine maç esnasındaki bakışlarından anlaşılıyordu, kimse mesuliyet almak istemiyordu. Uzun zamandır çok dikkatle izlediğim Beşiktaşta kesinlikle oynamaması gereken 2 ismi burada tekrarlamak istiyorum, Necip ve Oğuzhan.
Avrupa kupasından elenip, sonra Kasımpaşadan dört gol yiyip 7. sıraya yerleşen bir Beşiktaş için mezardan rahmetli dedemde çıksa bugünlerde yazılan yorumları o da yazardı.
Futbolda önemli olan, kokuyu çok önceden alabilmektir, iş işten geçtikten sonra değil. Ben geçen sezondan ve özellikle bu sezon başından beri üstüne basa basa yazıyorum olacakları ve nedenlerini, gerçek Antrenörlük, Başkanlık, futbol adamlığı demek budur, önceden görebilmektir gidişatı, buyüzden bugünkü BJK nin durumuyla ilgili konuşulanları ciddiye alamıyorum artık.
Ayrıca çok merak ettiğim bir konu daha var, son 3 sezonda elde edilen +27 milyon € transfer hasılatı ile birinci olan BJK nasıl olurda oyuncularla para problemi yaşar ??!! Son 3 sezon elde edilen başarılarla haklı olarak gövde gösterisi yapmayı biliyorsan, işlerin kötüye gittiği zamanda sorumluğu üstlenip, ortaya çıkıp gerçekleri söyleyebilmesi gerekir bir Başkanın ve Yönetimin.
Tolga Güneş
YORUMLAR