Bir gün geçmiyorki, futbol dünyamızda huzurlu ve dostça yaklaşımların olduğu güzel bir gün geçsin. Sürekli atışmalar imalı sözler ve rakipleri tahrik edici söylemler hergün havada uçuşuyor. Futbolumuzdaki bu kargaşanın hiçbir benzerini sürekli takip ettiğim Avrupa ülkelerinde ne görüyorum nede duyuyorum.
Her takımın Başkanları, Yöneticileri ve Hocaları devamlı bir eleştiri içindeler, hakemler müthiş bir baskı altındalar, saha içinde futbolcular neredeyse birbirinin gırtlağını sıkacak haldeler, stadtaki seyirciler hiçbir maçı zevkle ve keyifle seyredemiyorlar. Ne yazıkki ülkedeki çeşitli sorunlar bu yüzden, aslında bir oyun ve eğlence olan futbol karşılaşmalarınada yansıyor. Bu durum her geçen gün kötüye gidiyor ve insan haliyle üzülüyor ve huzurlu ve mutlu görüntüler birgün eskiden olduğu gibi geriye gelecekmi diye düşünüyor.
Türk futboluna büyük zarar veren ve bir anda TFF Başkanlığından uzaklaştırılan eski başkan Büyükekşi'nin devre dışı kalmasını hala içine sindiremeyenlerin olduğunu, yaptıkları açıklamalarla net olarak belli edenleri tüm futbol kamuoyu anında görebiliyor.
Şimdilik tek huzur veren şeyde, yeni seçilen TFF Başkanı ve arkadaşlarının özlediğimiz tarafsızlık ilkesine sadık kalmalarıdır. Uzun bir aradan sonra artık TFF Başkanını tribünlerde görebilmek bence futbol adına önemli bir kazanım.
TFF Başkanından söz açılmışken, hemen çok önemli bir konuyuda gündeme getirmeyi bir görev olarak görüyorum, her geçen gün futbolumuz ve saha içi görüntüler ortaya sportmenlik dışı itiş kakışın arttığı çirkin sahneler ortaya koyuyor ve çok üzücüdürki, kuralların uygulanmadığı bir kördöğüş ile futbol kirleniyor.
90 dakika boyunca sayamayacağımız kadar kural dışı müdahaleleri tiksinerek seyrediyoruz ve hakemlerin futbolda olmaması gerekenlere göz yummalarırı üzülerek takip ediyoruz. Normal olarak maç içinde oyuncuların elleriyle rakiplerinin formasını tutması, güreşçiler gibi iki elleriyle beline sarılması yada havadan gelen toptan önce kollarıyla rakibirin omuzlarına yüklenmesinin tek karşılığı faul ve sarı karttır. Ne yazıkki hakemlerin bu güreş sahnelerine seyirci kalmaları, bu tür kural dışı müdahaleleri normal kabul edilebilirmiş gibi kötü bir alışkanlık haline sokuyor. TFF Başkanı bu duruma mutlaka el koymalıdır ve hem hakemler hemde özellikle VAR hakemleri bu kabul edilemez olan kural dışı faullere izin vermemelidirler. Ayrıca hakemler bir pozisyon sonrası VAR odası ile görüşürken, her iki takım oyuncularının Çin ordusu gibi hakemin etrafını sarmalarınada mutlaka bir yasak koyulması gerektiğini açıkça ortaya koymalıdırlar.
....İnsanlar ne yazıkki eskiden olduğu gibi, ne tribünlerde nede evlerinde televizyon başında keyifle ve eğlenerek bir maç seyredemiyor. Tam bir savaş görüntüsü sahnelere şahit oluyoruz. Futbolcularda öyle bir hale geldiki, hepsi saha içinde birer kabadayı, televizlonda bazı pozisyonlar tekrar tekrar gösteriliyor ve milyonlarca insan ağız okuyarak bazı oyuncuların ahlak dışı söylemlerini net olarak görebiliyor. Kulüp yöneticilerinede büyük iş düşüyor ve mutlaka bazı konularda oyuncularını uyarmaları ve eğitmeleri gerekiyor. Futbolcular çok kontrolsüzler ve ne yazıkki, taşıdıkları şerefli formaların anlamını tam olarak kavrayamıyorlar. Futbol bir oyundur, eğlencedir, dostluk ve ahlaktır. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ne güzel söylemiş,
"Ben Sporcunun Zeki, Çevik Ve AHLAKLISINI severim”
Borç batağındaki kulüpler, Milli takımın yıllardır süren başarısızlığı, alt yapı sorunları, kulüp yöneticileri arasındaki söz düelloları derken maçlardaki centilmenlik dışı davranışların artmasıyla, Futbolumuz her geçen gün kan kaybediyor ve değersizleşiyor. Bu kaos ortamından çıkmak için, tüm yönetici konumundaki insanlara, teknik direktörlere, hakemlere, spor basınına büyük görev düşüyor. FAİRPLAY anlayışı ile dostluk ilişkileri içinde mücadele edebilecek duruma gelinmezse, uçurumun kenarındaki futbol anlayışımız o uçurumdan aşağıya düşecektir. Kavga, dövüş, laf sokmalar ve suçlamalarla bir adım ileriye gidebilmemiz kesinlikle mümkün değildir. Benden söylemesi.
Tolga Güneş
YORUMLAR